Merkez Bankası Para Politikası Kurulu(PPK), işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi nedeniyle Aralık ayında enflasyonun yükseliş göstereceğine dikkat çekti. Kurul, yıllık gıda enflasyonunun Aralık’ta işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak önemli ölçüde artacağı öngörüsünde bulundu. Kurul, iktisadi faaliyetin güçlü seyrettiği değerlendirmesinde bulundu ve enflasyon görünümü açısından yurt içi talebin kontrol altında tutulması gereğinin altını çizdi.
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu toplantı özetini yayımladı. Buna göre Kurul, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi nedeniyle Aralık ayında enflasyonun yükseliş göstereceğine dikkat çekti. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatları Kasım ayında yüzde 3.27 oranında arttı, yıllık gıda enflasyonu ise yaklaşık 5.4 puan yükselerek yüzde 7.1’e ulaştı. Bu yükseliş, büyük ölçüde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisinden kaynaklandı. Ancak işlenmemiş gıda grubunda meyve ve sebze fiyatları aylık olarak da geçmiş dönemlere kıyasla daha yüksek bir oranda arttı. Bunun yanında, maliyet faktörlerinin etkisiyle işlenmiş gıda yıllık enflasyonu da yüzde 9.44’e yükseldi. Yıllık gıda enflasyonunun Aralık ayında da işlenmemiş gıda fiyatlarına bağlı olarak önemli ölçüde artacağı öngörüldü. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar Ekim ayında enerji fiyat ayarlamaları ve başta tütün ürünleri olmak üzere vergi artışları sonucunda yükselmişti. Söz konusu vergi ayarlamaları öngörüldüğü üzere Kasım ayında da etkili olmuş ve yıllık enflasyona 0.2 puan katkı yaptı. Son iki ayda yönetilen ve yönlendirilen fiyat ayarlamalarının yıllık enflasyona toplam katkısı yaklaşık 1.6 puan oldu.
TL’DEKİ DEĞER KAYBININ GECİKMELİ YANSIMALARI HALEN DAYANIKLI MAL FİYATLARI ÜZERİNDE ETKİLİ
Hizmet fiyatları Kasım ayında yüzde 0.37 oranında artarken, yıllık hizmet enflasyonu önceki döneme kıyasla değişmedi. Ulaştırma ve yemek hizmetleri hariç hizmet fiyatlarının yıllık artışı bu dönemde yükselse de mevsimsellikten arındırılmış fiyat ve yayılım endeksleri hizmet fiyatlarındaki ılımlı seyrin korunduğuna işaret etti.
Temel mal grubunda ise yıllık enflasyon Kasım ayında yaklaşık 1 puan artarak yüzde 9.8’e yükseldi. Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli yansımaları halen dayanıklı mal fiyatları üzerinde etkili oldu. Bunun yanında, tekstil ve hazır giyim ürünlerinden alınan ithalat vergilerindeki artışların etkisiyle bu dönemde mevsimsellikten arındırılmış giyim fiyatları da yükseliş kaydetti. Bu gelişmeler sonucunda temel enflasyon göstergeleri hem yıllık hem de mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık bazda yükseldi.
YURTİÇİ TALEP KONTROL ALTINDA TUTULMALI
Kurul, iktisadi faaliyetin güçlü seyrettiği değerlendirmesinde bulundu ve enflasyon görünümü açısından yurt içi talebin kontrol altında tutulması gereğinin altını çizdi. Yakın dönem göstergeleri iktisadi faaliyetin yılın son çeyreğinde gücünü koruduğuna dair sinyaller içerdi. Sanayi sektöründe üretim Ekim ayında oldukça hızlı bir artış kaydederken, kapasite kullanım oranı yukarı yönlü eğilimini Kasım ayında da sürdürdü. İşgücü piyasası gelişmeleri sanayi dışı sektörlerde de güçlü bir seyre işaret etti. İşsizlik oranları Eylül döneminde tarım dışı istihdam gelişmelerine paralel olarak gerilemeye devam ederken, son dönemde inşaat ve hizmetler gibi dış gelişmelerden görece daha az etkilenen sektörlerin istihdam artışına yüksek oranlı katkısı öne çıktı.
CARİ DÖNEM GELİRİNE DUYARLI GRUPLARIN TALEBİ GÜÇLÜ SEYRİNİ KORUDU
Kurul, dayanıklı tüketim ve yatırım malları gibi döviz kuru ve finansman koşullarına duyarlı göstergelerdeki yavaşlama sinyallerine karşılık, daha çok cari dönem gelirine, dolayısıyla istihdam koşullarına duyarlı olan gruplara yönelik talebin güçlü seyrini koruduğuna dikkat çekti. Bununla birlikte, para politikasında Ekim ayında sıkılaştırma yönünde alınan ek önlemlerin ve süregelen küresel sorunların önümüzdeki dönemde kredi imkanlarını ve iç talep yönlü baskıları sınırlayacağı tahmin edildi. Yakın dönemde tüketici kredilerindeki yavaşlama eğiliminin giderek daha belirgin hale geldiği gözlendi.
KÜRESEL SORUNLAR DIŞ TALEBİ SINIRLAMAYA DEVAM EDECEK
Kurul’a göre dış talep zayıf seyrini korudu. Son dönemde Euro bölgesine ilişkin sorunların artmasıyla birlikte küresel büyümeye ilişkin orta vadeli tahminler aşağı yönlü güncellendi. 2012 yılına ilişkin küresel görünüm, ekonomilerin büyük bir bölümünde yavaşlamaya işaret etti. Bu çerçevede Kurul, döviz kuru hareketlerinin sağladığı rekabet avantajı ve pazar çeşitlendirmesine rağmen küresel sorunların dış talebi sınırlamaya devam edeceğini ifade etti. Kurul, dış talepte hızlı bir toparlanma görülmezken yurt içi talepte süregelen yavaşlama ve Türk lirasındaki birikimli değer kaybının ithalat talebini sınırlayıcı etkilerinin açıkça gözlendiğini belirtti. Bu çerçevede, yılın son aylarında cari işlemler dengesindeki iyileşmenin daha belirgin hale geleceğine dikkat çekti.
CARİ DENGEDEKİ DÜZELTME, MEVSİMSELLİKTEN ARINDIRILMIŞ VERİLERLE DAHA NET GÖZLENDİ
Kurul, cari dengedeki düzeltmenin mevsimsellikten arındırılmış verilerle daha da net gözlenebildiğini belirterek bu eğilimin kısa bir süre sonra yıllıklandırılmış verilere de yansıyacağını vurguladı. Merkez Bankası, enflasyonun 2011 yılı hedefinin belirgin olarak üzerinde gerçekleşecek olmasının yol açabileceği ikincil etkilere karşı gereken adımı Ekim ayında atarak para politikasında güçlü bir sıkılaştırmaya gitti. Piyasada oluşan getiri eğrisinin kısa vadeli ucunun yukarı kayması parasal duruşun sıkı olduğuna işaret etti. Bunun yanı sıra, sıkılaştırma sonrasında kredi faizlerinin yukarı yönlü bir eğilim sergilediği gözlendi. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetin öngörülenden güçlü seyrettiğine işaret etse de parasal sıkılaştırmanın etkisiyle önümüzdeki dönemde yurt içi talep büyümesinin ılımlı bir seyir izlemesi bekleniyor. Yakın dönemde tüketici kredilerindeki yavaşlama eğiliminin giderek daha belirgin hale geldiği gözlendi. Bu çerçevede, geçici fiyat hareketlerinin ikincil etkilerinin sınırlı kalması ve enflasyonun 2012 yılı içinde kademeli bir düşüş göstererek yılın son aylarında yüzde 5 hedefine yaklaşması bekleniyor.
SIKI PARA POLİTİKASI BİR MÜDDET DAHA SÜRDÜRÜLECEK
Kurul üyeleri, alınan tedbirler sonrasında orta vadeli enflasyon baskılarının kontrol altına alındığını, ancak mevcut durumda enflasyonun ulaştığı seviyeler göz önüne alındığında fiyatlama davranışlarının ve beklentilerin yakından takip edilmesi gerektiğini düşündü. Döviz kuru hareketlerinin birikimli etkileri, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki olumsuz gelişmeler nedeniyle 2012 yılının ilk aylarında enflasyonun yüksek seviyelerde seyretmeye devam etmesi muhtemel görüldü. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünün orta vadeli hedeflerle uyumlu olması için sıkı para politikasının bir müddet daha sürdürülmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasındaki esnekliğin korunmasının uygun olacağı belirtildi. Bu çerçevede, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, bir hafta vadeli repo ihalesi ile yapılan Türk lirası fonlamasının miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacak.
ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK ARTIRILACAK
Ayrıca toplantıda 27 Aralık Salı günü kamuoyuna duyurulan “2012 Yılında Para ve Kur Politikası” metnindeki hususlar karara bağlandı. Kurul, faiz koridoru sisteminin sağladığı esnekliğin, sermaye akımlarındaki oynaklığın ekonomimiz üzerindeki olumsuz yansımalarını sınırladığını belirtti. Bununla birlikte Kurul üyeleri, küresel ekonomideki gelişmeler elverdiği ölçüde öngörülebilirliğin artırılmasının faydalı olacağını ifade etti.