Temsilciler Meclisi Denetleme ve Reform Komitesinin özel oturumunda konuşan Greenspan, halen süren finans krizini yüzyılda bir meydana gelebilecek bir tsunami olarak nitelendirirken, bundan sonrası için, FED başkanıyken karşı çıktığı finans sektörüne bazı denetimlerin getirilmesine destek verdi.
Greenspan, finans krizine yola açan ABD deki emlak krizi öncesinde bankaların ve finans kuruluşlarının, ödeme yapma gücü bulunmayan çok fazla sayıda kişiye emlak kredisi verirken, üstlenilen büyük riskleri analiz edememesinden şoke olduğunu söyledi.
Komite başkanı Demokrat milletvekili Henry Waxman, Greenspan in, 1988-2006 yılları arasında FED başkanı olduğu dönemde, risk idaresi ve doğru fiyatlandırma konularında piyasalara tam güven duyduğunu defalarca vurguladığını hatırlatarak, haksız mıydınız? diye sordu. Greenspan, kısmen diye yanıt verdi
Greenspan, bankalar, finans kuruluşları ve hedge fonlarındaki çok bilgili ve deneyimli uzmanların, riskleri doğru belirlediği ve bu çerçevede yatırımları doğru fiyatlandırdığı düşüncesinin hakim olduğunu, ancak bunun yanlış çıktığını belirterek, riskli işlemlerin doğru fiyatlandırılamaması, bu krizi hazırladı dedi.
Alan Greenspan, bankaların ve finans kuruluşlarının bu hatayı nasıl yaptığına inanamadığını söyledi. Greenspan, piyasa rekabetinin ve serbest piyasaların bir temel taşı kırıldı. Bunun nasıl olduğunu hala tam anlamıyorum dedi.
82 yaşındaki Greenspan, bu durumda, kendisinin ekonomiyi algılama modelinde de bir yanlışlık olduğunu kabul etti ve 40 yıldan fazla süredir bu sistemin iyi çalıştığını zannediyordum diye konuştu.
Greenspan, kendi FED başkanlığı sırasında karşı çıktığı, mortgage sağlayan kuruluşlara özellikle sahtecilik konusunda denetim getirilmesi gerektiğini, komitede dile getirdi.
Alan Greenspan, mevcut finans krizinde işlerin ancak daha da kötüleştikten sonra düzeleceğini, bu süreçte istihdam kaybının artacağını ve emlak piyasasının daha aylarca istikrara kavuşmayacağını anlattı.
Greenspan, bazı ekonomistlerce, gevşek kredi verilmesini cesaretlendirecek şekilde, görev döneminin sonlarında faiz oranlarının çok düşük tutulmasından dolayı da eleştiriliyor.