İngiltere'de yayımlanan günlük ekonomi ve siyaset gazetesi Financial Times, yayımladığı 4 sayfalık Türkiye'de yatırım ekinde, "Serin rüzgarlar esiyor ama uzun vadede Türkiye'de ekonominin durumu iyi görünüyor" yorumuna yer verdi.
Türkiye'nin 2001 yılında yaşanan krizin ardından gerçekleşen müthiş büyümenin ardından büyük güçlüklerle karşı karşıya bulunduğuna işaret edilen Türkiye ekinin ilk sayfada yer alan baş makalesinde, geçen yıllarda sağlanan refahta büyük ölçüde ülkenin yabancı yatırımcıyı çekebilmekte gösterdiği başarının etkili olduğu belirtildi.
Türk şirketlerinin de aynı dönemde dışa açılımlar yaptıklarına işaret edilen makalede, özellikle otomotiv ve beyaz eşya ihracatçılarının dünya pazarında büyük paylar kaptıkları, bankalar ve telekom şirketlerinin de önemli bölgesel operasyonlara imza attıkları ifade edildi.
Ülker gibi büyük Türk firmalarının çok iyi tanınan Avrupa markalarını satın alarak batıya yaptıkları açılımlara da işaret edilen makalede, küresel ekonomiye entegrasyonda, istikrarın da önemli rol oynadığı vurgulandı.
Güçlü bir seçmen desteğine sahip Ak parti iktidarının, bu destek sayesinde sosyal ve ekonomik reformlara hız verdiği, IMF reçetelerini izlediği ve AB üyelik sürecine büyük emek harcadığı da belirtilen makalede, şimdi yatırımcıların Türkiye'nin şansının tükenmekte olduğu ve siyasi çıpanın zayıflamakta olduğunu öne sürdüklerini bildirildi.
Lirada son iki ayda kaydedilen düşüşe de işaret edilen makalede, borsadaki hisse fiyatlarının da yılın başından bu yana yarı yarıya düştüğü belirtildi. Bunda yatırımcıların riskli buldukları yatırım enstrümanlarından kaçınmalarının da rol oynadığı iddia edildi.
Türkiye'nin şansının küresel kriz vurmadan önce son derece yüksek seyrettiği, yabancı direkt yatırımların 2007 yılında 20,2 milyar dolara kadar yükseldiğine işaret edilen makalede, yaz aylarında Ak Parti'ye yönelik kapatma davasının ortaya çıkardığı etkilere de işaret edildi.
Makalede AB sürecinin de yavaşladığı iddia edilirken, hükümetin yaklaşan yerel seçim öncesinde harcamaları kısmakta gönülsüz göründüğü iddia edildi.
IMF ile yeni bir finansal paket üzerinde görüşmelerin sürdüğü de hatırlatılan makalede, Ak Parti'nin şu ana kadar siyasetteki liderliğini koruyacak ya da güçlendirecek gibi göründüğü kaydedildi.
Uzun vadede hükümetin reformcu ruhunu yitirebileceğine dair bazı uzman görüşlerine de işaret edilen makalede, giderek büyüyen milliyetçilik akımlarının da etkisiyle kamuoyunun yabancı yatırımlara karşı bir tutum takınabileceği öne sürüldü.
FT'nin Türkiye ekinde Ortadoğu ile Türkiye arasındaki ticaret hacminde son dönemde ilişkilerin ısınmasıyla kaydedilen büyük gelişmeye ilişkin bir haber-analiz de yer aldı. Hükümetin ticari ilişkilerini AB'li ortaklarının ötesine taşımayı başardığına işaret edilen haber-analizde, Ankara'nın İslam dünyasını yeniden keşfetmeye başladığı, bu çerçevede İran, Suriye ve Körfez ülkeleriyle daha iyi diplomatik ilişkiler kurulduğu ve bu sayede de Türkiye'nin bir ticari merkeze dönüştüğü vurgulandı.
Haber - analizde Ortadoğu'ya yapılan ihracatın yılın ilk 8 ayında yüzde 92'lik bir gelişme gösterdiği, buna karşılık aynı dönemde AB üyesi ülkelere yapılan ihracatta kaydedilen artışın sadece yüzde 19 olduğu belirtildi.
Hükümetin Türkiye'yi bir bölgesel güç merkezi haline getirmek için çaba gösterdiğine dair uzman görüşlerine de yer verilen makalede, yine uzmanların Türkiye'nin bölgedeki etkisini göstererek AB açısından ne kadar vazgeçilmez olduğunu kanıtlama şansı bulunduğuna dair görüşlerine de yer verildi.
Bu arada gazete 4 sayfalık ekinde işadamı Remzi Gür ile yapılmış bir röportaj da yayımladı. Röportajda "yüksek yerler, büyük riskler barındırır" başlığı kullanılırken, Remzi Gür'ün hayatı boyunca rüşvetle ilişkisi bulunmadığına ve yolsuzluktan nefret ettiğine dair sözlerine dikkat çekildi.
Gür'ün ticari başarılarına geniş yer verilen röportajda, ünlü işadamının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkisini "kesin biçimde kişisel bir ilişki" olarak tanımladığına işaret edilirken, "Uzun süredir dosttuk. Başbakan olunca, artık ilişkimizi bitirelim demek doğru olmazdı sanırım" sözlerine yer verildi.
Gür'ün "Biriyle gerçek dostsanız, iyi ve kötü zamanlarında onun yanında olursunuz. Zor zamanlarında yanındaydık. Arkadaşı olarak yanında durduk. Eminim ki bizim de Allah korusun kötü zamanlarımız olsa, o da bizim yanımızda olur" dediğine işaret edilen röportajda, Gür'ün kendisiyle ilgili rüşvet iddialarını da siyasi bir komplo olarak nitelediğine işaret edildi.
Ekte pek çok diğer makalenin yanı sıra Türkiye'de ulaşım sektöründe ve altyapı alanında yaşanan gelişmeler de arka sayfada geniş bir makaleye konu edildi.