FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Gap'ler Kapandı!

Geçen hafta başlıklı yazımda dikkat çektiğim Dax için 9.997 gap'i ve BIST için 73.615 gap'i dün yaşanan düşüşlerde kapanmış oldu. Dün bu gaplerin kapanmasına neden olan düşüşler asıl Çin baskısı ile dünya borsalarında yaşanan sert düşüşlerin BIST'e de yansıması nedeniyle gerçekleşti diyebiliriz. Sadece BIST'e değil de gelişmiş dünya borsalarına da baktığınız zaman, BIST'den çok daha fazla düşüş yaşadıklarını göreceksiniz. Hatta aslında BIST, Çin nedeniyle dışarıda gerçekleşen düşüşlere yine de iyi dayanmaya çalışıyordu. Ancak dün sabah Koza Holding şirketlerinde başlatılan polis operasyonu ve benzer operasyonların sürebileceği spekülasyonları nedeniyle BIST de bu düşüş dalgasına uymak zorunda kaldı.

Tepki Günü Olabilir Mi?
İçeride ve özellikle dışarıda yaşanan bu sert düşüşlere bugün tepki veren bir piyasa görebiliriz. Bu arada hemen teknik bir bilgi vermek istiyorum! Gap diye dikkat çektiğimiz teknik formasyonlar; daha sonrasında teknik olarak kapanmasını beklediğimiz fiyat boşluklarıdır. Ancak bu fiyat boşluklarının kesinlikle kapanacağını ve şu kadar sürede kapanacağını söylemek mümkün değildir. Aynı şekilde gap'ler kapandığı zaman endeksler ya da hisse fiyat hareketleri tersine döner diye bir beklenti de doğru olmaz. Gap hangi yöndeyse, kapandıktan sonra tersi yöne tepki olabileceği gibi, fiyat hareketi aynı yönde devam da edebilir. Görüyorsunuz ki, gap konusundaki görüşler kesinlik taşımayan genellemelerdir. Gap için daha güçlü beklenti, oluştuktan bir süre sonra kapanması beklentisidir.

Her neyse, sadede dönersek, dün yaşanan sert düşüşler sonrasında bugün iç dış piyasalarda tepki hareketleri görmeyi bekliyorum. Ancak BIST sırası ile önce 75.320 ve sonrasında 76.646 dirençlerini geçemediği takdirde (ki, şimdilik 76.646 seviyesini geçmesini beklemiyorum) yaşanacak yükselişlerin sadece tepki olarak kalmasını ve devamında gevşemenin sürme riskini daha güçlü görüyorum!

BIST İçin Dip Neresi?
Hemen belirtmek isterim ki, kur, endeks, faiz ve hisse fiyatları için dip ve tepe kesin şurasıdır denemez. Yaşanan gelişmeler tüm bu seviyeleri kalıcı ve geçici olarak değiştirebilir. O nedenle içinde bulunduğumuz gelişmeleri iyi takip etmek gerekir. Normalde FED ve Çin baskısı nedeniyle düşen dünya borsalarına rağmen, ara mal ithalatı ve enerjiye bağımlı cari açık sorunu yaşayan Türkiye'nin aynı zamanda petrol gibi neredeyse tüm emtialarda da fiyatların düşmesi nedeniyle avantaj yaşayacağını düşünüyordum.

Eğer bir anda hükümet ve PKK sorununun içine düşmeseydik, belki de şu an Türkiye ve BIST potansiyel hedef olarak takdim ediliyor olacaktı. Ancak yaşanan hükümet sorunu nedeniyle almamız gereken bir çok yapısal reform kararını uygulamaya sokamadık. Hükümeti kuramadığımız gibi yeni bir seçim ilan edildi. PKK Güney Doğu şehirlerimizde öz yönetim adı altında silahlı eylemlere başladı. ABD ile uzlaşma sonrasında ISİD ve PKK hedefli sınır ötesi bir kara harekatı yapma ihtimalimiz çok güçlendi. Tüm bu riskler nedeniyle de, kur seviyeleri tarihi zirvelere çıkmış durumda. Kurların böyle artması nedeniyle de yaşanan brent petroldeki düşüşü ekonomik bir avantaj olarak kullanamadık. Oysa, bahsettiğim kriz dalgasının içine düşmeseydik, düşen petrol fiyatları nedeniyle hem enflasyonumuz, hem de cari açığımızda ciddi düşüşler yaşayacaktık. Kısacası çok önemli bir fırsatı maalesef kendi kendimize yarattığımız kriz nedeniyle kullanamıyoruz.

Önümüzde 1 Kasım seçimlerinin bulunması ve halen süregelen gücü elinde tutan siyasi kişiliklerin TCMB üzerindeki baskıları nedeniyle de MB faiz silahını kullanamıyor. Bu da Türkiye ve BIST üzerindeki belirsizlikleri arttırdığı gibi, risklerimizin de artmasına neden oluyor. Yabancı kurumlardan not uyarılarının arttığını görüyoruz.

Not İner Mi?
Seçimlerden evvel görünümün negatife çevrildiğini duyabiliriz ama not indirimi yapılmasını beklemiyorum. Ancak eğer yapılacak seçimler sonrasında da halâ hükümet kurulamazsa, işte o zaman arka arkaya not indirimlerinin yapıldığını görebiliriz. Her ne zaman olursa olsun, eğer bir not indirimi yaşanacak olursa, o zaman tüm dengelerimizde ciddi bozulmalar yaşanır. Anında ekstra kur artışları ve sert borsa düşüşleri görürüz. Şimdiye dek faiz artışına direnen MB'nın mecburen ve zamanında yapsa daha düşük yapacağı faiz artışının çok daha üstünde bir faiz artışı yaptığını görebiliriz. Tabii böyle bir ortamda BIST'in dibi 70.000 endeks seviyesinin oldukça altında olur! Sorulan bir soruyu cevaplarken dile getirmiştim, eğer BIST bir şekilde 69.000 civarı desteğinin altına düşerse, bu takdirde kademe kademe 68.600 - 67.400 - 66.000 - 65.500 - 63.800 - 62.000 ve 61.000 diye çok daha alt BIST seviyelerini görmek zorunda kalabiliriz.

Aslında bir önce 69.797 seviyesini gördüğümüzde beni yeni alım öngörüsü yapmaktan uzak tutan çekincem işte bu endeks riskleridir. Ancak hemen belirteyim ki, normalde bu riskleri çok düşük gördüğüm gibi, hatta potansiyel avantajlarımız nedeniyle dünyadan pozitif ayrışma göstererek yükselen borsalardan biri belki de tek borsası olmamızı bekliyordum. Fakat yaşadıklarımız nedeniyle maalesef bu riskleri düşünmek zorunda kalıyorum.

İşte dikkat çektiğim bu riskler nedeniyle BIST'in bu ve altındaki seviyelerinden yeni alım yapanların, dikkat çektiğim ekstra risklerin de gerçekleşmesi halinde daha da düşük fiyatların görülme riskini göz önünde tutmaları, bu riskler için de kenarda nakit bırakmaları doğru olacaktır. Tabii bir de her şekilde artık orta ve uzun vadeli yatırımcı olmayı göze alarak hisse alımı yapılması gerektiğinin bilinmesi gerekir. Elde bulunan bir çok hissede kara geçmek için de bezer bir süre beklemek zorunda kalınabilir.

Yok Canım O Kadar Da Umutsuz Değilim!
Ben olası risklere ve gerçekleştikleri takdirde olası yansımalarına dikkat çektim. Ama ben o boyutta umutsuz değilim. Öncelikle seçimlerden tek başına iktidar çıkmasını beklediğimi biliyorsunuz. Diyelim ki bu gerçekleşmedi de yine koalisyon tablosu çıktı. Bu sefer partiler hükümeti kuracak koalisyonda uzlaşacaklardır. Hatta içinde bulunduğumuz iç ve dış dünya gelişmeleri nedeniyle, çok ciddi ve bir çok alanda reformlar yapmamız gerekebilir. Bu nedenle bu reformların, yapısal kararların tek başına iktidardan ziyade bir koalisyon tarafından alınmasının çok daha doğru olacağını düşünüyorum. Koalisyon hükümetlerinden kimse gereğinden fazla korkmasın. Ben olası koalisyonun da başarılı olmasını bekliyorum. Neyse uzatmayalım seçimlerden hükümet çıkacağı için not indirim riskimiz ortadan kalkacaktır.

Hükümet kurulması ile birlikte kurlarda aşağı iniş başlayacaktır. Kurların hükümet kurulması halinde ineceği seviyeler hakkındaki görüşlerimi önceki yazılarımdan biliyorsunuz. Bu görüşlerimi koruyorum. 2001 yılında bugünkü kur seviyelerine göre 1,61'i görmüş olan Dolar, 2008 yılında 1.14'ü görmüştü! Hiç kimse kurlar hep çıkar hiç düşmez diye düşünmesin. Kur ekonomik ve siyasi bir olgudur. Ekonomik ve siyasi yanlışları yapmakta ısrar ettikçe kurlar da yükselecektir. Ancak Ekonomik ve siyasi doğrular yapılmaya başlanınca, kurlar düşmeye ve paranız değerlenmeye başlar. Bu nedenle şu an yaşanan yükselişlere güvenip de döviz yatırımı yapanların, zamanında bu dövizlerden çıkmadıkları takdirde, sonrasında çok ciddi zararlar da yapacaklarını hep birlikte göreceğiz.

İçinde bulunduğumuz ortamda, rahmetli Özal zamanında savunduğum başkanlık rejimine geçmemize yol açacak gelişmeler iç dengelerimiz için risklerin sürmesine hatta artmasına neden olacaktır. Ancak yapılacak seçim sonrasında en azından belli bir süre için bile olsa başkanlık sistemi görüşünün rafa kalması halinde, piyasalara olumlu yansımalarının görülmesini bekliyorum.

2,5 Cent Altında BIST Yatırım Alanıdır!
TL'den sıfır atmadan evvel ifade edilen 2,5 Cent yani şu anki dolar bazında 25.000 endeks seviyesinin altında yapıacak alımlar beklendiği takdirde yatırımcılarına ciddi karlar kazandıracaktır görüşümü koruyorum. Benim yeni öngörülerimi arttırmayışımdaki tereddütüm yukarıda dikkat çektiğim risklerimiz nedeniyle, Dolar bazında BIST'in daha da düşme riski bulunmasından kaynaklanıyor. Yani olası en dip risk için duruyorum. Yoksa görüşüm açık, düştükçe alın derim. Kur avantajı yaşayan şirketler öncelikli hedef hisseler olmalıdır. Uzun vadeli yatırım hisseleri listemiz ve mevcut al/sat tablomuzdaki açık öngörülerimiz olan hisseler alım düşünülecek potansiyel hisselerdir. Benim öngörü hedeflerimi biliyorsunuz. Yeni alımlar için beni beklemenize gerek yok. Ben kendime göre uygun gördükçe yeni öngörülerimi paylaşacağım.

Bu arada unutmadan bir konuyu daha belirteyim; seçim sonrası işleyecek bir hükümet kurulmasını bekliyorum. Bu gerçekleşirse şu an için oldukça uygun fiyatlarda olduğunu düşündüğüm bankacılık sektörü, seçim sonrası en iyi yükselen sektörlerden olabilir. Ancak seçime kadar yaşanabilecek gelişmeler ve seçimden sonra düşündüğüm tablonun dışında riskli bir sonuç çıkması ve yukarıda bahsettiğim not indirimlerinin gerçekleşmesi halinde yaşanacak faiz ve kur artışlarından bankalar olumsuz etkilenir. Yabancının elinde en çok banka hisseleri olduğu için, çok ciddi satışlar görülebilir. Oysa, ekstra artan kurlara rağmen bile, bir çok ihracata yönelik sanayi şirketi ciddi potansiyeller içerecek ve ciddi yükselişler yapacaktır. İşte bu nedenle bankacılık sektöründen uzak duruyorum! İçerdiği bu riski göze almak istemiyorum.

Belki günlük beklenti yazısı için çok uzun oldu. Ama nasılsa hemen kaçacak bir piyasamız yok. Yükselse de düşebilecek, düşse de yine yükselebilecek günlerdeyiz. Bunun rahatlığıyla aklınıza takılan ve takılabilecek bir çok konudaki görüşlerimi detaylı olarak bir kez daha paylaşmak istedim. Umarım sizler için aydınlatıcı içerik taşıyan bir yazı olmuştur.

NOT: Yazı 08:57'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır!

Saygılarımla

Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı

Twitter: @_Stratejist_

En Çok Aranan Haberler