Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, IMF ile görüşmelere ilişkin, "Görüşmeler bitme noktasına gelmişken, yeni bazı maddeler gelince doğrusu bizi rahatsız etti" dedi.
Dünya Ekonomik Forumu nedeniyle Davos'ta bulunan Başbakan Erdoğan, Rinaldi Otel'de Avrupa medya temsilcileriyle görüştü ve çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, IMF ile yapılan görüşmelerde belli maddeler üzerindeki çalışmaların devam ettiğini, bazı maddelerde görüşmelerin tamamlandığını zaman içerisinde diğer maddelerin de görüşüleceğini söyledi.
"Şimdi görüşmeler bitme noktasına gelmişken, yeni bazı maddeler gelince doğrusu bizi rahatsız etti" diyen Erdoğan, IMF ile yapılan görüşmelerde herhangi bir rakamın belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine, "Rakam kolay iş. İşin en sonu, o noktada bir sıkıntı olacağına ihtimal vermiyorum, düşünmüyorum" yanıtını verdi.
IMF'nin büyüme hedeflerinin düşürülmesi yönünde talepleri olduğunun hatırlatılması üzerine de Erdoğan, şunları kaydetti:
"O konularda da çok ciddi bir şey kalmadı. Büyüme kesin bir rakam değil, oran değil. Büyüme bir hedeftir. Belirlersiniz o hedefi yakalayamayabilirsiniz. Kimse size 'niye bu hedefi yakalayamadınız?' sorusunu sorma hakkına sahip değil.
Enflasyonda belli hedefler koyduk. Diyelim ki yüzde 5 hedefini koymuştuk, yüzde 9'u yakaladık. Ama kimse 'maşallah yüzde 9'u yakaladınız' demedi. İkinci sene yüzde 7.9'u yakaladık, kimse bize 'maşallah 7.9'u yakaladınız' dedi mi? Ama enflasyon biraz düşük çıktığı zaman bakıyorsunuz, 'böyle yaptınız, böyle oldu' diyorlar.
Bunlar siyasi yaklaşımlar, büyüme bizim için hedeftir. Bu hedefi yakalamak için var gücümüzle çalışacağız, yeni enstrümanlar üretmenin gayreti içinde olacağız. Farklı alanlarla farklı gelir kaynakları için gayet göstereceğiz. Alışılmış gelir kaynaklarına bağlı kalamayız. Bir taraftan üretmenin gayreti içinde olacağız ki büyümeyi yakalayalım. Kayıt dışı ekonomiyi daha yoğun bir şekilde kayıt altına almanın gayreti içinde olacağız. Bunun yanında özellikle uluslararası yatırımın Türkiye'ye gelmesinde daha büyük bir performans ortaya koyacağız. Uluslararası yatırımın Türkiye'ye gelişini sağlayacağız. Burada uluslararası yatırımda güçlü olan firmalarla yaptığımız görüşmelerin nedeni budur. Türkiye'ye gelsinler, yatırımlar yapsınlar ve bu yatırımlarla Türkiye, hem istihdam da hem de büyümede o beklediği performansa ulaşsın."
IMF'den gelecek kaynağın Hazine'ye aktarılıp aktarılmayacağı sorusuna Erdoğan, "Bunların değerlendirmesi Hazine tarafından yapılacaktır. Bunlar biliyorsunuz bizim dış finansman ihtiyacımızı karşılamaya yöneliktir. Bunun yanında tabii ki, açıklayacağımız bazı paketlerle, finans sektörünün reel sektörle ilgili, özellikle kredi noktasındaki tereddütlerini de inanıyorum ki bu adımlar giderecektir" yanıtını verdi.
SARKİSYAN İLE GÖRÜŞME
Erdoğan, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile yapacağı görüşmeye ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti:
"Bizim temel bir ilkemiz var. O da şu. Devletler, görüşmeleri ortadan kaldırırsa, hiç görüşmezlerse özellikle barış sürecini yakalamak mümkün değildir. Şu anda ülkemizde biliyorsunuz yaklaşık 40 bin civarında Ermeni vatandaşımız var. Hepsinin bir beklentisi var. Bunun dışında ülkemizde kaçak olarak bulunan yine 40 bin civarında Ermeni var. Bütün bunların yanında da tabii bir yerde Ermenistan bizim komşu ülkemizdir. Iğdır'dan baktığınız zaman Ermenistan'ı görürsünüz. Öbür taraftan Kars'tan baktığınızda Ermenistan'ı görürsünüz. Tabii ki bu konularla ilgili bir değerlendirmenin yapılma sürece geldi de geçiyor. Bir de tabii dünyada Ermeni diasporasının bir çalışması var. Biz bu çalışmaları bu adımları atarak bazı şeyleri çözebilirsek, bunu çözeriz. Bunları çözerken de, biz kalkıp da Türkiye olarak 'tek taraflı ver, kaybet' bu mantıklı bir şey olmaz. Burada karşılıklı olarak her iki tarafın da kazanımını sağlayacak bir mutabakat olabilirse, buna bizler de seviniriz.
Ama burada bir şeyi ihmal etmeyelim. Ortada bir Azerbaycan olayı vardır. Azerbaycan konusu bizim için önemli bir konudur. Onun için benim dün akşam dikkat ederseniz Sayın Aliyev ile görüşmem oldu. Uzun uzun görüşmemizi, konuşmamızı yaptık. Onun da bu arada Sarkisyan ile görüşmesi oldu. Bu konularla ilgili, bana bazı bilgilendirmeler yaptılar. Bütün bu çerçeve içerisinde bir görüşmemiz olacak. Bu görüşmelerden kaçmak zaten siyasetçinin işi değildir. Siyasetçinin işi görüşme yapmaktır. Biz de bunu yapıyoruz."
IMF ile yapılan anlaşmanın sarkmasının söz konusu olup olmadığı yönündeki soruya da Başbakan Erdoğan, "Onu bilemem" yanıtını verdi.
Erdoğan, Davos'ta gezme imkanı bulamadığını, ancak eşi Emine Erdoğan'a vekalet verdiğini ve eşinin gezdiğini söyledi.
Arnavutluk Başbakanı Sali Berisha ile görüşmesi ile ilgili bir soru üzerine de Başbakan Erdoğan, 100 kadar Türk yatırımcının Arnavutluk'ta faaliyet gösterdiğini, bu sayının daha da artmasını beklediklerini söyledi. Erdoğan, "Bu konuda gereken ne ise yapıyoruz, yapacağız diyorlar, Arnavutluk'la olan münasebetlerimiz gayet iyi" dedi.
Otelden yürüyerek ayrılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra kongre merkezine geldi.
IMF DAHA SIKI BİR MALİ DİSİPLİN VE FAİZ DIŞI FAZLA İSTİYOR
IMF ile görüşmelerde Türkiye'nin, istihdamı artırıcı ekonomiyi canlandırıcı program üzerinde ısrar ettiği, IMF tarafının ise daha sıkı bir mali disiplin ve faiz dışı fazla istediği öğrenildi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye, IMF'nin ekonomiyi daha da daraltacak olan bazı yeni koşullarına karşı çıktı.
Türk yetkililerin, IMF birinci başkan yardımcısı John Lipsky ile yaptıkları görüşmelerde, Türkiye'nin IMF'nin son anlaşma yaptığı diğer ülkelerin ekonomilerine benzemediğini, Türkiye'nin bankacılık sistemiyle kamu mali dengesinin çok daha güçlü durumda olduğunu ifade ettikleri öğrenildi.
Yetkililerin, Türkiye'nin Maastricht kriterlerine göre çok iyi bir borçlanma oranına sahip olduğunu Lipsky'e anlattıkları ifade edildi. Türkiye'nin farklılığını ortaya koyan yetkililerin, fazla bir faiz dışı fazla oranı yerine daha makul bir faiz dışı fazla oranıyla programın sürdürülerek, yatırımlara kaynak sağlanması yönündeki görüşlerini dile getirdikleri öğrenildi.
IMF Başkanı Dominigue Strauss-Kahn ile Washington'da görüşecek olan Lipsky'nin Türkiye'nin önerilerini anlatarak, IMF yönetiminden onay almaya çalışacağı belirtiliyor.
Bu arada ekonomi yetkilileri, 2009 programının IMF ile anlaşma olsun ya da olmasın hedefleri tutturabilecek şekilde hazırlandığını vurguladı.
IMF yönetiminin Türkiye'nin önerilerini kabul ederek, Şubat ayında yeni bir IMF anlaşmasının yapılma ihtimalinin güçlü olduğu belirtiliyor.