**Oyak Renault ve Tofaş, Türkiye’de ilk kez 300 bin adetlik barajı aşarak rekor üretime birlikte koşuyor.
**
Oyak Renault, 286 bin adetle kendisine ait rekoru aşarak 308 bin otomobil üretimi hedeflerken, Tofaş da 320 binlik üretimle birinci olmak istiyor. Yarışta kaptanlıkları üniversiteden sınıf arkadaşı olan Tofaş CEO’su Ali Pandır ile Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu yürütüyor.
2010 yılında hem iç pazarda hem üretim ve ihracatta beklentilerin üstünde büyüyen Türk otomotiv sektöründen rekor üstüne rekor haberleri geliyor.
Uluslararası dev otomotiv markaların dünyada en fazla büyüyen ülkesi olan Türkiye’de iç pazarda yaşanan satış rekorlarından sonra bu kez çifte rekor haberi Oyak Renault ve Tofaş’tan geldi. Oyak Grubu’nun Fransız Renault’yla ortak iştiraki olan Oyak Renault, 50 yılı aşan Türk otomotiv sanayi tarihinde ilk kez üretimde 300 bin adet barajını aşarak yıl sonunda 308 bin adetlik rekoru hedeflerken, Koç ve Fiat ortaklığı olan Tofaş da yıl sonunda otomobil ve hafif ticari araçta toplam 320 bin adetlik üretimle birinci olacağını açıkladı.
300 bin adetlik üretim rekoru yarışının en ilginç tarafı ise, üniversiteden sıra arkadaşı olan Tofaş CEO’su Ali Pandır ve Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu’nun arasında yaşanması.
Tofaş CEO’su Ali Pandır, eylül ayı sonu itibariyle toplam üretimde birinci sırada yer aldıklarını hatırlatarak, “Yıl sonuna kadar tam kapasite çalışacağımız için birinciliğimiz devam eder” dedi. Eylül sonu itibariyle Tofaş, 225 bin 908 araç üretirken, Oyak Renault ise 225 bin 277 adet otomobille hemen arkasında yer aldı.
Rekora sessiz sedasız 3 vardiyada günde 1100 adet otomobil üreterek koşan Oyak Renault’un Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu, günlük otomobil üretimin yıl sonuna doğru 1150 adede yükseleceğini belirtti. Tunalıoğlu, şöyle konuştu: “Biz kriz yılı olan 2009’da bile 277 bin adetle en çok otomobil üreten, 3 milyar dolarlık ihracat rakamıyla da hem otomotiv sanayinin hem de Türkiye’nin en çok ihracat yapan şirketi unvanını elde ettik. 2009’da 3.7 milyar dolar olan ciromuzu bu yıl 4 milyar doların üstüne taşıyacağız. Biz otomobil dışında 2009’da 240 bin adet olan motor üretimini bu yıl sonunda 331 bine, 260 bin adet olan vites üretimini de 262 bin adete yükselteceğiz. Biz Türkiye’de otomotivde mekanik aksam da üreten yegane üreticiyiz. Ürettiğimiz otomobillerde yerlilik oranımız yüzde 70’i geçiyor.”
Bursa fabrikalarının toplam üretim kapasitesinin 360 bin adet olduğunu söyleyen Tunalıoğlu, şu an için 4 kasada 6 model ürettiklerini, yıl başında seri üretimine başlayacakları elektrikli Fluence Z.E. ile model sayısının 7’e yükseleceğini belirtti. Japonlar dışında tüm dünyada ve Türkiye’de bu kadar fazla sayıda farklı model üreten az sayıda fabrikadan biri olduklarını söyleyen Tunalıoğlu, “Kriz öncesi 2008’de günde 1300 adetlik üretime ulaşmıştık. Yani saatte 60, dakikada 1 adet otomobil üretiyorduk. Kriz sonrasında bu rakam 48’e kadar düştü. Şimdi yeniden 53 adete yükseldi” diye konuştu.
Tarık Tunalıoğlu, Oyak Renault’un 6 bin çalışanını överek, “Saatte 60 adetlik üretim kolay bir iş değil. 6 modelin aynı anda geçtiği üretim hattında bir otomobilin işleminin 1 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanması gerekiyor. Yani yürüyen hatta hızlı olmak gerekiyor. İşçilerimiz bunu başarıyla yapıyor. Bence işçilerimiz dünyanın en hızlı ve en kaliteli üretimini yapıyorlar. Sürat ve kalitede Japonları yakaladık” dedi.
Yapılan araştırmalara göre elektrikli araçların 2020’de toplam otomotiv üretiminden yüzde 10 pay alacağının tahmin edildiğini söyleyen Tarık Tunalıoğlu, “Elektrikli araçlara bu yıla kadar şüpheyle bakanlar vardı. Daha önce fuarlarda sergilenen ve konseptten öteye geçmeyen elektrikli otomobillere kimse bakmazdı. Ama bugün artık yola çıkmaya hazır olduğunu Paris Otomobil Fuarı’nda tüm dünya gördü. Her otomotiv firması, elektrikli otomobil trenine birkaç yıl içinde binecek. Ama trenin arka vagonunda yer bulabilecekler. Elektrikli araç üretimi kolay bir iş değil. Elektrikli aracı otomobil üreten ancak yapabilir. Öyle 1000 otomobil için kimse fabrika kurmaz” diye konuştu.
2011 yılı başında elektrikli Fluence’nin seri üretimine başlayacaklarını hatırlatan Tarık Tunalıoğlu şu bilgileri verdi:
“Elektrikli Fluence’de diğer 6 model gibi aynı üretim bandından üretilecek. Yani elektrikli olduğu için farklı alanda farklı işçiler tarafından üretilmeyecek. Biz talebe bağlı olarak toplam Fluence üretiminin yüzde 20’si kadar yılda elektrik otomobil üretebiliriz. Elektrikli bir araç yılda 15 bin kilometre, dizel otomobilin hem alım hem kullanım maliyetiyle kafa kafaya geliyor. Eğer 40 bin kilometre kullanılırsa, maliyeti yüzde 35 daha ucuzluyor.”
Birçok uluslararası otomotiv markasının dünyada en hızlı büyüdüğü ülke olan Türkiye, bu performansını devam ettirmesi halinde kısa sürede yeni yatırımlara kapısını açmaya hazırlanıyor. Volkswagen’in Avrupa’da her 100 ticari araçtan 24’ünü sattığı Türkiye, Alman markanın yeniden yatırım planlarına girdi. Volkswagen Ticari Araç’ın Uluslararası Satış Direktörü Volkmar Steinhorst, Türkiye’de ticari araç pazarında yerli üretici olmanın avantajının farkında olduklarını belirterek, “Bunun için yıllardır Türkiyede üretimi tartışıyoruz ve yakinen pazarı takip ediyoruz. Açıkçası gerekli koşulların oluşmasını bekliyoruz” dedi.
Türkiye’ye verdikleri önemi göstermek için yeni Cady’nin Fethiye’de gerçekleşen lansmanına katılan Steinhorst, Türkiye’nin Almanya hariç dünyada İngiltere’yle birlikte en çok ticari araç sattıkları iki ülkeden biri olduğunu belirtti. Steinhorst şöyle konuştu: “Geçtiğimiz yıl krize bağlı olarak VW ticari araç satışlarında Türkiye Avrupa’da 5’inci sıraya kadar gerilemişti. Bu yıl gerçek performansını göstererek İngiltere’nin ardından ikinci sıraya yükseldi. Bugün bana bağlı 60 ülke var. Türkiye benim bölgem içinde en önemli pazar. Model geliştirirken de her zaman Türkiye’nin fikrini alıyoruz. Pick-up modelleri Amarok ve Crafter’da Türklerin düşünceleri çok etkili oldu.”
VW Ticari Araç Türkiye Genel Müdürü Kerem Güven ise, bu yıl satışlarının yüzde 100’e yakın artırdıklarını belirterek, şunları söyledi: “Yılı 22 bin adetle kapatmayı hedefledik. Geçtiğimiz yıl krize bağlı olarak toplam 10 bin 601 adetlik bir satış gerçekleştirirken, bu yılın daha ilk 9 ayında 15 bin adet araç sattık. 2011’de hem yeni Caddy, hem pick-up modeli Amarok’la 27 bin 500 adetlik satış hedefliyoruz. Bu satışla İngiltere’ye geçip dünyada Almanya’dan sonra en çok hafif ticari araç satan ülke olacağız.”
Yeni Caddy, yüzde 21’e varan oranda daha az yakıt tüketen yeni motoru, yeni tasarımı, ek güvenlik, donanım özellikleri ve ilkleriyle Türkiye’de satışa sunuldu. Tüm dünyadaki Caddy satışlarının yaklaşık yüzde 10’unun gerçekleştiği Türkiye pazarına Avrupa ile aynı anda sunulan yeni Caddy’nin fiyatı 36 bin 790 TL’den başlıyor. Sınıfında bütün modellerinde ESP’nin standart olarak sunulduğu ilk ticari araç olma özelliğine sahip Yeni Caddy, 7 ileri DSG şanzımanı ve Yokuş Kalkış Desteği seçeneğini de sunan tek araç. Caddy’nin yeni 1.6 TDI dizel motoru 102 beygir güce sahip ve 100 km’de 5.2 litre gibi düşük yakıt tüketimi değeriyle öne çıkıyor. (Hürriyet)