FİNANS

Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde10

Katılım Önceki Ekonomik Program 2012-14' raporuna göre, 2011 yıl sonu enflasyon rakamının yüzde 10 civarında gerçekleşmesi bekleniyor.

Yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde10

Kalkınma Bakanlığı "Katılım Önceki Ekonomik Program 2012-14' raporunu yayınladı.

Rapora göre, Türkiye ekonomisinin 2010 yılında yaşadığı yüksek büyümenin ardından 2011 yılında yüzde 7,5 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Orta vadede ise gelişmiş ekonomilere yönelik belirsizlik ortamının devam etmesi, Türk Lirasında yaşanan değer kaybı sonucunda üretim maliyetlerinin artması, kredi maliyetlerindeki artışlar ve Orta Vadeli Program kapsamında uygulanan politikalar sonucunda ekonomideki yavaşlamanın sürmesi ve büyümenin 2012 yılında yüzde 4 oranında gerçekleşmesi bekleniyor.

2013 ve 2014 yıllarında Makroekonomik Görünüm ise küresel ölçekte toparlanma beklentileri ile uyumlu olarak, Türkiye ekonomisinin potansiyel seviyesine yaklaşarak yüzde 5 oranında büyümesi hedefleniyor.

Raporda şu bilgiler verildi:
"Kriz sonrası yaşanan güçlü toparlanma süreci ve istikrar ortamı ile beraber hızlanan özel tüketim harcamaları artışının 2012 yılı ve sonrasında yavaşlaması ve GSYH artışının altında kalması beklenmektedir. Özel sektör yatırım artışının 2012 yılında yüzde 7,7 seviyesine gerileyeceği, sonraki yıllarda ise istikrar ortamı ve ihracat artışı ile beraber hızlanacağı öngörülmektedir. Orta vadede mali disiplin yönünde politikalarla birlikte 2012-2014 döneminde kamu tüketim ve yatırım harcamalarının büyümeye katkısının azalması beklenmektedir. Bu dönemde, kamu tüketiminin ortalama yüzde 2,9 oranında artması beklenirken, kamu yatırımlarının ortalama yüzde 3,6 oranında artacağı öngörülmektedir.

2012-2014 döneminde Türkiye’nin ticaret ortakları büyümesinin 2010-2011 yıllarına göre nispeten daha yüksek olacağı beklentisi ve ihracatı artırmaya yönelik politikaların da katkısıyla mal ve hizmet ihracatı artış hızının 2012, 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 4,7, yüzde 7,3 ve yüzde 8,5 olması hedeflenmektedir. Orta Vadeli Program kapsamında alınan önlemler ve iç talepte beklenen yavaşlamanın etkisiyle mal ve hizmet ithalatının 2012 yılında yüzde 4,3, 2013 yılında yüzde 6,2 ve 2014 yılında yüzde 6,7 oranlarında artması hedeflenmektedir.

KEP (2012-2014) döneminde büyümenin, Türkiye’nin büyüme stratejisi ile uyumlu olarak özel sektör kaynaklı olması beklenmektedir. Geçtiğimiz dönemlerde negatif olan net ihracatın büyümeye katkısının 2012-2014 döneminde kur etkisi ve ihracat ortaklarındaki öngörülen talep düzelmesi ile giderek azalması ve dönemin tamamında sıfır düzeyine yakın gerçekleşmesi beklenmektedir.

Büyümenin 2012 yılında bir miktar yavaşlaması beklenmekle birlikte, program döneminde istikrarlı bir büyüme süreci hedeflenmektedir. OVP (2012-2014)’te belirtildiği gibi istikrarlı büyüme için özel kesim yatırımlarını desteklemeye yönelik politikalara devam edilmesiyle, özel sabit sermaye yatırımlarının 2012-2014 döneminde yıllık ortalama yüzde 8,7 oranında artmasıbeklenmektedir. Bu çerçevede, özel yatırımların GSYH’ya oranının dönem sonunda yüzde 19,8
seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir. Diğer taraftan, program döneminde kamu sabit sermaye yatırımlarının GSYH içindeki payının ortalama yüzde 3,9 olması ve böylece toplam yatırımların GSYH içindeki payının dönem sonunda yüzde 24’e ulaşması beklenmektedir.

2010 yılında hızlı ekonomik toparlanma beraberinde hızlı ithalat artışını getirmiştir. Dış ticaret açığının hızla artması ve yurtiçi tasarrufların yetersiz olması, dış kaynak ihtiyacının artmasına neden olmuştur. Bu dönemde, Türkiye ekonomisine yönelik dış kaynak girişi belirgin biçimde artmış, dış tasarrufların GSYH’ya oranı yüzde 6,5 seviyesinde gerçekleşmiştir. 2011 yılında bu eğilim devam etmiştir. Küresel ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde Türkiye ekonomisinin sağlam finansal ve kamu mali yapısı sayesinde yeterli miktarda dış kaynak girişi gerçekleşmiştir. Bu kapsamda, dış tasarrufların GSYH’ya oranının yıl genelinde yüzde 9,4 seviyesine ulaşacağı öngörülmektedir.

2009 yılında önemli ölçüde düşen yurtiçi tasarrufların GSYH içerisindeki payı, 2010 yılında güçlü büyümeye rağmen ancak yüzde 13,4 seviyesine yükselmiştir. 2011 yılında ise faiz oranlarının düşük seviyelerini sürdürmesi ve ekonomiye duyulan güven algısındaki artış nedeniyle yurtiçi tasarrufların GSYH’ya oranının 2009 yılı seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir. Program Makroekonomik Görünüm döneminde büyümenin potansiyel seviyesine yakın gerçekleşeceği öngörüsünün yanında, kamu ve özel kesim tasarruflarını artırmaya yönelik politikaların etkisiyle yurtiçi tasarrufların GSYH’ya oranının dönem boyunca artarak 2014 yılında yüzde 17 seviyesine ulaşması beklenmektedir. Böylece, dış tasarrufların GSYH’ya oranının istikrarlı biçimde azalarak dönem sonunda yüzde 7 seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir.

2010 yılında GSYH artışı ile uyumlu şekilde tüm sektörlerde tahminlerin üzerinde bir büyüme gözlenirken, tarım sektöründe büyümenin 2009 yılına kıyasla hız kestiği görülmüştür. 2010 yılında tarım sektörü katma değerinin sabit kalacağı tahmin edilmişti. Ancak sektörün katma değeri yüzde 2,4 oranında artmış, GSYH içindeki payı ise bir önceki yıla göre 0,6 puan azalarak yüzde 9,5 seviyesine gerilemiştir. 2011 yılının ilk yarısında yüzde 6,8 artan tarım sektörü katma değerinin yıl genelinde yüzde 6 artması beklenirken, sektörün toplam hasıla içindeki payının yüzde 9,3 seviyesine gerileyeceği öngörülmektedir. Bu sektörde beklenen yüksek katma değer artışının istihdama da yansıması ve 2011 yılında tarım istihdamının yüzde 5,7 oranında artması beklenmektedir. 2012-2014 döneminde ise tarım sektörü katma değeri artış hızının yavaşlaması ve potansiyel seviyesine gerilemesi beklenmektedir. Tarım sektörü katma değerinin Program döneminde ortalama yüzde 2,3 oranında artması ve dönem sonunda GSYH içindeki payının yüzde 8,7’ye gerilemesi öngörülmektedir.

Sanayi sektörü katma değeri, kriz sonrası hızlı toparlanmanın etkisiyle 2010 yılında, yüzde 10 olan KEP (2011-2013) tahmininin üzerinde yüzde 12,6 oranında artış göstermiştir. Sektörün toplam hasıla içindeki payı ise yüzde 27 seviyesine çıkmıştır. Sanayi sektörü katma değeri 2011 yılının ilk altı ayında önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 10,4 oranında artış göstermiştir. Yılın ikinci yarısında küresel belirsizliklerin etkisiyle sanayi sektörü katma değer artışının yavaşlaması ve yıl genelinde sektör büyümesinin yüzde 7,2 oranında gerçekleşmesi beklenmektedir. İmalat sanayi sektörü büyümesi 2010 yılının ilk altı ayında yüzde 17,9 iken 2011 yılının aynı döneminde yüzde 10,7 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde enerji sektöründe büyüme yüzde 5,6’dan yüzde 8,8’e çıkarken, madencilik sektöründe büyüme yüzde 10,6’dan yüzde 5,4’e düşmüştür. Program döneminde sanayi sektörü katma değerinin yıllık ortalama yüzde 4,8 oranında artması beklenirken, sektörün toplam hasıla içindeki payında önemli bir değişiklik beklenmemektedir.

Toptan ve perakende ticaret sektörü, ulaştırma, depolama ve haberleşme sektörü, mali aracı kuruluşların faaliyetleri sektörü ve inşaat sektörünün sürüklediği hizmetler sektörü, 2011 yılının ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,6 oranında büyüme kaydetmiştir. Sektörün 2011 yılında, yüzde 5 olan önceki dönem tahmini katma değer artışının üzerinde, yüzde 7,8 oranında büyümesi beklenmektedir. 2012-2014 döneminde sektörün katma değer artışının sanayi sektöründe görülen gelişmelere paralel olarak yavaşlayacağı ve yıllık ortalama yüzde 5 olacağı öngörülmektedir. Böylece, sektörün GSYH içindeki payının Program dönemi boyunca tedrici bir artış göstermesi ve dönem sonunda 2010 yılına göre 0,7 puan artışla yüzde 63,8 seviyesine ulaşması beklenmektedir.

2011 yılının ilk yarısında Türkiye ekonomisi büyüme hızı açısından beklentilerin üzerinde bir performans sergilemiş, bu durum yılın geneli için büyüme hızı tahmininin yukarı yönlü revizyonuna neden olmuştur. 2010 yılına benzer şekilde, bu yılda da büyümeyi belirleyen temel faktörlerin sermaye stoku ve istihdam olacağı ve kayda değer bir TFV katkısının olmayacağı öngörülmektedir. Bu bağlamda sermaye stokunun yüzde 6,6 oranında, istihdamın ise yüzde 5,9 oranında artış sergileyeceği tahmin edilmektedir.

KEP (2012-2014) döneminde, küresel ekonomik gelişmelere ve belirsizliklere bağlı olarak Türkiye ekonomisinin, 2002-2010 dönemi ortalama büyüme hızının biraz altında, yıllık ortalama yüzde 4,7 oranında büyümesi beklenmektedir. Bu dönemde de ortalama yüzde 6,8 oranında artacağı öngörülen sermaye stokunun büyümenin temel belirleyicisi olmaya devam etmesi beklenmektedir. 2012 yılında büyüme hızında yavaşlamanın da etkisiyle istihdamın yüzde 1,4 oranında artacağı tahmin edilmektedir. Takip eden yıllarda istihdamın yüzde 2 civarında artış göstermesi ve büyümenin yaklaşık yüzde 25’inin istihdam artışından kaynaklanması beklenmektedir. Bu dönemde işgücü verimliliğinde de önceki birkaç yıla göre belirgin bir artış olacağı tahmin edilmektedir. TFV’nin 2012-2014 döneminde, tarihsel ortalamasıyla uyumlu biçimde yüzde 0,8 oranında artış göstererek, büyümeye yüzde 16,2 oranında katkı vereceği öngörülmektedir. Tüm bu tahminler ışığında, KEP (2012-2014) döneminde büyümeye katkılar açısından uzun dönem ortalamalarla uyumlu bir yapının gerçekleşmesi beklenmektedir."

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler