FİNANS

SAKIN BU HİKAYELERE KANMAYIN. SAKİN OLUN!

Görüyorsunuz ki, her yerden Türkiye ve Türkiye'nin piyasalarına yönelik bence bilinçli bir davranış sergileniyor!

Durduk yerde IMF'ten Türkiye'nin büyümesini yüzde 2,5'e, cari açığını da yüzde 10 kusüra çeken tahminler açıklanıyor. Yani açık açık büyüyorsa, bu ithalata dayalı büyümenin de aynı hızla büyüdüğünü göstermez mi? Öyle olmasına rağmen, açığı büyütürken, büyümeyi de küçültebilmeyi başarıyorlar doğrusu! Bence tam bir çelişki. Hepimiz buradayız. Bu söylenenlerin de yazılı izleri var. Yok ama biliyorsunuz benim bunlar bana göre çelişkili ve gerçek dışı tahminler dediğim yazım halen duruyor ama, IMF'ten gelen ilk bu şekildeki açıklama biliyorsunuz ki, daha sonra tercüme hatası olmuş diye yalanlandı. Peki piyasaları çok ciddi dalgalandıran böyle bir tercüme hatasının düzeltilmesi için akşama kadar beklenilmesine gerek var mıydı?

Diğer taraftan Fitch, S&P devamlı sanki '' Bir şeyi 40 defa söylersen olurmuş '' denen ata sözümüzden medet umar gibi, durup durup aynı ifadelerini yeni bir açıklama imiş gibi tekrarlayıp duruyorlar. Bunların hepsi '' HİKAYE '' ! Sakın ola kanmayın ve sizleri de panikletmesin. ABD'de yaşanan bütçe uzlaşmazlığı nedeniyle belki yine düşüşler yaşayabiliriz ama sonra bu toz bulutu kalktığında, çok sağlam bir ülke olduğumuzu herkes görecek.

Elinizde gevşedi, düştü diye düşündüğünüz ve bu nedenle de, tv.lere çıkıp '' altının iki katına çıkmasını beklediklerini '' söyleyenlerden etkilenip de, satsak da altın ve döviz mi alsak diye düşünenlere çok defa söyledim ! Bence sakın ,evet sakın bunu yapmayın. Bu denelere kanmayın, sakin olun derim. Bu tarz diğer emtialar için bugünlerde methiyeler düzenlerin 2008-2009 krızı esnasında, endeks 74.000'ler olduğu zaman, endeks öncesinde de şimdi de 58.000'leri gördüğünde neler söylediklerini hep gördük. Hafızalarınız çabuk unutmaya programlı olmasın . Eğer öyle ise, tekrar tekrar eski söylenenleri ve bunları söyleyenleri yeniden okuyun ve hatırlarınızda tutunuz. Bunlar sizler için tüm yorumcuların referansları olduğu gibi, ilerisi için de ayna olacak.
En basiti; indire indire not bırakmadıkları ülkelere bu notları acaba hangi ratinçiler vermiş?

2008 Temmuz ayında dünyanın en iyi yönetilen bankası diye Lehman B.'ı acaba kimler seçmiş? Ona o tarihte sınırsız AAA'ları kimler vermiş? Öyle ya, bunların cevaplarını bilelim de, kendimizi bu ratingçilerden koruyalım :) Çünkü onlara inanıp da Lehman'a bol kepçe A'lara kanarak para yatıranlar, çok değil biliyorsunuz hem de daha 2008 bitmeden battılar!

Doğrudur Türkiye'nin yıllardır en büyük sorunu cari açıktır.
Biliyorsunuz ki , ben bile artık yıllardır diyeceğim, çünkü en az iki yıldır bunu söylüyorum ve sebebi olarak da düşük kur ve yüksek faizi gösteriyorum. Ama bakın son dönemde sebebi ne olursa olsun kurların geldiği düzey nedeniyle, bu sorunlardan bir tanesi düzelme yoluna girmiştir. Kur gayet bizim ihracatçımız ve üreticimiz için yararlı olacak seviyelere gelmiştir. Şimdi belki rakamlarda hemen belirgin iyileşmeleri göremiyoruz, çünkü en büyük ihracat alanımız olan AB'de ayrı bir kazan kaynıyor. Acaba içine kimleri atsak da, pişirsek, ellerindeki varlıkları verdiğimiz kurtarma paketlerinin geri dönüşümü olarak nasıl alsak hesapları yapıyorlar. Tabii bir de, verilen ekonomik yardımların baskısı ile de, şekllienecek AB içinde bir çok ülkeyi sessizleştirmeye çalışıyorlar. Bunları başarabilmek için kendi tüketim taleplerini dahi ertelecetecek karışıklıklar işlerine geliyor. Bu ortam düzeldiğinde de eğer kur düzeylerimiz yüksek seyrediyor olursa, göreceksiniz ki, ihracat artışına rağmen, ithalatın düşmesi gerçekleşecek.

Diğer eski şikayet konumuz da faizlerin yüksek olmasıydı. Sanırım yaklaşık iki yıl evvel yüz de 6'lara hatta daha da altına inmesini bekliyorum dediğimde ( ki eski yazılarımda bunları görürsünüz ) bir çok yakın ekonomi çevresinden arkadaşlarım dahi bana '' Sen biraz fazla pozitif değil misin ? '' demişlerdi. Bakın uzun süredir faiz inmiş olduğu bu seviyelerde durmaya devam ediyor. Eee ne oluyor döviz yükseliyor ya, hani neden panik yapmıyoruz? Neden faizleri gecelik % 7.500'lere fırlatmadık ki?

Bunları artık unutacaksınız. O günler Türkiye için geçti arkadaşlar. O günleri beklemekten herkes vaz geçsin. Lütfen rakamları kontrol ederek korkular yaşayın. Borcunuz yokken kapıma icra gelirse diye korku mu olur! Türkiye'nin borçlarının gayri safi milli hasılasına oranı yüz de 40 seviyesinde iken, Almanya ve Fransa'nın % 85'li seviyelerde. Diğer ülkeleri zaten hiç saymıyorum. Ben iyilerinden bahsettim.

Onlarda doymuş pazarlar ve tüketiciler varken, bizde ise iştahlarını dizginlemeye çalıştığımız genç bir tüketim toplumu var.
İşte bence asıl sorun; bu iştahı açılmış toplumun taleplerini düşük kurlar nedeniyle ithal mallar ile karşılamaktır! Bu durum da hem cari açığı arttırmakta, hem de üretimin ciddi sekteye uğramasına neden olmaktadır.

Ama gördüğümüz kadarıyla şuan faizler konusunda da bir sıkı duruş var. Ben daha da fazlasını Merkez Bankası'ndan bekliyorum! Biliyorsunuz bir zamanlar aylardır neredeyse tek faiz düşmeli çığırtkanlığı yapan kişi iken, 2009 sonunda artar, o zaman olmadı ama 2010 başı, olmadı sonbaharında, yok sonunda faizler muhakkak artacaktır diyenler, 2010'da artmadı ama 2011 başında ortasında, tamam canım işte 2011'in bir diliminde artacaktır derlerken, son Merkez Bankası açıklamaları sonrasında, belli oldu ki bu sene artmayabilir ama, seneye artacaktır diyorlar:))

Yani belki bazıları kötü niyetli olabilirler ama ben genelindeki düşüncenin, yetersizlikten olduğuna inanıyorum. İncelemiyorlar. Kıyaslamıyorlar. Değerlendirmiyorlar. Strateji belirlemiyorlar. Ezberleri öyle, onu söylüyorlar. Ezber bozulunca da ısrarlarına devam ediyorlar. Ama artık şimdilerde benim faizler inmeli fikrim, lobi bile yapabilecek kalabalığı bulmaya başladı. Yani artık benim görevim bittiği için , artık bu konularda konuşmayabilirim !
Tamam da yani tam bir komplo teorisyeni olduk. O zaman bu kriz baskıları neden yapılıyor?

Yapılıyor ki, güvenli liman olarak rota çizip arka arkaya gelmeyi planladıkları Türkiye'ye yanaşmadan evvel risklerini azaltmak için kurlar ve faizler yukarı, borsa da aşağı çekilebilsin. Bu sayede riskleri, yüksek kur seviyelerinden bozduracakları paralarında minimuma insin. Hele bir de yükseltebilseler de faize de yatırdılar mı, sonraki aylarda '' Düzelme başladı , burada notunuzu unutmuşuz buyrun alın '' dedikleri zaman, gelecek doğrudan yatırımlar nedeniye kur ve faiz düşer ve ekstra para kazanırız hesapları var ! Tabii aynı zamanda kurlar çıkarken borsa da düşerse, ohh! yeme de yanın da yat:)

İşte benim de kur rejimi değişmeli, sabit kura değil ama kur çipasina geçmeliyiz dememin sebebi de bu! Daha sonra olumlu senaryolar başladığında, gelmeye başlayan doğrudan yatırımlar ve fonlar dalgalı kur rejimi nedeniyle kur seviyelerini yeniden düşürmeye başlayacaktır. Bu durumda cari açık sebebi olan kur derdi ile yine kaynaşmış olacağız. Buna engel olmalıyız diyorum. Tabii bunu yaparken de ayrıca faizleri de indirip, sıcak paranın faiz cazibesini de azaltalım diyorum.

Bence artık Türkiye o eski Türkiye değil. 1994'te 16.500 dolar kuru ısrarı ile iki gecede Merkez Bankası boşaltıldı. 41.000'e kurlar çıktı. O zaman da eski bir maliye bakanımız yıl sonu 80.000 olur derken, ben tam 14 tane gazete ve ekonomi dergisi genel yayın yönetmenlerine, bu rakamlar yanlış, halk yanıltılıyor doların olması gereken seviyeleri 26.500 +,- yüzde 5 tir diye yazı yollamıştım. Sağolsunlar sadece bir tanesi cevap vermişti. Muhtemelen o zaman daha gençtim de, kimse bizi dikkate almadı sanırım. Bir tek o zamanlar Sabah Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni yanılmıyorsam Necati Doğru idi. O'ndan kendi imzası ile, bana '' bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim'' diye cevap gelmişti.

2001 yılında da, kriz sadece bizde patlayınca gecelik 7.500 faizleri görürken, şimdi çok yükseldi dediğimiz dolar kuru seviyelerindeydik !
O zamanlar Nuruosmaniye bölgesinde şubem olduğu için dolar talepleri 1.600 TL.li rakamlardan alalım diye panik halinde geliyordu. Ben yine ters adamım ya, sakın ama sakın almayın, 900 lü rakamlara ineriz diyordum. Tabii kim dinler. TV.lere uzağız ya:) Halbuki ilk borsa içi röportaj da zamanında benimle yapılmıştı. O dönem Dr. olan şimdi Prof. Kerem Alkin sayesinde ana haberlerle tanışmıştık:)

Ama arayanlar yine dediklerim için değil, Ooo tv.ye çıktın bakıyorum diye aradılar :)
İyi de, şimdi bunları neden anlatıyorum? Tv.de, gazetelerde gördükleriniz, duyduklarınız sizleri etkiliyor. En etkili araç tv.ler olduğu için, özellikle de son dönem yorumcularımız sağolsunlar, sanki dış ratingçilere hizmet eder gibi, kötünün haberciliğine soyunmuşlar gibi konuşuyorlar.( Bir Tek Mahfi Eğilmez, Sayın Uraz Hocam ve Yiğit Bulut genelin dışında konuşuyor) Sizler de duyup panikliyorsunuz. Bu seviyelerden altın ve döviz alayım mı demeye başlıyorsunuz ! Hem de borsadaki hisselerinizi satıp da bunu yapmaya kalkmayı düşünüyorsunuz, hem de zararına satıp da çıkayım şu borsa ne beter bir yermiş diyerek yapmaya kalkıyorsunuz!!

Daha ne diyeyim artık. Sizlere benzer dönemlerden bazı örnekler verdim. Sahi ya! O örneklerdeki kurlar için söylediğim rakamlar ne oldu gerçekleşti mi? 1994 yılında sanırım yıl bitmeden dolar 41.600 seviyesini gördükten sonra uzun süre inmiş olduğu 28.500'lerde kalmıştı.

2001 yılında panikle 1.600 lü seviyelerden dolar almış olanların dolarları da seneler sonra 1.200'lü rakamlara inmişti. Aradaki enflasyonları da hesaba katarsanız aslında benim o zaman için olması gereken diye söylemiş olduğum 900 TL'nin satın alma değerinin de altına inmiş oldu. Peki borsa ne oldu?

1994 yılında böyle bir kriz yaşanan borsada hisseler sert ve ciddi düşüşler yaşadılar. Bekleyenler ise, 1995 yılıydı sanırım endeksinden sıfır atılan bir borsadaki fiyatlardan kat be kat üstünden sattılar!

2001 yılındaki sadece Türkiye'ye ait olan finans krizinde de borsa değerleri inanılmaz düşmüş olan hisseler, çok değil 2002 sonundan itibaren gördüğümüz en yüksek endeks seviyelerine kadar yükselmesini sürdürdüler.

Yani sakin olun.
Burası borsa, banka mevduatı gibi değildir. Alakasız bir haber dahi hisseleri etkileyebilir. Ama borsa çok ciddi bir yatırım alanıdır. Kumar değildir. Bu mantıkla yatırım yapanlar, bazen şartlar nedeniyle biraz kayıp içinde kalabilirler ama batışa giden bir hissede değillerse, sonra bu kayıplar fazlası ile geri gelir. Ama bunu yaşayabilmek için, bir kaç ay düşük değerlerde kaldım diye kendinizi karartmamanız , soğukkanlı bir yatırımcı olmayı bilmeniz lazım.

Bugün endeks yeniden yükselmek istiyorum dediği anda yine benzer bir haberi pişiren ratingçileri gördüğüm için sizlere bu yazıları yazmak istedim. Seansı da beklemedim. Benim için 00:00 'ı geçmiş saat yeni güne aittir. Şuanda da saat 03:08:) Artık benden seans öncesi yazı da beklemeyin. Dow için de destek dirençleri girdim, görebilirsiniz.

Ben inanıyorum ki, çok iyi günler göreceğiz. Sadece sabır!

Aydın Eroğlu

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler