FİNANS

"İhracatta eski artışları yakalamayı unutun"

Gerektiğinde dövize müdahale etmeye devam edeceğini kayıt altına alan Merkez Bankası, küresel krize karşı ekonominin korunması için Banka’nın üzerine düşeni yaptığını, hükümetin de harcamalarına dikkat ederek ve zam yapmayarak katkı sağlaması gerektiğini belirtti.

Merkez Bankası, küresel kriz nedeniyle ihracatta önceki dönemlerde gerçekleşen artışların bundan sonra yakalanamayacağını bildirdi.

Gerektiğinde dövize müdahale etmeye devam edeceğini kayıt altına alan Merkez Bankası, küresel krize karşı ekonominin korunması için Banka’nın üzerine düşeni yaptığını, hükümetin de harcamalarına dikkat ederek ve zam yapmayarak katkı sağlaması gerektiğini belirtti.

Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun 22 Ekim tarihli toplantısının özetini açıkladı. Küresel düzeyde ekonomik faaliyette beklenen yavaşlamanın özellikle gelişmiş ülkelerin ithalat talebinde azalışa yol açmasının, Türkiye’nin ihracat performansı açısından önümüzdeki dönemde risk oluşturduğu kaydedilen açıklamada, "AB ve ABD dışı diğer ülkelere yapılan ihracatın payındaki hızlı artış, ihracat için alternatif pazar imkanlarının genişlediğine işaret etse de önceki dönemlerde gözlenen yüksek ihracat performansının önümüzdeki dönemlerde sürdürülmesi mümkün görünmemektedir" denildi.

Yurt içi talepteki yavaşlamaya ve YTL’nin değer kaybına bağlı olarak yılın son çeyreğinde ithalatta belirgin bir yavaşlama olacağı tahmininde bulunulan açıklamada, söz konusu dönemde ithalatın ihracattan daha hızlı yavaşlamasına bağlı olarak net ihracatın büyümeye katkısının pozitif olacağı tahmini aktarıldı.

Son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleştiğine işaret ettiğinin altı çizilen açıklamada, "Uluslararası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunlar iç ve dış talebi sınırlamaya devam edecektir. Bu çerçevede toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecine verdiği desteğin artarak süreceği tahmin edilmektedir" denildi.

BORÇ VERME VE ALMA FAİZLERİ ARASINDAKİ FARK AZALTILACAK

Para Politikası Kurulu’nun, kısa vadeli faizlerde oluşabilecek potansiyel oynaklığı azaltmak amacıyla borç verme faizlerinin bu aşamada 50 baz puan indirilmesine karar verdiği anımsatılan açıklamada, "Para piyasasında geçici likidite sıkışıklığının yaşandığı durumlarda gecelik faizlerin Merkez Bankası borç verme faizlerine yaklaşması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla, borç verme ve borç alma faizleri arasındaki farkın azaltılmasının gecelik piyasa faizlerine ilişkin belirsizliği sınırlayacağı vurgulanmıştır. Önümüzdeki dönemde, bu aralığın gelişmelere bağlı olarak bir miktar daha daraltılması planlanmaktadır" açıklamasında bulunuldu.

DÖVİZE MÜDAHALE EDEBİLİRİZ

Toplantıda döviz piyasalarındaki gelişmelerin de detaylı bir şekilde değerlendirildiği belirtilen açıklamada, Kurulun, bu dönemde döviz likiditesinin sürekliliğinin önemli olduğunu, bu nedenle Merkez Bankası'nın, imkanları ölçüsünde öncelikle bankacılık sisteminin döviz likiditesini destekleyecek önlemlere odaklanması gerektiğini ve bu doğrultuda döviz depo piyasası işlem limitlerinin artırılmasının yararlı olacağını vurguladığı aktarıldı. Ayrıca, gerekli görüldüğünde diğer önlemlere de başvurulabileceği konusunda mutabık kalındığı kaydedilen açıklamada, "Bu çerçevede, döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlenmesi halinde, döviz satım ihaleleri veya doğrudan döviz satım müdahaleleri gibi seçeneklere de başvurulabileceği ifade edilmiştir" denildi.

Merkez Bankası’nın, uluslararası piyasalardaki çalkantının ekonomiye etkilerini sınırlamak için üzerine düşeni yapmaya devam edeceği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

BİZ ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPARIZ, HÜKÜMET DE YAPSIN

"Bundan sonraki politika kararları büyük ölçüde küresel piyasalardaki gelişmelere ve bunların yurt içine yansımalarına göre şekillenecektir. Uluslararası finans piyasalarındaki sorunlara karşı ekonomimizin direncini koruması için basiretli bir para politikası gereklidir fakat bu tek başına yeterli değildir. Mevcut şokların ekonomiye etkisinin sınırlı kalması için, mali disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi de en az para politikası kadar önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Avrupa Birliği’ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların sürekliliği önemini korumaktadır. Özellikle, mali disiplinin kalitesini artırmaya ve verimlilik artışlarının devamlılığını sağlamaya yönelik yapısal reformlar konusundaki gelişmeler gerek makroekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlenmektedir."

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler