Bu hafta küresel piyasalar genel olarak Noel tatili ve yılbaşı nedeniyle sakin ve dar hacimli hareket etti. İtalya’da düzenlenen Hazine ihalelerinde faiz bir miktar gerilese de bu piyasalar için tatmin edici olmadı ve Euro/dolar gerilemeye devam etti. ABD’den gelen veriler ise nispeten olumluydu ve ABD borsaları yükseliş yönünde hareket etti.
Haftanın son gününe baktığımızda Avrupa borsalarının da yılı yatay bir şekilde kapatmakta oldukları görülmekte, ancak yıllık olarak bakıldığında borsalar sert bir biçimde geriledi. Euro Bölgesi ile ilgili endişeler yeni yıla ötelenmiş durumda. Ocak’tan itibaren bölge ülkelerindeki ekonomik durum ve alınacak kararlar tekrar gündeme gelecek ve bölge yakından izlenmeye devam edilecek. Emtia fiyatlarında ise karışık bir seyir izlenmekte.
Petrol ve bazı emtia fiyatlarında hafta içinde yükseliş görüldü, ancak haftanın son gününde petrol fiyatları geriledi. Altın fiyatlarında ise eğilim aşağı yönlü. Euro/dolar paritesi 1.2965 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi 77.30 dolaylarında. Altının onsu 1565 dolar civarında. Brent petrolünün varili 106.9, ABD ham petrolünün varili ise 98.9 dolar civarında.
TÜRKİYE
Türkiye ekonomisine baktığımızda, bu hafta açıklanan Aralık ayı imalat sanayi kapasite kullanım oranları sanayi faaliyetlerinde yılın son ayında hafif gerilemeye işaret etmekte. Ancak mevsimsellikten arındırılmış kapasite oranları ise oldukça güçlü. Kasım ayı dış ticaret verileri oldukça olumlu. Kasım ayında ihracatın ithalattan daha hızlı artması sonucunda uzun zamandır ilk kez dış ticaret açığının azalması, dış ticarette beklenen düzelmenin başladığını göstermekte. Bu da Kasım ayına ilişkin cari işlemler dengesi verilerinde de bir düzelme olacağına işaret etmekte. Yılın son ayında da aynı eğilimin sürmesini bekleyebiliriz.
Haftanın en önemli olayı kuşkusuz Merkez Bankası’nın 2012 yılına ilişkin para ve kur politikalarını açıklamasıydı. Aslına raporda yeni ve beklenmeyen fazla birşey yoktu. Ancak daha sonra Merkez Bankası’nın ve Başkan Başçı’nın yaptığı çeşitli açıklamalar piyasalarda belirsizliği artırdı. En önemli yenilik, bankanın geleneksel yöntemle aylık ve haftalık repo ihalelerini başlatması olarak söylenebilir. Ancak, Başkan Başçı’nın bu ihalelere dönük açıklamaları ve istisnai-normal gün ayırımı piyasalarda kafa karışıklığına yol açtı. Bankanın günlük döviz ihalelerinde 50 milyon dolar satacağını ancak istisnai günlerde bunu artırabileceğini açıklaması da döviz kurunu yükseltti. Son olarak banka haftanın son gününde piyasaya hem döviz satımı müdahalesinde bulundu, hem de döviz satım ihalesiyle yüklü bir miktar sattı. Böylelikle dolar/TL paritesi 1.91’den 1.88’e doğru geriledi. Ancak piyasalarda geleceğe yönelik tedirginlik sürmekte ve Merkez Bankası’nın yapacağı her açıklama ve uygulama dikkatle izlenmekte.
Faiz tarafına baktığımızda ise gösterge bileşik faizin yüzde 11’in üzerine yükseldiği görülmekte. Yeni yılın ilk haftası olan önümüzdeki hafta Aralık ayı enflasyon oranları açıklanacak; tüketici fiyat enflasyonunun yılsonunu yüzde 10’u aşarak tamamlamasını beklemekteyiz.
2012 yılının ilk haftasında piyasalardaki dalgalanmanın sürmesini bekliyoruz. Haftaya küresel piyasaların tatil döneminden sonra daha hareketli olması beklenebilir. Bu nedenle Euro/dolar paritesindeki aşağı yönlü eğilim de sürebilir. Öte yandan, yurtiçinde Aralık enflasyon verilerinin çift haneli olması olasılığı, Merkez Bankası’nın yeni ihale sisteminin yarattığı belirsizlik ortamı ve Ocak ayında Hazine itfalarının yüksek oluşu gibi nedenlerle faizler üzerinde baskı sürecektir.
Döviz tarafında ise Merkez Bankası’nın uygulamaları önem taşımakta. Ancak, bankanın tüm müdahalelerine karşın güçlü dolar karşısında Türk Lirası'nın değerini korumakta zorlandığı görülmekte. Bu çerçevede, Euro/dolar paritesindeki gelişmelere bağlı olarak haftaya dolar/TL’nin yine 1.90’lar çevresinde dalgalanmasını bekleyebiliriz.
Merkez Bankası’nın piyasalara agresif müdahalesinin sürmesi ve küresel piyasalarda risk iştahının artması halinde ise dolar/TL’nin 1.85’lere doğru çekilebileceğini tahmin ediyoruz. Faizlerde ise yukarıda söylediğimiz nedenlerden dolayı bir geri çekilme olması oldukça güç. Bu bağlamda, gösterge tahvilin bileşik faizin yüzde 11’in üstünde hareket edeceğini tahmin etmekteyiz.
(T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil)