Gördüğünüz gibi, on gündür yükselen dış piyasalar için nasıl ki, yükselişe sebep gerekçeler bulunduysa, dikkat ederseniz şimdi de düşüşün mazeretleri de aynı şekilde bulunuyor.
On gün evvel ABD'nin borçlanma limitlerini arttırabilmek için bugünden on gün daha fazla süre olduğu için mi yükselişler yaşanabiliyordu? Yani süre azaldı da mı satışlar geliyor? Tarım dışı istihdamın önceki aylarda da benzer beklenti yanılgıları yaratmış olduğu hiç mi görülmedi? Konut satışlarında da bir ayı diğer aya uymayan veriler hiç mi açıklanmadı? Bir düşünün bakalım!
AB borsalarında kriz sırasının İtalya'ya geldiği korkuları zirve yaptığı için, başta İtalya borsası olmak üzere, neredeyse tüm AB borsalarında realizeler yaşanıyor. İyi de, geçen hafta Yunanistan'a çözüm ararlarken, İtalya gayet iyiydi de, bu hafta mı birdenbire bozuldu? Yani bu tarz beklenti ve strateji yazılarımızı bile okursanız aylardır sorun yaşayan ve yaşayabilecek ülkelerin hangileri olacağını ben bile bir çok kez yazmıştım. Onlar şimdi mi farketmiş?
Yani İtalya ve İspanya'yı kurtaramayacak, Yunanistan'dan çok daha önemli bu iki ülkenin kriz batağına saplanmalarına çare bulamayacak ülkeler hal böyleyken, Yunanistan'ı mı kurtarmaya çalışıyorlar?
Eğer İtalya ve İspanya çökerse, kurtarmaya çalıştıkları Yunanistan'a öncesinde vermiş oldukları ya da verecekleri yardımın bir anlamı kalır mı? Bu iki ülke sarsılırsa, acaba İngiltere de mi sıradaki ülke olarak anılır?
Yani tüm bunlar bence sonu çok önceden hesaplanmış santrancın finale kadar yapılması planlanmış hamleleri. Dikkat ederseniz, tüm yukarıdaki kriz şartları mevcut olmasına rağmen, arada farklı mazeretlerler bu bahsettiğimi tüm borsalarda ciddi yükselişler de yaşanabiliyor. Ama gözden kaçmaması gereken bir şey var! O da, piyasaları bir aralıkta sıkıştırıp, yukarı aşağı oynayarak kafalarındaki senaryonun şekillendirmesini yapıyorlar.
Küresel sermayeye sahip olanların, dünyanın ekonomik ve siyasi görünümünü yeniden belirlemek, rolleri tekrardan dağıtmak için yazılan ve oynanan bir senaryonun kesitlerini gördüğümüze inanıyorum.
Krizin sonuna yaklaştıkça, kendilerini bu vakte kadar korudukları altın fiyatları yükseltiliyor. Dünyanın mübadele aracı olan en kabul görmüş iki parası Usd ve Euro'ya karşı büyük bir korku yaratılıyor ve korunmanın adresi altın olarak gösteriliyor. İşte günü geldiğinde, yapılacak en büyük zararın altında olacağına inanıyorum. Piyasaların dönme vakti geldiği an, en büyük karışıklığın yaşandığı ve korkudan altına koşanların aslında gerçek manada altından çıkıldığını farketmeyecekleri an olacak.
Ben altının dünya ekonomileri dönüyor dendiğinde, ciddi düşüşler yaşamasını bekliyorum. Hiçbir şekilde yatırım tavsiyesinde bulunmam. ABD faizlerinin artmaya başlaması bu süreci tetikletecektir.
Neyse, Türkiye ve Imkb'de neler oluyor?
Yukarıda yazılan tüm senaryoların içinde bize ileride düşecek rolün, başrollerden biri olacağına inanıyorum. Bu nedenle Türkiye'de olabilecekler bana bir korku yaratmıyor.
Dün yemin krizinin CHP kısmı çözüldü. Peki protestoya neden olan cezaevindeki milletvekilleri serbest mi kaldı? Hafta sonu mu serbest kalacaklar? Birebir bu konuda bir taahüt mü alınmış? Ben göremedim. Sadece yapılacak olan yeni anayasada bazı maddeleri koyacaklar ve devamında da hapisteki milletvekilleri serbest kalabilecekmiş. Yani aynı yukarıdaki satırlarda anlattığım mazeretlerden bir benzeri.
Tabii ki yeni bir anayasa yapılsın. Bireyin hak-hukuku ön plana çıksın. Yapılması gereken her düzenleme yapılsın, sadece demek istediğim '' Tamam anayasa reformunu yapacağız '' denmesi mi bekleniyordu. Yani bu dendi de mi yemin edildi? Peki BDP yemin etmek için ne bekliyor? Onun mazereti acaba ne olacak? Bakın göreceksiniz, onlar için de bir mazeret bulunacak ve yemin edecekler. Ama geriye baktığınızda yemin edilmesi ile ilk gün arasındaki şartlarda çok da bir değişiklik olmadığı görülecek. Kısacası bir şey yapılacaksa, zaten Meclis içinde mutabakatla yapılması gerekecek. Yani anayasa değişikliği için sandalye sayısı yetmediğine göre, en başta da yemin edilse, sonrasında aynı pazarlıklar yine yapılabilirdi.
Tamam bunları boş verelim de borsadan bahsedelim!
Dış piyasaların yaşadığı realizeler, bana göre imkb'de alım fırsatları yaratıyor. Uygun seviyeleri gördükçe, başta bankalar olmak üzere alım yapılması gerektiğine inanıyorum. Banka hisselerinin de uygun olduğu görüşündeyim. Olası destek - direnç seviyeleri Destek-direnç şablonunda yer alıyor.
Ama demek istediğim, piyasalar yükselirken, realizelerin olması için ne sebep var diye düşünerek, satmamazlık yapmayın. Dirençlere geldiğimiz yerlerde ki, bunu da açıkça yazılarımızla ve direnç seviyelerimizle vermeye çalışıyoruz, realize yapmaktan kaçınmayın. Çünkü bu dönem, belli aralıklar içinde tuttukları endekslerde destek-direnç arasında al-sat yaparak para kazanıyorlar. Ne zamanki krizler duruluyor denecek, o zaman üst dirençler kırılıp, çok daha üst seviyelere gidilecek. Bu direncin de çok kez yazdım önemli bir direnci 65.200 ve 67.500 seviyesi. Bu iki seviye geçilmeden çok heyecana kapılmayın diye ( Hatta aynı bu kelimelerle) önceden de uyarılarda bulundum.
Bir süre daha benzer alım satım tarzını koruyacağız. Şimdi yeniden alım seviyelerini kolluyoruz. Bu sefer önceki destek olarak gördüğümüz alt seviyelerin üzerinde kalacağımıza inanıyorum.
Ben Imkb için sonrasında bir korku duymuyorum. Ama dış piyasalar nedeniyle, dalgalanmalar yaşıyoruz ve yaşayacağız diyorum.
Bu düşüşlere rağmen de, bilanço dönemi yaklaştığı için, hisse bazlı hareketlenmeleri yaşayabiliriz. Hatta düşen ortamda, hisse toplanmak istenen şirketlerde şaşırtıcı sert hareketler dahi görülebilir.
NOT: Yazı borsaanalizci.com sitesinde 08:51'de yayınlanmıştır. Ayrıca bugün yapılmış çok sayıda alım önerisini de siteye girerek görebilirsiniz.
Aydın Eroğlu