**Dolardaki değer kaybı her ne kadar ABD tarafından istenmeyen bir durum olarak değerlendirilse de gerekli önlemlerin alınmaması yönetimin bu durumdan çok da rahatsız olmadığı yorumlarına neden oluyor.
**
Perşembe günü diğer para birimlerine karşı son 14 ayın en düşük seviyesine gerileyen dolardaki bu durum, ABD yönetimin aksine özellikle ihracata dayalı ekonomilere sahip Asya ülkelerinde endişe yaratıyor.
The Wall Street Journal da yayımlanan bir haber analize göre, bu durumdan rahatsız olan Güney Kore, Tayvan, Filipinler, Tayland, Endonezya ve Hong Kong'da merkez bankaları, para birimlerinin dolar karşısında aşırı değer kazanmasının önüne geçmek için müdahale aracını yeniden kullandı.
Konu ile ilgili WSJ'ye konuşan Tayland Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Suchada Kirakul, "[Tayland] bahtının değer kazanma hızı ekonomik göstergeler ile karşılaştırıldığında biraz fazla oldu" diyerek doların değer kaybının ihracatlar üzerindeki engelleyici etkisinin altını çizdi.
Doların değer kaybına benzer tepkiler, eurodaki yükseliş nedeniyle ihracat beklentilerinin üzerinde kara bulutların gezdiği Avrupa'dan da geldi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichet yaptığı açıklamada 'güçlü dolar' politikasının mevcut şartlar altında çok önem taşıdığını vurguladı.*****
YÜZDE 13 DEĞER KAYBETTİ Dolar, ABD Başkanı Barack Obama'nın yönetimi devraldığı 2009 başından bu yana kur sepeti karşısında yaklaşık yüzde 13 oranında değer kaybetti.
ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, İstanbul'da düzenlenen G7 Maliye Bakanları toplantıları sonrasında 'güçlü dolar'ın ABD için çok önemli olduğunu ve bu güveni sağlamak için gereken her şeyi yapacaklarını belirtmesine rağmen Beyaz Saray'dan henüz bununla ilgili adımlar gelmiş değil.
Habere göre, Geithner'ın bu açıklamasına Trichet dışında pek fazla kişi itibar etmedi. New York merkezli yaklaşık 8 milyar dolar büyüklüğündeki hedge fon şirketi olan FX Concepts Başkan Yardımcısı Jonathan Clark, WSJ'ye yaptığı açıklamada, "ABD güçlü dolar hakkında konuşuyor ama bunu yerine getirmek için hiç bir şey yapmıyor. Eğer söylediklerinizi, yaptıklarınız ile desteklemezseniz sözleriniz sadece laf olarak kalır" dedi.
Analizde, zayıflayan doların Washington'da henüz alarm zillerinin çalmasına neden olmadığı vurgulanırken, bu zillerin ancak düşüşün güveni azaltan bir hale dönüşmesi ile çalacağı da belirtildi.*****
ABD'NİN İŞİNE GELİYOR
Zayıflayan dolar, hali hazırda ABD'nin ihracatına katkı yaptığı gibi iç tüketimin de azalmasına yol açarak dünya ticaret dengesinin yeniden sağlanması açısından önemli görülüyor.
Geithner'ın geçtiğimiz ay dünyadaki küresel ticaretin dengeye getirilmesi ile ilgili görüşleri, 'güçlü dolar' sözleri ile çelişse de aslında zayıf doların ABD tarafından istenen bir gelişme olduğu belirtiliyor. Bu yüzden de birçok ekonomist ve işlemci Geithner'ın söylediği ve Trichet'nin önem atfettiği sözlere çok da itibar etmiyor.
Bununla birlikte ABD Hazinesi'nin borçlanma faizleri düşük seviyesini koruyor. Doların kademeli düşüşü devam ettikçe, borçlanma faizleri de bu seviyesini korudukça, Obama yönetimi her ne kadar 'güçlü dolar'ı desteklediğini söylese de buna çok da yaklaşmayacaktır.*****
ENFLASYON KORKUSU
Analizde bu durumun tersinin dolardaki düşüşün piyasa ve tüketicilerin enflasyon beklentilerini artırması ile ABD Merkez Bankası'nı (Fed) endişelendireceğinin altı çizildi.
Görüldüğü kadarıyla Washington dolardaki hareketi piyasaların normalleşmesinin bir işareti olarak görüyor. ABD yönetimi, küresel finansal krizin yaşandığı dönemde ABD Hazine tahvillerine talebin arttığını ve bunun doların değerinde artışa yol açtığının altını çizerken, şimdi ise bu yatırımcıların dolardan çıkarak diğer varlıklara yöneldiğini belirtiliyor.
Analizde son olarak yatırımcıların ABD para birimine olan inancını kaybetmesi ve ABD tahvili almaması durumunda faiz oranlarının artacağı ve bunun da büyümeye sekte vuracağı uyarısı yapıldı.