FİNANS

Bankalar turizme de krediyi kesti

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut, bankaların kriz ortamı nedeniyle, tüm sektörlere olduğu gibi turizm sektörüne de kredi musluklarını kestiklerinden yakındı.

Barut, "Şu anda sektörün en büyük sıkıntısı finansman bulamamak. Turizm sektörü en kötü kriz ortamlarda bile ayakta duracak tek ve en sağlam sektördür. Bu gücüne rağmen finans kuruluşları turizm sektörüne de kredi makasını kestiler. Bu nedenle devletten sağlıklı bir fon kaynağı yaratmasını ve bu kaynağın da yine piyasa faizlerine uygun olacak şekilde sektöre aktarılmasını istiyoruz. Sektör olarak sürekli yatırım yapıyoruz, dolayısıyla finansman ihtiyacımız var" dedi.

Barut, turizm sektörü yanı sıra konaklama alanında hizmet veren kuruluşların sorunlarını değerlendirmek üzere yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Burada konuşan Barut, küresel kriz ortamında turizmciler olarak ana hedeflerinin, sektörde faaliyet gösteren firmaların darboğaza girmelerini önlemek ve yıllardır istikrarlı olarak artan talebin düşmesini engellemek olduğunu söyleyerek, "Kriz sürecini turizmin aktörlerinin, yeni otellerin, acentelerin, tur operatörlerinin, uçak şirketlerimizin hasarsız atlatması çok önemlidir. Yaklaşık üç aydır piyasa koşulları işlemediği için ana beklentimizi tekrarlamak istiyoruz.Hükümet özel bir fonu Eximbank kanalıyla turizm sektörüne kullandırmalıdır. Bunda amaç firmalara değil, sektöre yardımdır. Turizm konaklama sektöründe yeni, yenileme ve modernizasyon yatırımları da dahil olmak üzere "yatırım indirimi" müessesesi acilen yeniden yasalaşmalıdır" dedi.

Bankaların kriz ortamı nedeniyle tüm sektörlere olduğu gibi turizm sektörüne de kredi musluklarını kestiklerinden yakınan Barut, "Şu anda sektörün en büyük sıkıntısı finansman bulamamak. Turizm sektörü en kötü kriz ortamlarda bile ayakta duracak tek ve en sağlam sektördür. Bu gücüne rağmen finans kuruluşları turizm sektörüne de kredi makasını kestiler. Bu nedenle devletten sağlıklı bir fon kaynağı yaratmasını ve bu kaynağın da yine piyasa faizlerine uygun olacak şekilde sektöre aktarılmasını istiyoruz. Sektör olarak sürekli yatırım yapıyoruz, dolayısıyla finansman ihtiyacımız var" dedi.

Barut, destek paketinin kapsamı hakkında da "Gönlümüzden geçen 500 milyon dolar tabi ki. Ancak Sayın Bakanımızla görüştüğümüzde bu rakamı 400 milyon dolar olarak telaffuz ettik. Bizim için mühim olan burada ortaya konacak destek yaklaşımıdır. O yüzden 200 milyon dolar civarında bir kaynağın da ilk etapta sektör için yeterli olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

"İSPANYA VE YUNANİSTAN'I KISKANIYORUZ, BİZİM DE TANITIM BÜTÇESİ ARTMALI"

Türkiye'nin turizmde en büyük avantajının fiyat-kalite dengesi olduğunu vurgulayan Barut sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak bu kriz ortamında sadece fiyat-kalite ilişkisinin yetmeyeceğini, güçlü bir tanıtım bütçesi gerektiğini düşünüyoruz. Aktif ve agresif bir tanıtım yapılmalı, halkla ilişkiler ve lobby faaliyetlerine hız verilmeli. İspanya 400 milyon, Yunanistan 200 milyon Euro düzeyinde bir tanıtım bütçesi ayırdı. Bu rakamları görünce moralimiz bozuluyor.Krizi fırsata çevirmek deniyorsa tanıtım bütçesini arttırarak bunu sağlayabiliriz. İsteğimiz bütçenin yüzde 50 oranında yükseltilmesi ya da en azından geçen seneki düzeyin korunması."

"OCAK-ŞUBAT ÇOK ÖNEMLİ,ÖNLEM İÇİN VAKİT KAYBEDİLMEMELİ"

Barut, "tanıtımda bütçe kısarak değil, bütçe arttırarak krizle mücadelede başarılı olunacağının" altını çizerek, "Çok fazla vakit kaybetmeden önemler alınmalı ve turizm sektörünün yaşadığı finansman ihtiyacına bir çözüm bulunmalı. Şu anda en aktif satış dönemi içinde bulunuyoruz. Ocak,Şubat döneminde birçok turizmci satışlarının yüzde 50'sini gerçekleştiriyor. Dolayısıyla bu önümüzdeki 2-3 ay çok önemli" diye konuştu.

"FİYATLAR ARZ TALEBE BAĞLI OLARAK DÜŞEBİLİR"

2008 yılında yüksek talep nedeniyle fiyatların yukarı doğru bir eğilimde olduğunu hatırlatan TÜROFED Başkanı şunları dedi:

"Fiyatlar tümüyle arz talebe bağlı. Fiyatlar talep olursa yükselir, talep azalırsa da düşer. O yüzden 2009 yılında fiyatlarda talebe bağlı olarak düşüş olabilir. Ancak fiyat seviyeleri daha çok son dakika satışları döneminde gerçek yerini bulur. Kriz herkes için geçerli. Dolayısıyla kar marjlarının eskisi gibi olmayacağı açık.Fiyatlarımız iyi bize bir şey olmaz şeklindeki özgüven önemli. Şunu vurgulamalıyım ki fiyat-kalite dengesi krizde çok önemli bir avantaj oluştursa da tek satış unsuru olamaz. Fiyatları indirdim, otelimi doldururum görüşü bu dönemde geçerli değil."

"RUSYA VE DOĞU AVRUPA BELİRLEYİCİ OLACAK"

Turizm sektörü için 2009 yılı hedeflerini aktarırken, 2008 düzeyini korumayı amaçladıklarını belirten Barut, "2009'da 2008 rakamlarını yakalamayı ümit ediyoruz. Avrupa pazarında iyi durumdayız. Ama 2009 yılı performansını belirleyecek ana etken Rusya başta olmak üzere BDT ülkeleri ve Doğu Avrupa olacak. Ayca son dakika pazarlar olarak gördüğümüz pazarlarda tanıtım için biraz daha yatırım yapılmalı. Tur operatörleri ile yakın bir iletişim içinde olmak gerekiyor. Belki bölgesel pazarlarda firma bazında bile teşvikler söz konusu olabilir. 2009'u kayıpsız geçirmek için bu teşvikler önemli" dedi.

"2009'DA İÇ TURİZM DE ÖNEM TAŞIYOR"

Toplantıda soruları yanıtlayan Barut, "kriz ortamında iç turizm ve dış turizm dengesi nasıl oluşur" şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı:

"Dış pazarlarda yaşanan sıkıntı, iç turizm için de geçerli. Almanya'da Rusya'da, İngiltere'de nasıl tanıtım yapıyorsak yerli turisti kazanmak için de aynı çabayı göstermeliyiz.Londra'da, Paris'te, Berlin'de tanıtım için nasıl billboard kullanıyorsak 2009'da örneğin aynı şekilde Konya'da, Kayseri'de veya Gaziantep'te veya başka önemli illerde de billboard yoluyla tanıtım yapılabilir.İç turizmin gelişmesi açısından bu yıl Şubat ayında düzenlenecek EMITT Fuarı da çok iyi bir fırsat olacak."

"RAMAZAN YAZ TATİLİNE GELİYOR, İÇ TURİZM KARADENİZ'E KAYABİLİR"

Toplantıda bulanan TÜROFED Başkan Vekili Seçim Aydın ise, "2009'da Ramazan'ın aktif turizm dönemine denk geldiği"nin hatırlatılması üzerine şunları dedi:

"Ramazan'ın bu yıl aktif turizm sezonuna geliyor. Ardından da okullar açılıyor. Bu nedenle biz bu yıla yönelik olarak okulların açılışının bir hafta ileriye kaydırılmasını talep ediyoruz. Bundan sonraki yıllarda Ramazan, Temmuz ve Haziran'a doğru gidecek. Dolayısıyla iç turizmin bu dönemde artı 40 derece bölgelerden daha ılıman olan Karadeniz'e kaymasının doğru olacağını düşünüyoruz.

Karadeniz bölgesindeki mevcut tesislerin iyileştirilmesi ve yeni tesislerin yapılması gerekiyor. Yayla turizminin teşvik edilmesi de önemli. Zaten oruç tutan biri evine kapanıp oturmayacaksa, 40 dereceye gitmek yerine Karadeniz'de hem tatilini yapar hem de orucunu tutabilir" deyi konuştu.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler