BİZE ULAŞIN
Stephen Evans
BBC Berlin muhabiri
Almanya Başbakanı Angela Merkel Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Francois Hollande'ı tebrik ederek Berlin'de görüşmeye davet etti.
Merkel bu seçimlerde Nicholas Sarkozy'yi destekliyordu.
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ise, euro bölgesi için bir büyüme paketi üzerinde Almanya ve Fransa'nın birlikte çalışabileceği konusundaki güvenini ifade etti.
Ancak Merkel, harcamaların sıkı denetim altında tutulması konusundaki temel Avrupa Birliği politikasının görüşmelere açık olmadığını bildirdi.
Euro'nun kaderi ve onu desteklemek için yapılan anlaşmalar yeniden hassasiyet kazanmış görünüyor.
Paris'te göreve gelen yeni cumhurbaşkanı, Sarkozy'nin Almanya Başbakanı Merkel ile yaptığı "mali anlaşma"yı yeniden görüşmek için masaya taşıma vaadiyle geldi.
Francois Hollande, seçimleri kazandıktan sonra yaptığı konuşmada "kemer sıkma artık kaderimiz olmak zorunda değil; ekonomik büyüme ve refah getireceğiz ve başta Almanya olmak üzere Avrupa'daki ortaklarımızla da bunu konuşacağız" dedi.
Böylece Hollande, 17 euro bölgesi ülkesi tarafından harcamalara sınır getirilmesini öngören anlaşmayı yeniden görüşmeye açma niyetini açıkça ifade etmiş oldu.
Fakat Merkel kesin bir ifadeyle bunun mümkün olmadığını bildirmişti.
Dahası Merkel seçimlerde yenilen aday Sarkozy'yi desteklemişti. Yani şimdi, karşı çıktığı bir adayla iş yapmak zorunda kalacak. Ayrıca yeni Fransa cumhurbaşkanı sosyalist; Merkel ise Almanya'da sağ bir hükümete sahip.
Yani euro bölgesinin iki büyük lideri euro'yu sıkıntılarından kurtarmaya çalışırken aralarında uyum sorunu olacağa benziyor.
Fakat Fransa-Almanya ilişkisi göründüğü kadar da sorunlu olmayabilir.
Herhangi bir göreve aday olan politikacılar genellikle sert konuşmalar yapar.
Geçmişte de solcu Fransa cumhurbaşkanı Francois Mitterand ile merkez-sağ Alman başbakan Helmut Kohl birlikte çalışmayı becerebilmiş ve Avrupa Birliği'ne epeyce değişiklik geitrmişti.
Ayrıca Francois Hollande da euro'nun istikrarlı bir para birimi olarak devam etmesini istiyor; eski anlaşmaların sürüncemeli bir şekilde yeniden görüşmeye açılması bu istikrarı sarsabilir.
Bu arada Alman bakanlar da Hollande'ın seçim kampanyası boyunca kullandığı "büyüme" kelimesini sık sık kullanmaya başladılar bile.
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Fransa ve Almanya'nın "mali anlaşmaya ek olarak rekabeti teşvik amacıyla ekonomik büyüme anlaşması yapmak için bir an önce işe başlamaları gerektiği"ni söyledi.
Maliye Bakanı Wolfgang Schauble ise Almanya'da ücretlerin arttırılması ve böylece diğer euro bölgesi ülkelerinden talep artışını sağlayarak ekonomik büyümeyi canlandırma ihtiyacından söz etmeye başladı.
Schauble, "ücretleri artırarak Almanya Avrupa'daki ekonomik dengesizlikleri azaltacaktır" dedi.
Alman bakanlar büyümenin öneminden daha fazla söz etmeye başladı. AB Ekonomik ve Parasal İlişkiler Sorumlusu Olli Rehn de harcamaları arttırma yönünde önerilerde bulundu.
Rehn, Avrupa Yatırım Bankası'nın yeni ulaşım hatları gibi altyapı yatırımları için ayıracağı ödenekleri arttırmasını istiyor.
Hollande bu öneriye kucak açarken Merkel de itiraz etmedi.
Fakat burada, bir yandan harcamaları kısmaya çalışırken öte yandan büyük kamu altyapı yatırımlarına harcama yapmak ne kadar mümkün olabilir sorusu gündeme geliyor.
Almanya hükümeti, kemer sıkma politkaları üzerinde anlaşmaya varıldığı ve bunun gevşetilemeyeceği düşüncesinde; bunu da yeni Fransa liderine açıkça ifade edecektir.
Söylemde "büyüme"ye daha fazla gönderme yapılarak vurgu değişikliği olabilir; fakat Berlin'e göre izlenecek yol, üzerinde anlaşmaya varılmış olan yoldur.
