**İş Bankası Genel Müdürü Özince, "Kafanıza göre af ya da ceza yasaları koymamalısınız, koyduğunuz taktirde işte ülkenizde yerli ya da yabancı yatırımcıyı, müteşebbisi caydırmış, endişelendirmiş olursunuz" dedi.
**
İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Denizli Sanayi Odası Meclis Salonu'nda Denizli Sanayi Odası yönetim kurulu üyeleriyle bir araya geldi.
Özince, bir gazetecinin kredi yapılandırmasıyla ilgili sorusuna yanıt verirken, herhangi bir kimsenin değerlendirmesini değerlendirmek istemediğini söyledi. Özince, Türkiye'de karşılıklı değerlendirmelerle oluşan suni bir gündemle herhangi bir konuda, iş hayatından spora, kültürden siyasete kadar böyle bir çekişme kültürü ve havası içerisinde bulunulmasından rahatsız olduğunu ifade etti. Özince, "Türkiye'nin sadece ve sadece vatandaşların refah seviyesini geliştirmeye yönlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Kredi yapılandırmasına gelince, kredi yapılandırması özellikle benim bankamın çok uzun yıllardır yaptığı bir olaydır. Öyle yapılandırma örnekleri verebilirim ki size, şu şehirde uzun yıllar sahipliğini yaptığımız birtakım kuruluşlar, hissedarı olduğumuz kuruluşlar dahi İş Bankası'nın kredi yapılandırılmasıyla bu duruma gelmiştir. İş Bankası neden yapılandırmalardan yana politika güder? Misyonumuz bu. Gücümüzün yettiğince, iyi niyetli, borcunu ödeyemeyen,niyeti ve imkanı olan borçluyu gücümüz yettiğince... Gücümüz neyle bağdaşıktır? Bize vatandaşın emanet ettiği kaynakla, bir de sermayemizle bağdaşıktır" diye konuştu.
İş Bankası'nın bugün 2 milyar liranın üzerinde, yeniden yapılandırılmış krediyle sektörde bir rekorunun olduğuna dikkati çeken Özince şöyle devam etti:
"Bu banka kadar sorunlu banka kredisi olan başka banka yok Türkiye Cumhuriyeti'nde. Sorunu idare etme kabiliyetimiz de var. Bunlarla övünmek marifet değil. Yani Türkiye sorunlu işleriyle, sorunlu işleri nasıl yapılandırdığıyla övünmeyip önüne bakmalıdır. Sorunlular sorununu önce kendisi halletmelidir. Sorunu olanların sorununu hepimiz sahiplenmek istiyorsak toplumumuzun kimliğinde, karakterinde, örfünde olanlarla önce sorununu kendisi halletmeli. Sorunu olanların sorununu hepimiz sahiplenmek istiyorsak toplumumuzun kimliğinde, karakterinde, örfünde olan hususların mücadelesini yapmalıyız. Hani komşusuna yardımcı olmak, ihtiyaç sahibine yardımcı olmak. Hani devletten beklemeyelim, ihtiyaç sahibi olmaya önce birbirimize imece usulü elden geldiğince yardımcı olalım.
Uzatmadan şöyle söyleyeyim; İş Bankası'nın 2 milyar 150 milyon lira civarında yapılandırılmış kredisi var. Bu yaklaşık 264 bin müşteridir. Bunun 250 bini bireysel, 12 bini ticaridir. Biz bu yapılandırmayla ilgili yüzde 75 civarında bir yapılandırma performansıyla idare edebiliyoruz. Yapılandırma tarafların rızasıyla olmalıdır. Yapılandırma, af yasaları çıkartılarak suç işleyenlere, zarar görenlere sormadan affetmeye benziyor. Yani ticari yapılandırmaya ben İş Bankası'nın hiçbir kural, kaide olmasa da daima açık olmasını istiyorum. Yeter ki borçlunun borcunu ödemeye niyeti ve gücü olsun. Bütün bunların ötesinde de borç problemi olanların toplumun ve finans sektörünün çok küçük bir bölümünü teşkil ettiğini, bunun tamamının da iş hayatını etkileyecek şekilde hepimize yaygınlaştırılmaması gerektiğini düşünüyorum."
Borç konusunun fazla istismar edildiğini, üzerinde gereğinden fazla yorum yapıldığını düşündüğünü ifade eden İş Bankası Genel Müdürü Özince, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ticari hayatta bütün borçlar, bankalara değildir. Tüccarların, sanayicilerin birbirlerine borcu olur. Bunun ne şekilde yönetileceğini taraflar zaten bilir. Ama burada borçluyu veya alacaklıyı koruyacak hukuki sistemde Türkiye gibi ciddi gelişmiş bir liberal anlayışlı bir ülkede, uluslararası standartta olmak mecburiyetindedir. Kafanıza göre af ya da ceza yasaları koymamalısınız. Koyduğunuz takdirde işte ülkenizde yerli ya da yabancı yatırımcıyı, müteşebbisi caydırmış, endişelendirmiş olursunuz."