Maestroluğu Avrupa tahvil piyasasının gerçekleştirdiği süreçte haftanın ilk yarısı satıcılı, ikinci yarısı pozitif bir seyre sahne olduysa da, cuma günü ibre yeniden aşağı döndü ve hisse marketleri geçen hafta ortalama % 2,5 değer kaybetti.
Satıcılı seyrin temelde üç nedeni olduğunu düşünüyoruz
1-Ocak-Şubat kesitinde borsalar herhangi bir geri çekilme yaşamadan ortalama % 20 yükseliş kaydetmişti. Avrupa’da mali birlik anlaşması imzalanınca beklenti bitti satışları ile ibre aşağı döndü.
2-2012 ilk yarısının Avrupa’da ılımlı bir resesyona, Asya ve ABD de büyümenin hız kesmesine konu olması bekleniyordu, ancak veriler
Avrupa’da beklentilerden daha güçlü bir resesyon yaşandığını ortaya koydu ve hisse marketlerine satış getirdi.
3-Mali birlik anlaşması ile ayağını yorganına göre uzatmaya ant içen sorunlu Avrupa ülkelerinde hızla gerileyen tahvil faizleri, mart başından itibaren ( mali birlik anlaşması imzalanınca ve Avrupa Merkez Bankası likidite ihalesi gerçekleşince ) beklenti bitti algısıyla
yükselmeye başladı.
Ancak önceki haftadan itibaren İspanya cephesinde faiz oranlarındaki yükseliş tempo kazandı ve makul ölçülerin dışına çıktı. Avrupa borç krizinin en derin safhasında % 6,5 oranına yükselen İspanya tahvil faizi şubat sonunda % 4,8’i gördüyse de geride kalan 2 haftada % 6 sınırına dayandı ve geri esnemeyerek dünya genelinde gerilim yaratmaya başladı.
Neyse ki İspanya cephesindeki gerilim genele yansımadı ve borç kardeşi İtalya’da % 7,5 ‘dan % 4,8’a gerileyen faiz, geçen haftayı makul sayılabilecek bir düzey olan % 5,5 ile tamamladı.
IMKB direniyor
Sadece iç piyasaları izleyenler belki yeterince farkında olmayabilir, dünya borsalarının önemli bölümü mart başından bugüne % 4 ile % 15’ arası oranlarda değer kaybetti. Satış dalgasından aslan payını Avrupa borsaları alırken, ABD cephesi gerek görece iyi ekonomik aktivite verilerinin gerek ise geçen hafta başlayan bilanço döneminin etkisi ile bu harekete katılmadı. Avrupa’da başlayan Asya’nın da önemli bölümünü etkisi altına alan bu satış dalgasına direnen ve sınırlı geri esnemeler ile bu süreci atlatan az sayıda borsa var, bunlardan biri de IMKB. Borsaların önemli bölümünün % 4 ile % 15 arası oranlarda değer kaybettiği son altı haftalık kesitte IMKB 100 endeksi % 0,5 değer kaybederken IMKB banka endeksi mart başı değerinin % 0,8 kadar üzerinde.
Bir yandan gurur veren bu sonuç bir taraftan da IMKB ‘nin diğer borsalara kıyasla pahalı hale gelmeye başlaması nedeni ile tehdit oluşturuyor. Bizim bu tablodan çıkardığımız iki ayrı senaryo var
1-Avrupa ve Asya borsaları azımsanmayacak bir geri çekilme yaşadılar bu nedenle aşağı yönlü marjları sınırlı. Ufukta belirecek ilk pozitif beklenti ile ibreler yukarı dönmeye ve kısa vadede % 5 – 8 yukarı gitmeye müsait.
2-Avrupa ve Asya borsalarında aşağı yönlü marj sınırlı olsa da, birkaç hafta daha düşüşün sürmesi durumunda gerek ABD endeksleri gerek IMKB dahil satış dalgasına direnen Avustralya, Endonezya gibi kaleler devrilebilir ve hızlı çözülme yaşanabilir. Hangi senaryo işler filmin sonu mutlu mu yoksa mutsuz mu biter belirleyici maestro sorunlu Avrupa ülkelerinin tahvil marketleri olacak. Şimdi bu cepheyi irdeleyelim.
Avrupa Tahvil Piyasaları
Borsalara ilişkin tahmin oluştururken biz bu cephede öncelikli olarak üç marketi dikkatle takip ediyoruz. İspanya, İtalya ve Almanya. İspanya’da haftalardır altını çizdiğimiz üzere iş artık öyle bir noktaya geldi ki her 0,2 puanlık faiz artışı borsalarda önceki 0,2 puanlık artışın 2-3 misli tahribat yaratıyor. Bu bakıma İspanya tahvil piyasasında faiz % 6’nın da üzerine çıkarsa borsalar üzerindeki etkisinin geometrik boyuta ulaşması muhtemel.
Madalyonun iyi tarafı İtalya tahvil piyasasında faiz oranlarındaki yükselişin en azından şimdiye kadar olan süreçte makul bir boyutta kalması ve faiz oranının geride kalan altı haftada % 4,8 ‘den % 5,5 ‘e yükselmekle yetinmesi diyebiliriz.Peki bu orkestra gibi işleyen ve nerede ise aynı anda aynı melodiyi ortaya koyan dünya piyasalarında şef kim ?
Elbette ABD tahvil piyasası büyük lokomotif ancak dünyaya yön veren manşet Avrupa riskleri olduğu için biz şeflik makamına Alman
tahvil piyasasının yerleştiğini düşünüyoruz. İspanya ve İtalya tahvil piyasalarından ve hisse marketlerinden
çıkan para koşa koşa Alman tahvil piyasasına gidiyor. Bu nedenle borsalar düşerken İspanya ve İtalya tahvil piyasalarında para çıkışı nedeni ile faizler yükselirken Alman tahvil piyasasında yoğun talep faiz oranlarının düşmesine neden oluyor. Bizim özellikle son 2 haftada gözlemimiz ilk reaksiyon Alman tahvil piyasalarında oluşuyor ve dünyanın tüm marketleri bu cepheyi takip ediyor.
Bu bakıma seans içinde dünya piyasalarını izleyen ve IMKB hakkında tahmin oluşturmaya çalışanlara mutlaka Alman tahvil piyasasını da takip etmelerini öneriyoruz. Bu verilere ulaşmak kolay, arama motorlarından ilgili web adreslerini rahatlıkla öğrenebilirsiniz.
Alman tahvil faizi gerilemeye başladığında bir süre sonra İspanya ve İtalya faizleri yükseliyor domino etkisi ile hisse marketlerine satış geliyor. Tersi olduğunda ve Alman tahvil faizi yükselişe geçince bu piyasadan çıkan para bir süre sonra İspanya ve İtalya tahvil piyasalarında ( alışa geçerek ) faizin düşmesini sağlıyor borsalara alış geliyor.
Strateji
Geçen hafta IMKB için “haftanın ilk yarısında 59.500 puan desteğine kadar gerileme yaşanabileceğini, hafta orasından itibaren ABD bilanço döneminin etkisi ile oluşmasına daha yüksek olasılık verdiğimiz pozitif hava tahminimiz ekseninde bu seviyeden ibrenin yukarı dönebileceğini, bu bakıma nisan ayının devamında 59.500 desteğinin kısa vadeli işlemlerde alış, 64.000 puan direncinin kısa vadeli işlemlerde satış için uygun olabileceğini düşünüyoruz. “ değerlendirmesinde bulunmuştuk. Gerçekten de haftanın ilk yarısında ( çarşamba gününe kadar ) İspanya faizi % 6 ‘ya tırmanırken borsalar sert satış yedi ve IMKB 59.400 puana kadar geriledi.
Haftanın ikinci yarısında ise İspanya tahvil piyasasında tansiyon düştü faiz % 5,7 ‘ye geriledi borsalarda nefes alarak kayıpları telafi ettiler. IMKB de cuma günü 61.250 puana kadar yükseldi. Ancak haftanın son seansında İspanya da faiz yeniden yükselmeye başlayınca gala borsalarda satıcılı oldu, IMKB 60.600 puana gerilerken, İspanya faizi haftayı % 5,97 seviyesinde tamamladı.Önümüzdeki haftalar için piyasaların en büyük gereksinimi IMF veya Avrupa kurtarma fonunun sermayesinin arttırılması yönünde bir işaret fişeği. Bu konuda cumartesi günü başlayacak G-20 toplantısı dikkatle izlenecektir.
Biz filmin sonunda İspanya’nın iflas edeceğini sanmıyoruz. AB de epey bir yol kat edildi, iş zaruri olduğunda pamuk eller hızla cebe gidecektir. Ancak piyasalar ve kısa vadeli fiyat hareketleri için bu sürecin zamanlaması kritik önem taşıyor. Genelde somut tahminler ortaya koyar, okurları ne demek istediğimizi anlamak adına fazla yormayız. Ancak geçen hafta da belirttiğimiz üzere hele de haftalık bir yazı ile kısa vadeli fiyat hareketlerinin öngörülmesinin güç olacağı bir döneme girdik.
Orta ve uzun vadeli bakış açımızda bir değişiklik yok hisse senedi fiyatlarının ucuz olduğunu ve yukarı yönlü potansiyelin aşağı yönlü risklerden çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Türkiye ekonomisine ilişkin başta cari açık, açıklanan ekonomik veriler bize yılın ikinci yarısında ülke kredi notunun arttırılması olasılığını daha da yükseldiğini düşündürüyor.
Ancak kısa vadede ( 1-3 ay ) Avrupa tahvil piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak hisse marketlerinin her türlü çalkantıya gebe olabileceği bir süreçteyiz.Bu nedenle kısa vadeye yönelik somut bir tahmin ortaya koymakta zorlanıyor İspanya faizi % 6 ‘nın üzerine yerleşmedikçe IMKB de 59.850 ve 58.650 desteklerinin geçerliliğini koruyacağını, İspanya faizi % 5,5‘in altına gerilemedikçe 63.000 - 64.000 bandının geçilmesinin güç olacağını düşünüyoruz.