FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Resesyonun ve enflasyonun sebebi gayrimenkul!

Ekonomilerde resesyon diye tabir ettiğimiz piyasalardaki durgunluk şuanda ülkemiz ekonomisinin bir gerçeği. Esnaf ciro yapamıyor, perakendeciler zarar ediyor, Anadolu’da dükkânlar sinek avlıyor, çarşı Pazar kan ağlıyor. Pekâlâ, bu ülkenin ekonomistleri ne yapıyor? Borsa düştü faiz çıktı dolar devalüe oldu gibilerinden laf salatalarıyla gün dolduruyorlar. Kimi faiz düşsün demeyi milliyetçilik kimi faiz yükselsin demeyi uzmanlık sayıyor. Pekâlâ, iktisat dediğimiz deruni bilim bu kadar sığ ve kolay mı? Yani borsa 90 bin olunca, faizler yükselmeyince tüm sorunlara çözüm olabiliyor mu? Bu iş bu kadar basit mi?

Elbette değil!

Hocam FED faiz indir faiz çıkar oyunlarıyla ekonomiyi götürüyor ama?

FED oyunları derseniz ben de size: verimlilik örneği, verimlilik cenneti silikon vadisi olmasa idi görürdük FED’in oyunlarını diye cevap veririm.

O halde buradan hangi sözcüğü cımbızlıyoruz?

(Verimlilik)! Evet Verimlilik…

Ders işlenen bir sınıfta yirmi sıradan beşi boş ise verimlilik kaybıdır.

Yirmi dakikalık yol bir buçuk saatte gidilebiliyorsa verimlilik kaybıdır.

Üç kişi ile yapılabilecek iş beş kişi ile yapılıyorsa verimlilik kaybıdır.

Akademisyenler durmadan aynı konuları ispatlıyorlarsa verimlilik kaybıdır.

Bir filmi üç defa izlemek verimlilik kaybıdır.

Devlet dairelerinde memurların keyfi yerine gelsin diye saatlerce beklemek verimlilik kaybıdır.

Cadde ve AVM lerde dükkânların; plazalarda ofislerin boşa bekletilmesi verimlilik kaybıdır.

Verimlilikle ilgili o kadar örnek sayılabilir ki, ancak kısaca özetlersek verimlilik bereket verimsizlik israftır diyebiliriz.

Benjamin Fraklini çoğumuz tanırız. Meşhur 100 doların üzerindeki o adam. Neden Amerika’da o kadar insan varken bu adamın resmini en yaygın Amerikan parası olan 100 dolarların üzerine basıyorlar diye araştırırken karşıma verimlilik kavramı çıktı. Evet, Fraklin demek verimlilik demekti.

Öyle ki eskiden sokaklarda balon cam lamba kullanılırmış, çocuklar da bu sokak lambalarına taş atıp onları patlatmayı bir oyun haline getirmişler, lambalar patlayınca yenisiyle değiştirmek haliyle belediyeler için masraf oluşturuyormuş. Fraklin’in bu soruna çözümü dört köşeli ve dört küçük camlı sokak lambası icat etmek olmuş. Böylece çocuklar taş attıklarında lambaların sadece dörtte biri kırılıyor ve lambalar yanmaya devam ediyormuş. Benjamin’in hayat hikayesini araştıranlar bu tarz birçok iktisadi olaya tanık olabilirler. Düşünebiliyor musunuz? Koskoca Benjamin Fraklin küçük bir sokak lambasının peşinde gibi gözüküyor ama mesele böyle değil. Mesele bir verimlilik meselesi ve zengin fakir herkes için hayati öneme sahip bir konu.

Bu gün dünyanın en büyük fabrikası dedenizden size miras kalsın çok değil iki yıl verimsiz çalıştırın batarsınız! GM olsanız da değişmez Google olsanız da değişmez bu bir tabiat kanunudur.

Bu suyun kaldırma kuvveti kadar hakikattir. Yasadır.

Mademki verimlilik bu kadar önemli, mademki verimlilik bu kadar değerli bizim sayısız dükkânlarımız, ofislerimiz, konutlarımız, plazalarımız neden boş durumda bekliyorlar?

Yok mu bunların bir sahibi?

Evet, buraların bir sahipleri var ancak şişirilmiş fiyatlarla müşteri bulmayı bekliyorlar, bulamayınca da hem dükkân boş kalıyor hem de iş yapacak adamın önüne engel çıkarılıyor. Örneğin kapalı çarşıda adamın bir senedir boş bekleyen dükkânı var telefon açıyorsun ya şu sizin dükkâna kira ne istiyorsunuz diye size astronomik bir fiyat çekiyor, çanta boncuk, incik satmayı bırakın uyuşturucu satsanız o parayı o dükkândan çıkaramazsınız!

Peki, ağabey senin bankalara ne kadar borcun var diye soruyorsun üç beş milyon borcum var ama yapılandırdım iki sene ödemeyeceğim diyor. Peki diyorsun.
Geliyorsun bir ofis kiralayayım da işte avukatsam dava bakayım mimarsam proje alayım diye adamın oğluna telefon açıyorsun beyefendi ne istiyorsunuz bu 40 metre kare ofise aylık kira diye
Biraz kurumsallık sakızını ağzında geveleyip ayda sekiz bin TL istiyoruz diye size cevap veriyor. Senin bankaya ne kadar borcun var diye soruyorsun şirketin üç yüz milyon borcu var şu elimizdeki plaza katlarını bir keriz bulup da satarsak iflastan kurtulacağız diyor. Sana da tamam diyorsun.

Ev alacaksın telefon açıyorsun batık inşaat firmalarından 2+1 daire için 700-800 Bin TL fiyat duyuyorsun yahu ne oluyor?
Güzel bir söz var: Köyden geleli kaç yıl oldu?

700-800 bin TL ye ev satmaya çalışıyorsun?

Efendim Londra’da m2 fiyatları bizim iki katımızdan fazla. Londra batmış, İngiltere hapı yutmuş siz de mi hapı yutmak istersiniz? Bırakın hapı yutmuş İspanya, Moskova, Londra ekonomilerini Amerika’ya, Güney Kore’ye ve görece daha sağlıklı ekonomilere bakın buralarda uçuk gayrimenkul fiyatları göremezsiniz. Nerde batık bir ülke var şirket bilançolarının aktif tarafı güçlü gözüksün diye gayrimenkul fiyatları şişirilmiş.

ENFLASYONUN SEBEBİ!

Gayrimenkul fiyatları şişirilince haliyle kira değerleme çarpanları da ona göre hesaplanıyor ve işyeri-konut kiraları yükseliyor. İşyeri kiraları yükselince perakende malların satış fiyatı da ona göre artıyor. İşçi patrona gidiyor efendim zam diyor! Bana zam ver, baksana patron ev kiram 1500 TL oldu ben nasıl sana ayda 2000 TL ye çalışayım ki diyor. Haliyle bu iş bir kısır döngüye giriyor ve ekonomi enflasyon faiz sarmalında deli gömleğine girmiş adama dönüşüveriyor.

Suçlu kim? Çözüm Ne?

Suçlu hesabını kitabını yapmadan kredi kullandırmış bankalar ve batık şirketleri batırmayan kurumlar. Batıksa bırak batsın kardeşim, batsın ki yerine yenisi gelsin. Ne diyor ekonominin kanunu, ekonomide küçülme dönemleri olur o dönemlerde fiyatlar ucuzlar o sırada ucuzlayan fiyatlarda fırsat gören farklı aktörler sisteme girmeye başlar zamanla fiyatlar normale döner. Siz bırakmıyorsunuz ki fiyatlar düşsün de yeni iş yapacak adamlar sahneye çıksın. Aman sen batma, aman kredileri geri çağırma, aman dur batma, aman dur satma. E nasıl olacak da ekonomi resesyondan çıkacak?

Çözüm ekonomi kanununda yazan yasaları çalıştırmak. Batıyor mu, batık mı? Batsın! Hatalı kredi mi kullandırmış batsın yerine yenisi gelir. Aman pahalı kalsın, hayır ucuzlasın gelir başkası alır.

Son söz: İktisat laf değil gözlemdir…

En Çok Aranan Haberler