Gavin Hewitt
BBC, Avrupa editörü
Üç haftayı aşkın bir süredir, göstericiler Yunan meclisinin karşısındaki meydanı işgal etmiş durumda. Mavi ve gri çadırlarını kurdular, sloganlarını da portakal ağaçlarına astılar.
Pankartlardan biri "Çözüm bizde. Devrim" diyor, bir diğeri ise "Dünya halkları ayaklanın" çağrısı yapıyor.
Arap ayaklanmalarından ilham alan göstericiler, AB ve IMF'nin vereceği ikinci kurtarma paketi karşılığında yapılacak harcama kesintilerine muhalefette ısrarcı.
Ancak kampın devrimci ateşle yandığı pek de söylenemez. Taklit el çantaları ve renkli çerçeveli güneş gözlükleri satan Afrikalıların ortasında, daha çok bir küreselleşme karşıtı köyü andırıyor.
Yunanistan başbakanı Yorgo Papandreu, CIA-IMF uçağına binerken resmediliyor, kapitalistlerin yardakçısı olarak tanımlanıyor.
Eylemciler, aralarında gerçek demokrasiden bahsediyor.
Bir tanesi gururla "Burada lider yok" diyor. Mülakat verme konusunda da, konuşmanın liderlik rolü varsaymak olarak algılanabileceğini düşündükleri için endişeliler.
1789 ve 1848 devrimlerine referans veriliyor, ancak kurulan hamaklar ve masaların arasında, üzerinde anlaşılmış bir gündem yok. Buradakileri birleştiren ise, bankacılar ve uluslararası kapitalizme duyulan ortak nefret.
Öfkeliler ancak Atina'yı sallayacak irade, kararlılık, mesaj ve azme sahip değiller.
Onun yerine, bir buluşma noktası yaratmışlar. Akşam serinliğinde aileler buraya çocuklarını getiriyor. Kızgın ve yarı yolda bırakılmış hissedenler için bir çekim noktası olmuş.
Son anketlere göre, vatandaşların yüzde 47'si Avrupa ve IMF tarafından talep edilen son kesintiler paketine karşı.
Eylemcilerden daha tehlikeli olan ise, sıradan vatandaşların ruh hali. Umutsuzluğa kapılmış durumdalar.
Akademisyen Yannis Vorufakis, "Her şeyden öte, gururlarının kırılmış olmasına içerliyorlar" diyor.
Kurtarma paketlerini de bu yüzden sevmiyorlar, gururlarını kırıyor.
Artık kime inanacaklarını da bilmiyorlar. Geçen yıl vatandaşlara söylenen, kısa süreli bir acının sonuç alıcı olacağıydı. Ancak öyle olmadı.
Almanya başbakanı Angela Merkel, Yunanistan için "Borçlanma oranını yüzde 5 azalttı. Bu kayda değer bir tasarruf ancak yeterli değil" açıklaması yaptı.
Çoğu vatandaşın gördüğü tek şey ise, artan kamu borcu ve işsizlik.
Şehir kırılma noktasında. Elektrik işçileri greve gitmek üzere, yazın bunaltıcı sıcağının ortasında kesintilerin olabileceği uyarısında bulunuyorlar.
Bir aileyi ziyaret etmek üzere Pire'ye gidiyorum. Anne Roula, işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu yaşta başka bir iş bulmasının imkansıza yakın olduğunu söylüyor. Gençler ülkeden ayrılıyor, Roula da "Burası yaşlıların ülkesi olacak" diyor.
23 yaşındaki kızı Barbara, İrlanda ve İspanya'daki gençler gibi, göç etmeyi düşünüyor.
Bu euro bölgesi için gerçek bir kriz. Kayıp ve işsiz bir genç kuşak var. Rakamlar şok edici.
İspanya'da 16 ila 24 yaş arasındakiler için işsizlik oranı yüzde 43, İtalya'da ise yüzde 25'in üstünde. Avrupa'da eğitim seviyesi yüksek milyonlarca gencin çalışma fırsatı ellerinden alınıyor.
Euro bölgesi, çok sayıda ülke için kötü bir tuzak oldu. Düşük faiz oranları ve kolay para, emlak balonu, spekülasyon ve borç yığınlarına yol açtı. Borcun azaltılmasının bedeli ise bir kuşak için çok ağır oldu.
İspanya'dakiler kendilerine "öfkeliler" ismi verdi ancak bu kuşağın öfkesiyle ne yapacağını kimse bilmiyor.
Güven oylamasını açan tartışma sırasında Yorgo Papandreu, "ulusal mutabakat" çağrısı yaptı. Nakit rezervlerinin tükenmekte olduğunu, ülkenin bölünmüş olduğu imajının ayakta kalmayı zorlaştırdığını söyledi. Eylül ayı için yolsuz yetkililerin adalete teslim edilmesini kolaylaştıracak yeni bir anayasa referandumu teklif etti.
Papandreu, salı günü yapılacak güven oylamasını muhtemelen kazanacak. Önümüzdeki hafta ise, meclis kesintileri oylayacak.
Bu oylama, daha fazla şiddet riskini barındıran gergin bir an olacak. Yaklaşık 110 milyar euroluk ikinci kurtarma paketi alınsa bile, Yunan halkı plana olan inancını kaybetmiş durumda. Tek gördükleri, artan borç.
Tehlike de bu yaklaşan çaresizlik hissi ve yaralanan milli gururda yatıyor. Bir de, on yıllık kemer sıkma uygulamaları var.
Ancak gene de, Yunanistan'ın tereddütlü ve kırgın da olsa, yeni kesintileri uygulayacağı tahmini daha gerçekçi.
Geçen yıl söz konusu olmayan ve bu gidişimde hissettiğim çaresizliğin nereye varacağını ise kimse bilmiyor.