Daha öncesinde aşırı ısınma riski varken yapılacak bir not artırımının çok bir manası olmazdı'' dedi.
Türkiye'nin notunu 18 yıl sonra yatırım yapılabilir seviyeye çıkaran kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Başanalisti Ed Parker, Türkiye'nin ekonomi ve mali politikalarını son derece iyi yönettiğini söyledi.
Parker, ''Bundan sonrası için, ekonomiyi sürdürülebilir kılacak uygun mali ve parasal politikaları uygulanması önemli. Türkiye ekonomisinin iyi bir durumda olduğunu gösterdi. Fakat Türkiye'nin kırılgan bir ekonomik geçmişi ve süregelen bir cari açık sorunu var. Bunu da göz önünce bulundurarak, özellikle (ileriye yönelik) Merkez Bankası'nın ekonomiyi kredi şişmesinden, aşırı ısınmadan ve cari açığın yeniden artması olasılığından koruyacak bir şekilde yönlendirmesi gerekiyor'' ifadelerini kullandı.
Türkiye ekonomisinin yumuşak inişe doğru ilerlemesi, yakın dönem makro finansal risklerdeki iyileşme, kamu borcundaki azalış, güçlü bankacılık ve görece çeşitlendirilmiş ekonomik sistemini gerekçe göstererek Türkiye'yi yatırım yapılabilir seviyeye çektiklerini anımsatan Parker, Türkiye'ye girecek fonları ekonomiye etkilerini karşı Merkez Bankası politikalarını işaret etti.
Parker, ''Tipik olarak, bir ülkenin notu eğer yatırım yapılabilir notuna yükseltilmiş ise, bu daha geniş bir sermaye havuzuna ve sermaye akışına sahip olacağını gösterir. Tabii bu otomatikman gerçekleşmez. Geçtiğimiz 12 ay, içerisinde Türkiye'ye zaten güçlü bir sermaye akışı oldu. Ne olursa olsun bu, Merkez Bankası'nın sermaye akışını yönetmek ve ekonominin ısınması olasılığı ile başa çıkmak için elinin iyi olmasının önemini gösteriyor'' dedi.
Fitch'in not kararı sonrasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, not artışları sonrasında ülkelerin GSYH'lerin yüzde 4'ü kadar küresel doğrudan yatırım çektiğini, Türkiye'nin de bu çerçevede 1-2 yıl sonra yaklaşık 32 milyar dolar doğrudan yatırım çekebileceğini bildirmişti.
'GEÇ KALDIĞIMIZA İNANMIYORUM'
Türkiye'nin kredi notunu ''yatırım yapılabilir'' ülke notuna yükseltmek konusunda geç kaldıklarını düşünmediğini söyleyen Parker, ''Geç kaldığımıza inanmıyorum. Daha öncesinde aşırı ısınma riski varken yapılacak bir not artırımın çok bir manası olmazdı. Türkiye ekonomisinin gelişimini, kamu finansmanındaki rasyoları gördük. Açık bir şekilde şimdi tam zamanıydı. Doğru kararı verdiğimize inanıyorum'' şeklinde konuştu.
Parker, Türkiye'nin kredi notunu ''yatırım yapılabilir'' seviyeye çıkarmaları kararının verme sürecine ilişkin olarak, ''2011 yılında Türkiye ekonomisi aşırı ısınmıştı ve bazı ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştı. Cari açık GSYH'nın yüzde 10 seviyelerine yükselmiş ve bu da sürdürülemezliğe işaret ediyordu. Finans ortamındaki artan belirsizlik, Avro Bölgesi'nde yoğunlaşan kriz, Türkiye'yi dış şoklara açık hale getiriyordu. Bu ortam içerisinde Türkiye'nin görünümünü 'pozitiften','durağana' değiştirmiştik. Sert inişe dair bazı endişeler söz konusuydu.
Ekonominin yeniden dengelendiğinin, cari açığın azaldığının delillerini gördük. Enflasyonun yeniden tek haneli rakamlara inişini gördük. Bir yandan ekonominin büyüme hızı azalırken, resesyona girişe dair bir gösterge görmedik. Türkiye'nin ekonomik temellerinde süregelen bir gelişim söz konusu ve kamu borcu rasyosunda da azalma var. Biz yakın zamanda Türkiye'nin direncini giderek artıracağını düşünüyoruz.''