Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2010 yılını, krizin yaralarının tamir edilmeye başlanacağı, işsizlik oranında küçük de olsa iyileşmelerin yaşanacağı bir yıl olarak beklediklerini söyledi.
Active Academy tarafından düzenlenen 7. Uluslararası Finans Zirvesinin açılışında konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türk bankacılık sektörünün son 7 yılda büyük mesafeler kaydettiğine işaret ederek, 2002 yılı sonunda yüzde 44 olan toplam aktiflerin krediye dönüşme oranının eylül sonu itibariyle yüzde 81'e ulaştığını anlattı.
Küresel krize karşı alınan tedbirlere değinen Babacan, ''Adeta nakış işler gibi ilgili kurumlarımız tam koordinasyon içerisinde bu tedbirleri zamanında aldı ve zamanında alınan bu tedbirler bugün bizim finansal sektörümüzü bu şekilde güçlü kılıyor'' dedi.
Türkiye'nin, bugün bahsi geçen stres testlerini daha önce yaptığını, Türkiye'nin 5-10 misli büyüklüğe sahip ülkelerin bu kavramları yeni yeni anmaya başladığını söyleyen Babacan, bunun her ülkede bulunan popülizm tehlikesinden kaynaklandığını belirtti.
Babacan, risklere karşı diğer ülkeleri daha önce uyardıklarını, bakanlar seviyesinde gerçekleştirilen G20 zirvesinin devlet ve hükümet başkanları seviyesinde yapılması gerektiğini 2006 ve 2007 toplantılarında ifade ettiklerini ancak, bugünkü krize neden olan ülkelerin, buna gerek olmadığını, önemli kararların G7 toplantılarında alındığını söylediklerini ifade ederek, şu anda ise yılda birden fazla G20 zirvesi toplandığını, en üst seviyede siyasi sahiplenme olmadan ciddi sorunlarla baş etmenin mümkün olmadığını kaydetti.
AVRUPA BİZİ YAKINDAN İLGİLENDİRİYOR
Dünyanın her yerinden toparlanma işaretlerinin gelmeye başladığını ancak, Avrupa'da toparlanmanın çok geriden geleceğini, Avrupa'nın önümüzdeki yıl ortalama büyümesinin belki sıfır belki sıfırın biraz üzerinde gerçekleşeceğini belirten Babacan, ''Özellikle Avrupa bizi yakından ilgilendiriyor. Çünkü önemli ihracat pazarımızdır. Avrupa'daki toparlanma ne kadar erken başlarsa, ne kadar güçlü olursa, ihracatımızı da o kadar etkileyecektir. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin de bundan sonraki büyüme hızı tamamen olmasa da bir ölçüde Avrupa'daki toparlanma hızıyla bağlantılı olacaktır'' şeklinde konuştu.
2010, İYİLEŞMELERİN YAŞANACAĞI BİR YIL Babacan, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Önümüzdeki sene artık krizin yaralarının tamir edilmeye başlandığı, Türkiye'de istihdam rakamlarının artmaya başladığı, işsizlik oranında küçük de olsa iyileşmelerin yaşanacağı bir yıl olarak bekliyoruz 2010 yılını. Türkiye çok önemli testlerden geçti. 2008 yılında bu kadar büyük bir krize rağmen Türkiye ekonomisi ihracata ve iç tüketime bağlı bir miktar daralmaya rağmen krizi en az hasarla atlatan ülkelerden birisi oldu. Bundan sonraki dönemde de ihtiyatlı bir şekilde ama Türkiye'nin geleceğine güvenerek hareket edeceğiz. Bir yandan dışarıdan gelebilecek risklere karşı hazır olacağız ama öte yandan da Türkiye için doğrusu neyse hep beraber uygulayacağız.''
Öte yandan Dünya Bankası Türkiye direktörü Ulrich Zachau ise, ”Türkiye için büyüme uzun bir dönem alçakgönüllü olacak. Bu nedenle makro ekonomi istikrarının sürdürülmesi hayati önem taşıyor. Orta vadeli program inandırıcı. Türkiye'nin önceliği önümüzdeki dönem bu plana uymak olmalıdır. 2011'de mali kurula geçilmesi de önemli bir çıpa olur” diye konuştu.