Ekonomik analizler yapan danışmanlık kurumu Centre for Economics and Business Research (CEBR), bu yıl içerisinde üye ülkelerin milyarlarca euro tutarında borcu çevirmek zorunda olduğuna dikkat çekerek, 2011 için yaptığı tahmin listesinde yeni bir ‘euro bölgesi krizini’ ilk sıraya koydu.
CEBR CEO'su Douglas Williams yaptığı değerlendirmede, "Euro dağılmasa bile bu sene dolar karşısında büyük oranda zayıflayacak" dedi.
400 MİLYAR EURODAN FAZLA
Borç yükü altında bulunan ülkelerden sadece İspanya ve İtalya'nın bu yılın ilk yarısında 400 milyar eurodan fazla borcunu çevirmesi gerekiyor. Ancak, yatırımcıların Avrupa'nın yüksek borçlu çevre ülkelerine yönelik duyduğu kaygılar bunu neredeyse imkânsız kılıyor.
Douglas, "Euro bu noktada dağılabilir, ancak yine de Avrupalı siyasetçilerin normalde krize karşı koyabilecek durumdalar. Euronun dağılmasına neden olacak asıl şeyin ise, üye ekonomilerin uzun vadede kendilerini daha rekabetçi duruma getirecek önlemleri almaktaki başarısızlığında görüyorum" dedi.
Douglas, kredi piyasalarının rahatlaması ve bir krizin engellenmesi için hükümetlerin yeni parasal genişleme önlemleri alabileceğine de dikkat çekti.
TEORİKTİ GERÇEK OLDU
2010'da Kıta'da arka arkaya ortaya çıkan borç krizleri, daha önce teorik olarak yapılan spekülasyonları artık gerçek anlamda tartışılan bir konu haline getirdi.
Yunanistan ve İrlanda'nın, Avrupa ve Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) aldığı kurtarma yardımları sonrasında bu toplumsal öfkenin de büyümesi, euronun geleceğinin Avrupalı siyasetçiler arasında tartışılmasına neden oldu.
Bu durumdan olumsuz etkilenen yatırımcılar da hızlı bir çöküş beklemese de, euronun geleceği konusunda giderek artan biçimde endişelenmeye başladı.
Londra merkezli varlık yönetimi şirketi F&C de geçen ay yaptığı değerlendirmede, Avrupa Birliği'nin mevcut haliyle çok fazla devam edemeyeceğini ancak yine de eurodan çıkışın çok da muhtemel bir sonuç olmadığını belirtmişti.
F&C tahvil fonu yöneticisi Rebecca Seabroo konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, "Bu yıl gerçekleşecek olayların AB'yi daha sıkı kontroller ve mali politikalarda daha fazla birlik sağlama yolunda baskı altına alacağına inanıyoruz" dedi.