Ankara Ticaret Odası (ATO) 63 maddelik kriz paketi önerisi hazırladı. ATO Başkanı Sinan Aygün, dün akşam TBMM Başkanı Köksal Toptan'ı ziyaretinde, "Küresel Kriz ve Önerilerimiz" başlıklı paketi sundu.
Aygün, 11 Mart tarihinde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a söz konusu önerileri içeren bir mektup gönderdi. Aygün, dün Meclis Başkanı'na sunduğu paket önerisinde, Başbakan Erdoğan'ın kısa bir süre önce açıkladığı "4. Ekonomik Tedbirler Paketi"nde yer alan bazı maddeleri ise revize etti.
Paket önerisinde, öncelikle bütün tarafların katıldığı bir "Toplumsal Mutabakat" istendi.
Pakette, Ekonomi ve Sosyal Konsey'in derhal toplantıya çağrılarak, tüm tarafların katılımıyla bir hafta kesintisiz toplantılarla tüm ekonomi ve sosyal sorunların masaya yatırılması istendi.
Tüketim ve yatırımı engelleyen vergi ve benzeri düzenlemelerin gözden geçirilerek, başta inşaat, otomotiv, dayanıklı tüketim malları olmak üzere vergi indirimi yapılabilecek alanların belirlenmesi gerektiği de belirtilen pakette, özel sektörün büyümeye yeniden katkıda bulunmasını sağlamak için acil tedbirler alınması ve bu tedbirlerin alım gücünü harekete geçirerek, piyasayı canlandıracak özellikle olmalarına dikkat edilmesi gerektiği kaydedildi.
Pakette verimsiz alanlara yapılan kamu harcamalarının durdurularak üretimi teşvik edecek, verimliliği artıracak alt yapı yatırımlarına aktarılması gerektiği belirtildi.
Pakette yer alan önerilerden bazıları şöyle sıralanıyor:
- Kamu sektörü uzun yıllardır ihmal ettiği enerji ve demiryolu gibi altyapı yatırımlarına bu dönemde hız vererek yapacağı harcamayla talebin artmasına ve işsizliğin azalmasına katkı sağlanabilir.
- Türkiye'deki istihdamın yüzde 80'ini, işletmelerin yüzde 99'unu oluşturan küçük ve orta boy işletmeler(KOBİ) sağlamaktadır. Bankaların, küçük işletmelere kredi kullandırırken dikkate aldıkları kimi katı kuralların yumuşatılması için bankalar yasasında gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
- Bankaların esnafa, tüccara, işadamına yönelik olarak başvurduğu "kredi vermeme, kredileri vadesinden önce geri çağırma, çekini vadesini beklemeden tahsil etme" gibi piyasayı daraltıcı uygulamalarının önüne geçilecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- Kamu bankalarının, topladıkları fonları Hazine iç borçlanma kağıtlarına yatırmak yerine, ticari kredilerle piyasaya girmeleri sağlanmalıdır.
- Kamu bankalarının portföyünde çok yüksek miktarda Devlet İç Borçlanma Kâğıdı bulunmaktadır. Bu kâğıtların yaklaşık 65 milyar liralık kısmı
vadeye kadar elde tutulması gereken kâğıtlardan oluşuyor. Merkez Bankası 2001 krizinde olduğu gibi bu kâğıtların bir kısmını satın alarak piyasanın likidite ihtiyacını karşılamalıdır.
- Halk Bankasının özelleştirilmesinden kesin olarak vazgeçilmelidir.
- Merkez Bankası kısa vadeli faizleri indirdiği halde bankaların kredi faizlerinde düşüş yaşanmamakta, aksine artışlar olmaktadır. Kredi maliyetlerini azaltabilmek için hiç olmazsa aracılık maliyetleri azaltılmalıdır.
- Resmi kuruluşlara iş yapan, hizmet üreten tedarikçi ve diğer özel sektör kuruluşlarının hak edişleri mutlaka zamanında ödenmelidir.
- Yeni yatırımları cezalandırıcı etki yapan uygulamalardan vazgeçilerek kurumlar vergisi muafiyeti yeniden uygulamaya konulmalıdır.
- Yatırımları teşvik amacıyla arsa, bina, makine ve teçhizat yatırımlarında KDV oranı 2009 yılı için yüzde 1'e indirilmelidir.
- Doğal gaz, elektrik ve diğer yakıtların fiyatlarında yapılacak indirimler maliyetleri azaltarak üretimdeki sert düşüşü frenleyebilir.
- Sanayide enerji kullanımı arttıkça, artan orana göre dilimler halinde vergi indirimi sağlanmalıdır.
- İşletmeler üzerinde ciddi yük oluşturan, kıdem tazminatı, sosyal güvenlik pirimi gibi kalemler bir kez daha gözden geçirilmelidir.
- Yasal olarak 2009 yılında ödenmesi gereken tüm peşin vergiler ertelenerek, 2010 yılında beyan edilerek ödenmesi sağlanmalıdır.
- Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan ekonomik daralma göz önüne alındığında, ihracat için yeni pazarlar bulmak önemli hale gelmektedir. Bu nedenle firmalara "Yeni Pazar Bulma" desteği verilmelidir.
- Döviz ve dövize endeksli kredi borçlularına vade uzatımı ve yeniden yapılandırma olanağı tanınmalıdır.
- Merkez Bankasının Türk parasının hızlı değer kaybına artık etkin bir şekilde müdahale etmesi kaçınılmazdır.
- İşçi çıkarılması kaçınılmaz olan şirketler açısından da kıdem tazminatları İşsizlik Fonu'ndan ayrılacak karşılıklarla oluşturulacak bir "Borç Fonu" aracılığıyla ödenmelidir.
- İşsizliğin arttığı bu dönemde işsizlik aylığı ödemede süresi en az 12 aya çıkarılmalı, işsizlik ödeneğinin tutarı en az asgari ücret düzeyinde olmalıdır.
- Ziraat Bankasının özelleştirilmesinden vazgeçilerek çiftçiyi ve kooperatifleri destekleyen bir banka haline getirilmelidir.
- Çiftçinin traktör için kullandığı mazot, sulu tarımda kullanılan elektrik ve gübre fiyatları dünya fiyatlarına çekilmelidir.
- Yeni bir konut seferberliği yasasına ihtiyaç vardır. Bu anlamda konut kredisi faiz ödemelerinin gelir vergisinden düşürülebilmesine olanak sağlanmalıdır.
- Kriz döneminde düşük alım gücüne sahip kesime devletin "harcama çeki" ve benzeri yöntemlerle kaynak aktarımında bulunması piyasadaki durgunluğu bir ölçüde önleyebilir.
- Kredi kartı borçlarını ödeyemeyen vatandaşların sayısı ve ödenmeyen borç miktarı her geçen gün artmaktadır. Bankaların haksız ve keyfi uygulamaları neticesinde mağdur olan tüketicilerin, mağduriyeti yasal düzenlemelerle önlenmelidir.