Türkiye’de huzurun sağlanması halinde bölgede yatırım patlaması yaşanacağına dikkat çeken Dr. Fatih Anıl, “tekstil ve hazır giyim sektöründe markalaşmaya giderek, yeni pazarlar keşfetmeliyiz”
Siyasi ve ekonomik açıdan kritik bir zaman eşiğinden geçen Türkiye’nin önümüzdeki dönemde nasıl bir yola gireceği tüm dünya tarafından dikkatle izleniyor. CNBC’de katıldığı programda Türkiye ekonomisiyle ilgili açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Fatih Anıl, tekstil ve hazır giyim sektörü başta olmak üzere ekonomiyle ilgili 2013 beklentilerini değerlendirdi. CNBC-e'da yayınlanan Piyasa Ekranı programına konuk olan Orka Group İcra Kurulu üyesi Dr. Fatih Anıl, Türkiye’de huzur ortamının sağlanması durumunda, yatırımlarda patlama olacağını söyledi. Mensa İcra Kurulu Başkanı Faik Ulutaş ve İTKİB Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Gülle'nin de konuk olduğu programda tekstil ve hazır giyim sektörünün 2013'e nasıl başladığı ve 2013'e dair nasıl hedefler beklendiği konuşuldu.
TEKSTİL VE HAZIR GİYİMDE 35 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Geçen seneye ait değerlendirme yapan Ekonomi Finans Dergisi Yazarı Dr. Fatih Anıl, “2012 yılında hazır giyim ihracatımız 16 milyar dolar, tekstil ihracatımız 8 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşti. Toplamda 24 milyar dolar. Buna birde 3 milyar dolarlık, yurt içinden yabancıların yaptığı hazır gelir alımlarını eklersek yaklaşık olarak 27 milyar dolar oluyor. Osmanbey ve Laleli'den yapılan ve yaklaşık 6-7 milyar dolar olduğu söylenen bavul ticaretini de eklersek 35 milyar dolarlık bir sektörden bahsediyoruz. Bu çok ciddi bir rakam. 2001 yılında Türkiye'nin toplam ihracatı 24 milyar dolardı. Bugün geldiğimiz noktada ise sadece tekstil ve konfeksiyon sektöründe 35-36 milyar dolarlık bir ihracat rakamını konuşuyoruz. Desteklenmesi gereken, Fast Fashion'dan, Turbo Fashion'a geçtiğimiz bir sektör ve Türkiye' çok kıymetli bir lokasyona sahip. Rakamların daha da arması markalı ihracat gücümüzün artmasına bağlıdır” açıklamasında bulundu.
HUZUR ORTAMI SAĞLANIRSA BU TEŞVİKLERLE YATIRIM PATLAMASI OLUR
Cari açığı fitili çekilmemiş bombaya benzeten Fatih Anıl, 2011 yılının 80 milyar dolarlık cari açıkla tamamlandığını, fakat Ekonomi Bakanlığı’nın bu sorunu iyi yönettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; “Yıl bazında bu rakam 40 milyar dolara kadar indi. Milli gelir yüzde 6'yı geçtiği zaman tehlike sınırındadır. Biz 2011'i yüzde 11 cari açıkla geçirdik ve şuan son açıklanan rakama göre yüzde 5.9'a kadar geriledi. Tedbirler alınıyor. Mesela 6. bölgeye çok güzel teşvikler verildi. Burada önemli olan huzur ortamının sağlanmasıdır. Huzur olmadıkça yatırımcıya, üstüne para da verseniz kimse gidip oraya yatırım yapmaz. Huzur geldiği anda orada bir yatırım patlaması olacak. Burada çalıştıracak eleman bulamayacağız. Bu nedenle tekstil gibi emek yoğun sektörlere teşviklerin yaygınlaştırılması lazım. İstihdama destek verirsek kayıt dışı, kayıt altına girecek. Sonuç olarak istihdamla ilgili teşvikin genele yayılması emek yoğun sektörlere çok büyük katkı sağlayacaktır.’
MARKALAŞMA OLMAZSA ÇÖKÜŞ OLUR
Tekstil ve hazır giyimdeki yükselişe rağmen bazı firmaların lokal olarak sıkıntıda olabileceğine dikkat çeken Fatih Anıl, tekstildeki başarıyı markalaşma ve kurumsallaşma sürecine bağlayarak, “Türkiye tekstil sektöründe şu anda olgunluk dönemini yaşıyor ve bu dönemde yeni bir atak yapmak lazım. Yoksa düşüşe geçmek kaçınılmaz olur. Sözkonusu yenilik ya işletmenin yenilenmesi, ya da yeni bir organizasyonun kurgulanarak markalaşmaya gidilmesiyle gerçekleşir. Markalaşma ve kurumsallaşma olmadan başarının gerçekleşmeyeceğini net olarak bilinmeli” dedi.
Tekstil sektörünün yüzde 98'inin aile işletmesi olduğunu belirten Anıl, firmalardaki asıl sorunun finansal değil, yönetimsel olduğunu belirterek şöyle dedi: “Yönetim sıkıntısından, finansal sıkıntılar doğuyor. İflasa kadar gidebilecek bu sorunları yaşayan aile firmaları genelde kurumsallaşmaya gidememiştir, markalaşmaya gidememiştir ve artık rekabet edemeyen firmalar oluyor. Tedbirler alınması lazım yoksa olgunlaşmanın sonrası çöküş olur” uyarısında bulundu.
YENİ PAZARLAR KEŞFEDİLMELİ
Avrupa’nın kan ağladığını, Güney Avrupa'da ciddi problemin yaşandığını ama buna rağmen Türkiye'nin hazır giyim ihracatının artığını belirten Dr. Fatih Anıl, yeni pazarların buradaki önemine işaret ederek şu görüşlere yevrerdi: “Türk markaları gelişiyor, Avrupa'ya ve Uzak Doğu'ya yayılıyor. Bu yayılma yaşanırken üretici firmalarımız da marka olabilir. Bir kumaşçı, kumaşını marka haline getirebilir. Tüketici artık bilinçli, ürün alacağı zaman internet üzerinden markanın her şeyini öğrenebiliyor, tüm özelliklerini çözüyor. Sektörün çıkış yakalaması, katma değeri yüksek olan ürünleri satmaya bağlı. Fasonculuktan bir adım öne çıkmamız lazım. Firmalarımız; markalaşmaya gider, ürünün üzerine katma değer eklerse daha rahat Pazar şansı bulabilir. Bu sektörde Avrupa olmazsa olmazımızdır. Avrupa payını düşürmeden alternatif ülkeleri arttırmak lazım. Bu pazarların içinde Rusya, Türki Cumhuriyetler ve özellikle Çin olmalı. İşin özü ucuz malda Türkiye'nin pek şansı yok. Katma değer fiyatını koyarak satabileceğimiz markalı mallarda yeni pazarları geliştirmeye çalışılmalıyız.”(HABER1)