TCMB'nin PPK toplantısında politika faizini 50 baz puan aşağı çekti.
Merkez Bankası Para Politikası toplantısında politika faizini 50 baz puan indirirken faiz koridorunda da değişiklik yaptı.
Beklentilerden 25 puan daha fazla
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 5,5’den yüzde 5’e indirdi. Ekonomistlerin beklentilerinden farklı bir faiz indirimi uygulayan Merkez Bankası, politika faizini beklentilerin aksine 25 baz puan daha fazla düşürerek, 50 baz puan aşağı çekti.
Kurul toplantısında sonra yapılan açıklamaya göre, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 4,5’ten yüzde 4’e borç verme faiz oranı yüzde 7,5’den yüzde 7’ye, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı ise yüzde 7’den yüzde 6,5’e indirildi.
Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı ise yüzde 10,50’den yüzde 10’a indirildi.
Kurul toplantısından sonra yapılan açıklamada şu detaylara yer verildi:
"Son dönemde açıklanan veriler iç ve dış talep gelişmelerinin öngörüldüğü şekilde seyrettiğini göstermektedir. Yurt içi nihai talep sağlıklı bir toparlanma sergilerken, ihracat zayıf küresel talebin etkisiyle yavaşlamaktadır. İç talepteki canlanmaya bağlı olarak cari işlemler açığında bir miktar yükseliş gözlenmektedir. Bununla
birlikte, mevcut politika çerçevesi ve emtia fiyatlarında gözlenen düşüş cari işlemler açığındaki artış eğilimini sınırlayacaktır.
Yakın dönemde sermaye girişleri tekrar hızlanma eğilimi gösterirken kredi artış oranları referans değerin üzerinde seyretmektedir. Kurul, finansal istikrara dair risklerin dengelenmesi amacıyla, mevcut konjonktürde bir yandan faiz oranlarının düşük tutulmasının diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirlere devam edilmesinin yerinde olacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda, kısa vadeli faizlerde indirime gidilirken rezerv opsiyonu katsayılarının artırılmaya devam edilmesi uygun bulunmuştur.
Öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin ve sermaye akımlarındaki oynaklığın sürmesi nedeniyle para politikasında her iki yönde de esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır.
Küresel talepteki yavaşlama ve emtia fiyatlarının görünümü enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskleri azaltmaktadır. Bununla birlikte, iç talep ve kredilerdeki artışların fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır."
Merkez Bankası agresifleşiyor!
İntegral Menkul Değerler Araştırma Müdürü Egemen Candır, Merkez Bankası'nın bugünkü kararıyla ilgili, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bugün gerçekleşen Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nda Merkez Bankası’nın gecelik politika faizinde, beklentilerden fazla bir oranda indirime giderek, 50 baz puan indirime gittiğini ve faizi yüzde 5,0 seviyesine çektiğini görmekteyiz. Merkez Bankası’nın, faiz koridorunun üst bandında bir önceki toplantıda başladığı indirime de devam ederek 50 baz puanlık bir indirim yaptığını ve alt bantta ise iki önceki toplantıdaki uygulamasına devam ederek 50 baz puan indirime gittiğini görmekteyiz.
Türkiye’de son zamanlarda iyileşme eğilimi duraksamaya uğrayan cari açık rakamlarına para politikası üzerinden baskı oluşturmak adına yapıldığını düşündüğümüz bu ayarlamalar ile Merkez Bankası’nın küresel yavaşlama ve emtialardaki geri çekilmelerin dolayısı ile de enflasyon endişelerini arka plana attığını düşünüyoruz. Daha önceki açıklamalarında, Euro Bölgesi başta olmak üzere küresel belirsizliklerden endişelerini belirten Merkez Bankası’nın, özellikle geçtiğimiz aylarda değerli kalmaya devam eden Türk Lirası’na müdahaleye devam ettiğini görüyoruz.
Kredilerdeki büyüme oranının hedeflerden sapmasından rahatsızlık duyan Merkez Bankası’nın, Zorunlu Karşılık oranlarını ve ROK’ları yükselterek piyasadan bir kısım likidite çekmeyi amaçladığını görmekteyiz. TC Merkez Bankası’nın, yurt dışı ve yurt içi zayıflıklara ve TL’deki değerlenmelere karşılık bu adımlarının, dövizlerde TL karşısında sınırlı değerlenmelere neden olduğunu görmekteyiz. Banka’nın önümüzdeki toplantılarda bu uygulamaya devam ederek 2013’ün ilk yarısında faiz koridorunun üst bandını gevşetmeye devam ederek şu anki yüzde 7 seviyelerinden yüzde 6,25 seviyelerine çekebileceğini, politika faizini ise yüzde 5,0’dan yüzde 4,25’e çekerek TL’de gevşemelere devam edebileceğini düşünmekteyiz."
Çağlayan: Faiz daha da düşük olmalı!
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, TCMB faiz kararını geç gelmiş ama doğru bir karar olarak değerlendirdi ve faizin daha da düşük olması gerektiğini belirtti. Çağlayan, Para Politikası Kurulu Kararı hakkında şunları söyledi: "Merkez Bankamız bugün yaptığı faiz indirimi ile doğru bir adam attı. Ama bu doğru olduğu kadar geç de kalmış bir adım. 2012'de iç talep bu kadar zayıflatılmadan bu ortam yaratılabilirdi, yaratılmalıydı."
Merkez, yurtdışını göz ardı edemedi!
Oyak Yatırım Başekonomisti Mehmet Besimoğlu, dünyadaki gelişmelere paralel olarak TCMB'nin politika değişikliğine gittiğini belirtti. ABD'de likidite bolluğunun daha da süreceğinin ortaya çıkması, Japonya'dan gelen parasal genişleme adımı gibi yurtdışındaki gelişmeleri Merkez Bankası'nın göz ardı edemeyeceği noktaya getirdiğini dile getirdi. İçeride ise büyüme tarafında ivmenin yönlenmediğini kaydeden Besimoğlu, ithalatta artış beklentisinde yanılsamanın ortaya çıktığını, büyümeyi ön plana çıkarak görüşlerin etkili olduğunu savundu.
Faiz indirimleri devam edebilir
Erste Securities Başekonomisti Nilüfer Sezgin, büyümeye yönelik önemli değişiklikler olduğunu belirtti. En önemli noktanın dış talepteki zayıflamaya rağmen Merkez Bankası'nın iç talebi destekleyip desteklemeyeceği sorusunun olduğunu kaydeden Sezgin, emtia fiyatlarındaki düşüş sayesinde TCMB'nin iç talebi destekleme yönünde adım atmakta tereddüt etmediğini ifade etti. Önümüzdeki dönemde faiz indirimlerinin devam edebileceğini bildiren Sezgin, piyasanın önümüzdeki dönemde muhtemel faiz indirimlerini fiyatlamaya başlayacağını söyledi.
TL'nin aşırı değerlenmesine engel olacak
ALB Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Yeliz Karabulut, Merkez Bankası'nın yaptığı faiz indiriminin Türkiye’de bir not artırımı beklentisi olduğu ortamda TL’nin aşırı değerlenmesine engel olacağını söyledi. Merkez Bankası faiz kararı sonrasında Foreks'e değerlendirmelerde bulunan Karabulut, "Merkez Bankası bugünkü faiz kararında politika faizini beklentilerin üzerinde düşürerek yüzde 5,50’den yüzde 5’e çekti. 2012 Kasım’da Merkez Bankası Erdem Başçı, ekonominin beklentilerin üzerinde soğumasına karşı şu açıklamayı yapmıştı “Temmuz ayında atılan adımların GSYH hasıla açısından 4. Çeyrekte etkileri görülecek” fakat GSYH hasılasının beklentilerin altında kalması aşağı revize edilen GSYH beklentisinin en son beklentisi olan yüzde 3,2’i bile tutturamaması ( 2012 Yılında yüzde 4’den 3,2’e çekilen büyüme 2012 yılında yüzde 2,2 olarak açıklandı. ) Merkez Bankası’nın elini zayıflatan bir unsurdu. Bu faiz indirimi Türkiye’de bir not artırımı beklentisi olduğu bir ortamda TL’nin aşırı değerlenmesine engel olacaktır" diye konuştu.
Sermaye girişleri tekrar hızlanacak
Şeker Yatırım Ekonomisti İbrahim Aksoy, "İkinci yatırım yapılabilir not artışı beklentileri ve faiz indirimleri etkisi ile sürmesini beklediğimiz kısa vadeli sermaye girişlerinin karar sonrası TL'de görülebilecek değer kayıplarını sınırlı kılmasını bekliyoruz" değerlendirmesini yaptı. Aksoy, Kurul'un bir önceki toplantısındaki yavaşlayan sermaye girişleri söyleminde değişiklik yaparak sermaye girişlerinin tekrar hızlanma eğiliminde olduğuna işaret etmesinin önemli olduğunu söyledi.
Geçen haftalarda TL'nin değeri açısından MB Başkanı Erdem Başçı tarafından politika faizinde ölçülü bir indirim sinyalinin verildiğini hatırlatan Aksoy, "MB Başkanı'nın yaptığı uyarının güçlü sermaye girişleri nedeniyle döviz piyasalarında yeterince etkili olmaması sonucu gecelik borçlanma ve/veya politika faizinde bir sürpriz gelebileceğini belirtmiştik" dedi.