Dünya Rekabet Gücü Yıllığı sonuçlarında Türkiye, genel sıralamada bir basamak ilerlerken, ekonomik performansta bir, kamu verimliliğinde dört, altyapı verimliliğinde üç basamak gerileyerek, sırasıyla Genel 54, 48 ve 45. sıraya düştü.
Türkiye, özel sektör verimliliğinde ise son bir yılda altı basamak ilerleyerek, 31. sıraya yükseldi.
Uluslararası Kalkınma Yönetimi Enstitüsünün (IMD) ülke ortağı olan TÜSİAD'ın, Dünya Rekabet Gücü Yıllığı ile ilgili açıklamasında, IMD tarafından hazırlanan 2009 yılı raporunda Türkiye'nin, konumunu bir basamak ilerleterek 53.39 puanla 47. olduğu belirtildi.
Açıklamaya göre, listeye yeni giren Katar ve Kazakistan dışında, puanlarını artıran Endonezya ve Meksika, son bir yıl içinde Türkiye'nin önüne geçerek 42. ve 46. sıralara yükseldi. Buna karşılık, geçen yılki konumlarını kaybeden İtalya, Rusya, Yunanistan ve Romanya, rekabet sıralamasında Türkiye'nin gerisinde kaldı.
Ekonomik verimliliği olumsuz etkileyen en önemli faktörlerin, "iş gücü piyasası ve fiyatlardaki gelişmeler" olduğu aktarılan açıklamada, Türkiye'nin 22. sırada yer aldığı yabancı yatırımın ise, ekonomik verimliliği en olumlu etkileyen faktör olduğu vurgulandı.
Kamu verimliliğini, toplumsal ve kurumsal çerçevedeki yetersizliklerin olumsuz, iş yasasının ise olumlu etkilediği ifade edilen açıklamada, şu noktanın altı çizildi:
"Son bir senede üç basamak gerileyen altyapı verimliliğinde, sıralamayı en olumsuz etkileyen faktör eğitimdir. Eğitim sıralamasında 57 ülke arasında 52. olan Türkiye, teknoloji ve bilimsel altyapı kalemlerinde de alt sıralarda yer almaktadır. İhracatta yüksek teknolojik ürünlerin oranı ile orta öğrenim ve üniversite performansının düşüklüğü en önemli altyapı sorunları olarak görülmektedir. Sağlık sorunlarının şirketleri etkilememesi ve kalifiye mühendislerin mevcudiyeti ise altyapı verimliliğini olumlu etkilemektedir."
Özel sektörde, şirket yönetimi ve iş etiğinde değerler ve yaklaşımlar konusunda ortanın üstünde yer alan Türkiye'de, özel sektörün rekabetini kısıtlayan en önemli faktörün, iş gücü piyasasından, özellikle kadınların iş gücüne katılım oranının düşük olmasından kaynaklanlandığı belirtilen açıklamada, "kriz sürecinde başarılı performans sergilediği"ne işaret edilen bankacılık sektörünün, özel sektörün verimliliğine olumlu katkıda bulunduğu vurgulandı.
Açıklamada, TÜSİAD'ın hazırlamış olduğu önceliklere göre, Türk rekabet gücünün artırılması için yapılması gerekenler, "IMF destekli yeni bir makroekonomik program uygulamak, AB üyelik sürecini hızlandırmak, istihdam üzerindeki vergisel yükleri hafifletmek, aktif iş gücü politikaları uygulamak, bütçe dengesinin sürdürülebilirliğini sağlamak ve mali kuralı uygulamaya koymak ile kriz sonrasını hedefleyen mikroekonomik reformları tamamlamak" olarak bildirildi.
Açıklamada, Krize Karşı Dayanaklılık Listesinde, Türkiye'nin 30. sırada yer aldığına işaret edilirken, bu sıralamada Türkiye'nin; İngiltere, Belçika, Fransa, İtalya ve Yunanistan gibi AB üyesi ülkeleri geride bıraktığı belirtildi.