TMSF Stratejik Geliştirme Dairesi Başkanı Abdullah Canbek, AB müktesebatında mevduat tanımı Türkiye’dekinden farklı olarak çok daha geniş yapıldığını, tüzel ve gerçek kişilerin hesaplarını da içine aldığını belirterek, “Bizde, sigortalanan mevduat sadece tasarruf mevduatı. Burada müktesebatın üstlenilmesi çerçevesinde bu tanımı genişletmemiz gerekiyor. Bütün hesapların sigorta kapsamına girmesi gerekiyor” dedi.
Uluslararası Mevduat Sigortacıları Birliğinin (IADI) 1. Bölgeler Arası Konferansı, 26-27 Haziran tarihlerinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilecek.
AB UYUM SÜRECİNDE MEVDUAT TANIMI YENİDEN DÜZENLENECEK
TMSF Strateji Geliştirme Daire Başkanı Abdullah Canbek, konferansın tanıtım toplantısında gazetecilerin soruları üzerine, AB uyum sürecinde yatırım hesaplarına güvence verilip verilmeyeceğine ilişkin bilgi verdi. Canberk, AB uyum sürecinde direktifler çerçevesinde sigorta kapsamına giren mevduat tanımının yeniden düzenleneceğini söyledi. AB uyum sürecinde, tüzel kişilerin yatırım hesaplarının sigorta kapsamına ne ölçüde alınacağına yönelik de çalışma yapıldığını belirten Canbek, “AB müktesebatında mevduat tanımı çok daha geniş yapılıyor. Tüzel ve gerçek kişilerin hesaplarını öngörüyor. Bizde ise, sigortalanan mevduat sadece tasarruf mevduatı. Burada müktesebatın üstlenilmesi çerçevesinde bu tanımı genişletmemiz gerektiğini görüyoruz. Ama nerelere kadar genişletiriz, TMSF'nin faaliyet alanına hangileri girer, diğer finansal kuruluşların, SPK'nın, Yatırımcı Koruma Fonu'nun alanına giren, bizim alanımıza giren neler olur… Bunlar da zaman içinde onlarla yaptığımız çalışmalarla neticelenir. Son söz yasama organınındır. Bütün hesaplar sigorta kapsamına girmesi gerekiyor” dedi.
Bu konuda yetkili kurumun kim olacağına ilişkin her hangi bir belirlemenin yapılmadığını dikkat çeken Canbek, son sözü yasama organının söyleyeceğini dile getirdi.
Canbek, 2009’a kadar mevzuat değişikliğine ilişkin TMSF’nin önerisini AB müzakeresini yürüten İzleme ve Yönlendirme Komitesine sunacağını belirtirken, yetkili kurumun ise müzakereler sonucu belirleneceğini kaydetti.
Canbek, AB müktesebatındaki mevduat tanımının Türkiye'deki tanımdan farklı ve çok geniş olduğunu, gerçek ve tüzel kişilerin hesaplarını İçerdiğini söyledi.
“BANKACILIK SEKTÖRÜNE İLİŞKİN ENDİŞEMİZ YOK”
TMSF Sigorta ve Risk İzleme Daire Başkanı Rıdvan Çabukel de konferans tanıtımı toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çabukel, bankacılık
sektörüne ilişkin herhangi bir endişeleri olmadığını belirterek, emlak sektöründe yaklaşık 20 milyar YTL civarında bir rakam olduğunu, bunun, toplam kredi içerisinde yaklaşık yüzde 10'a tekabül ettiğini kaydetti. Çabukel, “Bu portföy açısından bir çeşitlendirmedir" dedi.
Tasarruf mevduatında sigorta kapsamımın 50 bin YTL ile sınırlı olmasına ilişkin bir soru üzerine Çabukel, “AB mevzuatı gereğince asgari 20 bin Euro bir sigorta var. Şu anda biz bunun biraz üzerindeyiz. 26-27 bin euro civarındayız. Bu rakama baktığımızda çok da aşağı çekmek anlamlı değil” dedi. Çabukel, aşağı çekilmesinin mevduat sahiplerinin güvenini azaltıcı bir unsur olacağını dile getirerek, “Bizim riskimiz açısından baktığımızda, bir risk görmüyoruz” diye konuştu.
Çabukel, mevduat sahiplerinin yüzde 92'sini garanti altına aldıklarını, önümüzdeki dönemde özellikle, AB'ye yönelik uyum sürecinde yapılması gerekenin, tüzel kişilerin de sigorta kapsamına dahil edilmesi olduğunu söyledi. Bunun gerçekleştirilmesi halinde garanti kapsamına alınan mudi sayısının yüzde 98'lere kadar çıkacağını vurgulayan Çabukel, “Maliyetimiz de 98'den 110'a çıkacaktır, yani yüzde 10 kadar bir artış olacaktır. Bunun da TMSF açısından önemli bir risk olduğunu düşünmüyorum" dedi. Çabukel, AB mevzuatı gereğince bir taraftan mevduat güvencesinin olması, diğer taraftan da yatırım hesaplarının güvence altına alınması gerektiğini kaydetti.
“BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKİ MÜDİLERİN YÜZDE 92’Sİ GARANTİ ALTINDA”
TMSF Sigorta ve Risk İzleme Daire Başkanı Rıdvan Çabukel, konferans tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Fon'un mevduat sigortacılığından sorumlu olduğunu ifade ederek, bankalar canlıyken Fon’un orada mevduatı olan tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini koruyan bir kurum olduğunu söyledi. Çabukel, 2006 yılı sonu itibarıyla TMSF'nin, bağımsız bir kurum olarak üçüncü çalışma yılını doldurduğunu, 3 yıla sığdırdığı başarıların, ülke ekonomisinin kritik dengelerini olumlu yönde etkilediğini, Hazine'ye aktarılan kaynaklarla Hazine'nin borçlanma ihtiyacının azaltıldığını ve Maliye Bakanlığına yapılan ödemelerle bütçe açığının azalmasına katkı sağlandığını söyledi. Bankacılık sisteminde 71 milyon mudi ve 308 milyar YTL mevduat ve katılım fonu bulunduğunu kaydederek, “Bir kişinin sistemde ortalama 3 bankada hesabı olduğu varsayılırsa yaklaşık 22 milyon kişi, TMSF'nin mevduat sigortacılığından faydalanmaktadır. Bankacılık sektöründeki mudilerin yüzde 92'sine ait 98 milyar YTL garantimiz altındadır" dedi.
Çabukel, TMSF'nin, bugün itibarıyla 47 üyesi bulunan IADI'nın kurucu üyesi olduğunu ve yönetim kurulunda yer aldığını, IADI 1. Bölgeler Arası Konferansı'nda "Ahlaki Risk ve Mevduat Sigortacılığı Fonksiyonu"nun da bulunduğu 6 oturum gerçekleştirileceğini ve 40'a yakın ülkeden temsilcilerin katılacağını söyledi. Uluslararası Mevduat Sigortacıları Birliğinin (IADI) 1. Bölgeler Arası Konferansı, 26-27 Haziran tarihlerinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirilecek.
IADI'nın Bölgesel Komiteleri Avrupa, Avrasya ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika(MENA) tarafından düzenlenen konferansta, finansal güvenlik ağı Aktörleri arasındaki bilgi paylaşımından banka iflaslarına kadar çok sayıda konu tartışılacak.