Ülker dört şirketini daha halka açacak

CNBC-e Business Dergisi, Temmuz sayısında 2010 yılını 10.5 milyar liralık ciro ile kapatan Ülker Grubu’nu inceledi. Burak Mavi imzalı habere göre Ülker Grubu, kurumsallaşma hedefi çerçevesinde dört büyük şirketini iki yıl içinde halka açacak. Ülker Grubu CFO’su Cem Karakaş bu şirketleri Ülker Çikolata, Besler, Akgıda ve Polinas olarak sıralıyor. Gruptaki diğer şirketlerin gelirleri de büyük oranda bu şirketlerin bilançolarında konsolide ediliyor.

Halka açılacak şirketler, kurumsallaşma hedefi çerçevesinde yüzde 60’a varan oranlarda halka arz edilecek. Cem Karakaş, oranın yüksek tutulma nedenini şöyle açıkladı:

“Kurumsallaşmanın ancak kurumsal yatırımcılarla olabileceğine inanıyoruz. Küçük oranlardaki halka arzlar kurumsal yatırımcıların ilgisini çekmiyor. Bu nedenle yüzde 60’a varan oranlarda halka açılmayı planlıyoruz.”

Çatı şirketi Yıldız Holding’in halka arzı ise şimdilik söz konusu değil. Cem Karakaş “Yıldız Holding’e şahısların özel mülkü, ailenin bir yatırım aracı gibi bakmak daha doğru. Diğer birçok holdingde olduğu gibi geniş aile üyelerine dağıtılmış bir hisse yapısı yok. Neticede iki kardeşin hissedar olduğu bir şirket, Yıldız Holding. Hissedarlarının da yeni kaynak yaratmak için bu şirketi halka açacaklarını düşünmüyorum” dedi.

ŞOK’U VE EXPER’İ BÜYÜTÜP SATACAKLAR
Cem Karakaş, Ülker’in finansal yatırım olarak gördüğü alım fırsatlarını Gözde Finansal Hizmetler üzerinden değerlendirdiğini belirtirken, şunları ifade etti:
“Örneğin Gözde, geçtiğimiz ay Şok zincirini satın aldı. Daha önce de bizden Exper Bilgisayar’ı almıştı. İşinin doğası gereği bu iki şirketi de geliştirip, değerini bulduğunda satacaktır. Geçtiğimiz aylarda medya alanında da yatırım yapmak üzere bir dizi görüşme yaptı. Şunu açıkça söyleyebilirim. Yıldız Holding’in hiçbir zaman medya sektörüne yatırım yapmayacağına eminim. Neticede Gözde al-sat yapan bir şirket, bu iş için kuruldu. Ve şimdi Yıldız Holding, sermaye artırımı kararı alan Gözde Finansal Hizmetler’deki hisse oranını süratle düşürecek. Küçük bir ortak olarak kalacağız. Öyle olmasa, neden bir perakende zinciri satın alalım? Bütün market zincirleri bizim müşterilerimizdir ve biz onlarla rekabet etmeyi hiç istemeyiz. Bilakis bunun bize zararı olur.”

‘GIDA VE İÇECEK ŞİRKETİYİZ’
Ülker Grubu’nun vizyonunun gıda ve içecek şirketi olmak olduğunu hatırlatan Karakaş, “Gıda ve içecek sektöründeki işimiz çok fazla odaklanma gerektiriyor. Türkiye’nin en büyük süt tüketicisiyiz, yılda 700 bin ton çiğ süt işliyoruz. En büyük buğday alıcısıyız, her yıl 250 bin ton buğday tüketiyoruz. 100 bin çiftçiye iş imkanı sağlıyor, 500 bin kişinin geçimine katkı bulunuyoruz. Her gün 4500 araç, 200 bin noktaya ulaşarak Ülker ürünlerini dağıtıyor” diyor.

KENDİ SEKTÖRLERİNDE YURTDIŞINDA BÜYÜME
“24 bin 400 çalışanımızın 6 bin 700’ü yurt dışında çalışıyor” diyen Cem Karakaş, son 20 yıldır düzenli olarak yılda yüzde 6 büyüyen Ülker’in kendi sektörlerinde yurt dışında büyümek istediğini belirtiyor.

Ülker Grubu özellikle Afrika ve Ortadoğu pazarına odaklanmış durumda. Bu pazarlar Ülker’in faaliyet alanı olan hızlı tüketim ürünlerinde, son 20 yıldır aralıksız yüzde 6 civarında büyüyor. Üstelik ekonomik krizlerden etkilenmeden... Ülker, 1.4 milyar nüfusa sahip bu bölgedeki ekonomik gelişmeyle birlikte, şimdiden 600 milyon potansiyel müşterisi olduğunu hesaplıyor. Ve pazarı önce keşfetmiş olmanın meyvelerini toplamaya başladı bile: 1990’ların sonunda üretim tesisleri kurduğu Suudi Arabistan’da hem bisküvi hem de çikolatada pazar lideri oldu. Tüm Ortadoğu’da en büyük labne satışını Ülker’in Akgıda şirketi yapıyor. Can Karakaş, dört yıl önce kaplamalı ürünler ve bisküvi fabrikası kurdukları Mısır’da ve üç yıl önce kek üretimine başladıkları Pakistan’da her yıl katlayarak büyüdüklerini söylüyor: “Bizim bulunduğumuz Güney Afrika’dan Pakistan’a uzanan coğrafya, sektörümüzde faaliyet gösteren global oyuncuların da en kritik hedef pazarı. Ve biz bu coğrafyada çok kuvvetliyiz. Gücümüzü giderek daha da artırıyoruz. Biraz da bu yüzden; ekonomik gelişmelerin bu kadar müspet ve bizim de bu kadar kuvvetli olduğumuz bir coğrafyada faaliyet gösterdiğimizden, başka sektörlerde yatırım yaparak dikkatimizi dağıtmak istemiyoruz.”

Türkiye Finans’ı bankacılığa yatırım yapma trendi düşerken satın aldıklarını anlatan Cem Karakaş, bu yüzden de satın almayı çok ucuza mal edebildiklerini vurguladı. Daha sonra bu işi büyütüp oldukça iyi bir fiyata sattıklarını anlatan Karakaş, “Bariz bir büyüme hikayesine sahip fırsatlarla, bizim asıl işimiz olmadığını bilerek ve bunu unutmayarak ilgileniriz. Finansal bir yatırım gibi düşünür, geliştirir ve değerini bulduğunda da satarız. Genelde satın aldığımız şirketlerle gündeme geldiğimizden, işin bu tarafı fazla dikkati çekmez” dedi.