FİNANS

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN
BASIN BÜLTENİ-Escarus iklim değişikliğine ve onun geri döndürülemez etkilerine dikkat çekti
26/10/2020 06:13:28

    Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı), 24 Ekim
Uluslararası İklim Eylem Günü'nde dünyanın en önemli sorunlarından  biri olan iklim değişikliğine ve onun geri döndürülemez etkilerine  dikkat çekti. Son günlerde artan sel, sağanak yağış, dolu gibi mevsim  anormalliklerine dikkat çeken Escarus Proje Direktörü Ece Sevin, iklim  değişikliği ile mücadelenin temel alanı olan sera gazı emisyonlarını  azaltma konusunda hükümetlere olduğu kadar tüm endüstri kuruluşları ve  bireylere de önemli roller düştüğünü, bu alanda verilecek katkıların  hayati riskleri önleyeceğini belirtti.
    Sürdürülebilir kalkınma alanında öncü danışmanlık hizmetleri sunan
Escarus (TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı), 24 Ekim Uluslararası
İklim Eylem Günü'nde dünyanın en önemli sorunlarından biri olan iklim  değişikliğine ve onun geri döndürülemez etkilerine dikkat çekti.
Escarus Proje Direktörü Ece Sevin, "2020 yılında etkileri küresel  çapta izlenen pandemi sebebiyle kaynak tüketimleri azalsa da 2019  yılına ait veriler bize bir fikir veriyor. 2019 yılında dünyada her  gün ortalama 1,28 milyar araç kullanıldı. Günde yaklaşık 14,7 milyon  ton kömür, 10,8 milyar metreküp doğal gaz, 101 milyon varil petrol  tüketildi. Bu tüketim sonucunda 2019 yılında her gün 93,6 milyon ton
CO2 atmosfere salındı. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında ciddi  adımlar atmazsak  2030 yılında buzullar erimeye devam edecek ve deniz  suyu seviyesi 20 cm civarında yükselecek, tarımsal üretimin azalması  sebebiyle mevcuda ilave 100 milyondan fazla insan aşırı yoksulluğa  düşecek, 80 milyon iş kaybı olacak ve bu sebeple 2,4 trilyon dolardan  fazla ekonomik kayıp meydana gelecek." dedi.
    Dünya genelindeki ortalama sıcaklık artışı 1,5 derecelik kritik  eşiğin 1 derecesine ulaştı
    2015 yılında pek çok ülke tarafından imzalanan Paris
Anlaşması'nda, yaşanacak iklim değişikliği tehditlerini önlemek için  küre genelindeki ortalama sıcaklığın sanayi öncesi döneme göre 1,5  oC'den fazla artmamasının kritik eşik olarak belirlendiğini hatırlatan
Sevin, bu sınırın 1 oC'lik kısmına çoktan ulaşıldığını ifade etti.
Sevin sözlerini şöyle sürdürdü: "Araştırmalara göre 1,5 °C artış  sınırını geçmemek için CO2 emisyonlarının 2030 yılında 2010 yılına  göre yüzde 45 azaltılması ve 2050 yılında net sıfır emisyona  ulaşılması gerekmektedir. 2000'li yılların başından beri enerji ve  iklim stratejisinde belirlediği hedefleri yakalayan ve artırarak  ilerleyen Avrupa Birliği'nde geçtiğimiz aylarda taslak İklim Kanunu  onaylandı. Türkiye'de ise son yıllarda yapılan teşviklerle elektrik  üretiminde yenilenebilir enerjinin oranı önemli ölçüde arttı ve iklim  konusunda süregelen mevzuat düzenlemeleriyle karbon yoğun sektörler  iklim ayak izlerini ölçmeye mecbur kaldı. Üzerinde çalışılan taslak  iklim yasası sayesinde ise iklim değişikliği ile mücadele konusunda  daha somut adımlar atılması bekleniyor."
    Küresel ekonomiyi vuran COVID-19'a rağmen karbon salımı istenen  seviyeye düşmedi
    Ece Sevin, Giresun'da yaşanan sel felaketinin, İstanbul'da meydana  gelen sağanak yağış ve doluların, Ege Bölgesi'ndeki sıcaklıkların  mevsim normallerinin üstüne çıkarak rekor kırmasının, 2020 yılında
Türkiye geneli Eylül ayı sıcaklık ortalamasının 3,4 °C daha yüksek  seyretmesinin sorumlusu olarak iklim değişikliğini gösterdi.
Yaşananların önlenemeyen sera gazı emisyonu artışından kaynaklanmakta  olduğunu söyleyen Sevin, herkesin iklim değişikliğinin yarattığı  tehditler ve uzun vadeli riskler konusunda bilinçli olması ve mücadele  etmek için eyleme geçmesi gerektiğini vurguladı. Sevin açıklamasına şu  sözlerle devam etti: "COVID-19 salgınının küresel ekonomiyi durma  noktasına getirdiği ilk aylarda bile sera gazı emisyonları iklim  değişikliği ile mücadele için istenen seviyeye düşürülemedi. Bu hedefe  ulaşmanın yolu etkin bir enerji ve iklim değişikliği politikasının  hayata geçirilmesi ile enerji üretim ve tüketim biçimimizi optimize  etmekten geçiyor. Bunun için hükümetler politikalarını değiştirerek  endüstriyi daha temiz teknolojiler kullanmaya, yenilenebilir ve  alternatif enerji yatırımlarını artırmaya teşvik etmeliler."
    İklim değişikliği ile sadece hükümetlerin ve endüstriyel  kuruluşların mücadele etmesinin yeterli olmadığına değinen Sevin, bu  konuda bilinçli davranarak iklim ayak izimizi azaltmak için bireysel  katkıda bulunmamız gerektiğinin altını çizdi: "Bireyler olarak bizler  de verimli kaynak ve enerji tüketimine özen göstererek, atıklarımızı  ayırarak, ev ve işyerlerimizde düşük emisyonlu seçeneklere yönelerek  iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunabiliriz."

    Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
    http://www.foreks.com
    http://twitter.com/ForeksTurkey