FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN
YENİLEME-Oxfam: Küresel milyarderlerin serveti, dünya nüfusunun %60’ının sahip olduğu toplam varlıklardan daha fazla
22/01/2020 10:50:38

    Uluslararası sivil toplum kuruluşu Oxfam’ın 2015 yılından bu yana  hazırladığı küresel eşitsizlik raporunun güncel rakamları, İsviçre’nin
Davos şehrinde 21-24 Ocak’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu  öncesinde yayınlandı. 2019 raporuna göre, dünya çapında 2.153  milyarder var ve sahip oldukları servet, dünya nüfusunun %60’ını  oluşturan 4,6 milyar insanın toplam varlığından daha fazla.
    Küresel eşitsizlik sarsıcı bir şekilde yerleşmiş ve yaygınlaşmış  durumda. Geçtiğimiz son on yılda milyarderlerin sayısı iki katına  çıktı. Bu yıl Oxfam Konfederasyonu’nu temsilen Davos’ta bulunan Oxfam
Hindistan CEO’su Amitabh Behar’a göre “zenginler ile yoksullar  arasındaki fark, iyi planlanmış eşitsizlikle mücadele politikaları  olmadan kapatılamaz ve dünya üzerinde çok az hükümet bu politikaları  hayata geçirmeyi taahhüt ediyor.”
    Oxfam’ın “Time to Care” [Bakım Zamanı] isimli bu yılki eşitsizlik  raporu, cinsiyetçi ekonomilerimizin eşitsizlik krizini nasıl  beslediğini ve varlıklı seçkinlerin, özellikle yoksul kadın ve kız  çocuklarının aleyhine olacak şekilde servetlerini nasıl artırdığını  gözler önüne seriyor:
    Dünyanın en zengin 22 erkeğinin serveti, Afrika’daki tüm  kadınların sahip olduğu varlıkların toplamından daha fazla.
    Kadınlar ve kız çocukları her gün 12,5 milyar saatlik  ücretlendirilmeyen bakım hizmeti veriyorlar. Bu emeğin ekonomik  karşılığı, yılda asgari 10,8 trilyon dolar demek ve bu rakam küresel  teknoloji endüstrisinin yarattığı değerin 3 katından daha fazla.
    En zenginlerin önümüzdeki 10 yıl boyunca verecekleri servet  vergisinde sadece %0,5 oranında bir artış, yaşlı ve çocuk bakımı,  eğitim ve sağlık gibi sektörlerde 117 milyon kişiye istihdam yaratmak  için gereken yatırıma denk.
    Behar’a göre “bozuk ekonomilerimiz, dar gelirlilerin aleyhine  işleyecek şekilde, milyarderlerin ve büyük şirketlerin ceplerini  dolduruyor. İnsanların, milyarderlerin neden var olduğunu  sorgulamaları şaşırtıcı değil.”
    Behar şunları da ekledi: “Günümüz ekonomik sisteminden en az  faydalananlar, kadınlar ve kız çocukları. Milyarlarca saati, yemek ve  temizlik yaparak, çocuklara ve yaşlılara bakarak geçiriyorlar.
Karşılıksız bakım emeği ekonomilerimiz, şirketlerin ve toplumların  çarklarını döndüren “gizli güç”. Bu çarklar eğitim almak, iyi bir işte  çalışmak ya da toplumlarımızın nasıl yönetileceğinde söz sahibi olmak  için genellikle çok az vakti olan ve bu nedenle de ekonominin dibinde  sıkışıp kalmış kadınlar tarafından döndürülüyor.”
    Kadınlar, ücretlendirilmeyen bakım emeğinin %75’inden fazlasını  gerçekleştiriyor. Bakım işleri yüzünden sıklıkla çalışma saatlerini  azaltmak zorunda kalıyor ya da iş gücünden tamamen çıkıyorlar. Dünya  çapında kadınların %42’si bakım işlerinden sorumlu oldukları için iş  bulamıyorlar. Bu rakam erkekler için sadece %6.
    Kadınlar aynı zamanda ücretli “bakım iş gücü”nün de üçte ikisini  oluşturuyorlar. Kreş, ev hizmetleri ve bakım gibi sektörlerde çalışan  kadınlar genellikle düşük ücrete ve düzensiz saatlerde çalışıyorlar,  sınırlı yan haklara sahipler ve hem fiziksel hem de duygusal olarak  zarar görüyorlar.
    Önümüzdeki on yılda küresel nüfusun artması ve yaşlanmasıyla  birlikle, ücretli ve ücretsiz bakım emeği verenlerin üzerindeki  baskının artması bekleniyor. 2030 yılına gelindiğinde 2,3 milyar  insanın bakıma ihtiyacı olacağı tahmin ediliyor. Bu, 2015 yılından  itibaren 200 milyonluk bir artış demek. İklim değişikliğinin ufukta  beliren küresel bakım krizini daha da kötüleştirmesi bekleniyor. 2025  yılında, yaklaşık 2,5 milyar insan yeterli su kaynağı bulunmayan  yerlerde yaşıyor olacak ve suya erişebilmek için kadınların ve kız  çocuklarının daha uzun mesafeleri yürümeleri gerekecek.

    Yapılan araştırmalar ve yayınlanan raporlara göre, hükümetlerin  çoğu
    - en zenginlerden ve şirketlerden almaları gereken vergileri  düşürüyor,
    - bakım sorumluluklarının kadınların üzerinden alınmasında  başarısız oluyor,
    - yoksulluk ve eşitsizlikle mücadele edilmesine destek olabilecek  geliri toplamada yetersiz kalıyor.

    Hükümetler, aynı zamanda, kadınların ve kız çocuklarının iş yükünü  hafifletebilecek hayati önemi olan kamu hizmetlerine ve altyapıya  yeterli fonu ayırmıyor. Su ve kanalizasyon, elektrik, çocuk bakımı ve  sağlık gibi alanlara yapılacak yatırımlar kadınlara zaman  kazandırabilir ve onların yaşam kalitelerini yükseltebilir. Örneğin,  iyileştirilmiş bir su kaynağına erişim, Zimbabwe’nin bazı  bölgelerindeki kadınların yaptıkları işten günde dört saat ya da yılda
2 ay tasarruf etmelerini sağlayabilir.
    Behar’a göre “eşitsizlik krizini hükümetler yarattı ve bu konuda  çözüm üretmek de onlara düşüyor. Hükümetler, şirketlerin ve  zenginlerin kendi paylarına düşen vergiyi ödemelerini sağlamalı ve  kamu hizmetleriyle altyapıya daha fazla yatırım yapmalı. Kadınlar ve  kız çocukları tarafından gerçekleştirilen bakım emeğini düzenleyecek  yasaları geçirmeli ve ebeveynlerimize, çocuklarımıza ve en savunmasız  olanlarımıza bakmak gibi toplumumuz için çok önemli olan işleri yerine  getirenlere geçimlerini sağlayacak ücretlerin ödenmesini güvence  altına almalılar. Hükümetler, sadece şanslı azınlık için değil, herkes  için işleyecek ekonomiler inşa edebilmek adına bakım işlerini diğer  önemli sektörler kadar önceliklendirmelidir.”
    Türkiye’de ise en zengin %1’lik kesiminin serveti, toplumun
%80’lik bölümünün (yaklaşık 66 milyon kişi) sahip olduğu maddi  varlığın 2 katı. Forbes listesindeki dolar milyarderi Türklerin en  zengin 5’i ise yaklaşık 25 milyon vatandaştan (en alt %30’luk dilim)  daha fazla servete sahip.
    TÜİK verilerine göre Türkiye’de iş gücüne dahil olamayan 20 milyon  kadının 11 milyonu, ev içindeki bakım sorumlulukları sebebiyle iş  gücünün dışında. Özellikle yoksul mahallelerde uygun ücretli kreşlerin  ve diğer bakım hizmetlerinin olmaması, yoksul kadınları daha da fazla  yoksulluğa mahkum ediyor  bu da kadınların maruz kaldığı cinsiyet  eşitsizlikleri ile beraber gelir eşitsizliğinin de kalıcı hale  gelmesine neden oluyor.
    Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi
Şengül Akçar “Biz KEDV olarak, dünyanın ve ekonominin çarkını  kadınların döndürdüğüne inanıyoruz. Refahın tüm kesimler tarafından  paylaşılması için hayatın her alanında kadınların maruz kaldıkları  eşitsizliğin giderilmesini, kadınların hastalarımıza, çocuklarımıza,  engellilerimize ve en savunmasızlarımıza bakmak için harcadıkları  emeğin ücretlendirilmesini, bakım hizmetlerinin bir sektör olarak  önceliklendirilip bu alandaki kamu hizmetleri ve altyapı yatırımlarına  kaynak aktarılmasını talep ediyoruz.”

    Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
    http://www.foreks.com
    http://twitter.com/ForeksTurkey



Kredi Hesaplama