FİNANS

'Türkiye ikinci bir çıkış dönemine başlamıştır'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, halk oyuna sunulan anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin yeni bir döneme gireceğini belirterek, “Bu referandum bir dönüm noktasıydı” dedi.
Şimşek, Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nde (YASED) dünya ekonomisinin bir kaç çeyrektir global krizden çıkış sürecinde olduğunu, başlangıçta daha hızlı olan bu toparlanmanın şimdi yavaş seyrettiğini belirtti.
Bunun sürpriz olmadığını, normal ekonomik gelişmelerin sonunda bazı resesyonların olduğunu, o resesyonlardan çıkış sonrasında büyümenin hızlı bir şekilde olabileceğini anlatan Şimşek, ancak finansal kriz sonrası dönemlerde büyümenin veya makro ekonomik performansın, kriz öncesi döneme dönüşünün çok uzun yıllar aldığını kaydetti.
Bakan Şimşek, bu krizde birlikte işsizlikte çok büyük artışlar yaşandığını dile getirerek, bu işsizlikte ki artışların kısa dönemde en azından gelişmiş ülkelerde kalıcı bir nitelik taşıdığının görüldüğünü söyledi.
Bunun da aslında dünya ekonomilerinde ileriye bakarken görünümün bir miktar zayıf görülmesinin temel noktası olduğuna işaret eden Şimşek, ABD’de işsizlik oranının yüzde 10’lara kadar çıktığını, şu anda yüzde 9,6 civarında olduğunu, 15 aydır ABD ekonomisinin büyüdüğünü, ancak işsizlikte önemli bir düşüş yaşanmadığını anlattı.
Mehmet Şimşek, dünya ekonomisine bakarken ABD ekonomisinin çok önemli bir konumda olduğunu, ama orada iş gücü piyasasında kalıcı ve güçlü bir toparlanmayı destekleyecek sinyallerin olmadığını bildirerek, ABD’de konut piyasasındaki sıkıntıların devam ettiğini, ABD’nin durumunun 1930’dan beri en kötü dönem olduğunu, Avrupa tarafına bakıldığında da durumun farklı olmadığını söyledi.
Gelişmiş ülkelerdeki büyümenin önemli ölçüde ihracata dayalı olduğuna işaret eden Şimşek, mevcut büyümenin istihdam yaratamamasının dünya için en büyük sorun olduğunu bildirdi.

“TÜRKİYE BU KRİZDEN DİĞER ÜLKELERDEN AYRIŞARAK ÇIKTI”
Şimşek, Türkiye’nin çok farklı bir noktada olduğunu, makro ekonomik temelleri çok güçlü olduğu için, krizden çok hızlı bir şekilde ve başka ülkelerden de önemli ölçüde ayrışarak çıkmayı başardığını belirtti.
Türkiye’de, dünyadaki ekonomik krizden önce kamu finansman dengelerinde muazzam bir iyileşme sağlandığını belirten Şimşek, Kamu finansman dengelerini önemli ölçüde iyileştirdiklerini dile getirdi.
Şimşek, bu durumun krize girerken Türkiye’nin kırılganlığını azaltan unsurlardan biri olduğuna işaret ederek, bankacılık sektöründe bugün dünyanın uygulamaya çalıştığı bir çok tedbiri kendilerinin kriz döneminden önce uygulamaya başladıklarını, bu durumun da kendilerini gelişmekte olan ve gelişen ülkelerden ayrıştıran en önemli farklardan biri olduğunu anlattı.
Finansal servette Türkiye’de çok önemli artışlar yaşandığına işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’deki büyüme rakamları, ben ilk yarıyı kast etmiyorum ama, bundan sonraki sürece baktığımız zaman başka ülkelere göre yüksek seyretmesi ihtimali yüksek ve sürpriz olmaz. Ortaya biz orta vadeli bir ekonomik plan ve orta vadeli bir plan koyduk. Bunu yapan ilk ülkeyiz. Türkiye’nin risk pirimi çok önemli ölçüde düştü. Türkiye varlıklarının uluslararası piyasalarda fiyatlaması Türk bonoların Türkiye’nin mevcut notuna göre değil, en az üç-dört kademe üstünde bir fiyatla fiyatlanıyor.
Bizim için yılın ilk yarısında yakalanan büyüme ile birlikte bu yıl muhtemelen Türkiye için piyasadaki büyüme tahmini yüzde 6,5-7,5 arası... Dolayısıyla bu yıl için çok güçlü bir büyüme beklentisi var. Gelecek yıl için büyüme beklentileri yüzde 4,5-5,5 arası. Gelecek yıl içinde büyüme beklentileri olumlu. Gelecek yıl yüzde 4 büyüme öngörülen hiç bir Avrupa ülkesi yok. Avrupa’nın büyümesi bu yol çok düşük seyredecek tahminler onu gösteriyor, yüzde 1’in altında seyredecek.”

“REFERANDUM SONUÇLARI TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇTI”
Bakan Şimşek, ileriye yönelik bakıldığı zaman referandumun başarılı bir şekilde atlatılmış olmasının Türkiye’nin önünü açtığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Ben kısa vadeden bahsetmiyorum. Kısa vadeye ilişkin çok önemli bir belirsizilik kalkmıştır, geleceğe ilişkin beklentiler iyileşmiştir. Ama Türkiye hakikaten bu anayasa değişikliği ile yeni bir döneme girecektir. Bence bu referandum bir dönüm noktasıydı. Ben bunu siyasi anlamda söylemiyorum. Ben bunu makro ekonomik perspektifle söylüyorum.
Çünkü Türkiye potansiyelini gerçekleştirecekse, Türkiye eğer gerçekten Avrupa ikinci veya üçüncüsü en büyük ekonomi haline gelecekse, dünyada ilk 10 ekonomi arasına girecekse bu bahsettiğimiz anlamda, daha doğrusu halkımızın önemli çoğunlukla ’evet’ dediği anayasa paketi çok önemli bir adımdır.”
İyi işleyen bir hukuk sisteminin ekonominin, iyi işleyen bir demokrasinin de kalkınmanın olmazsa olmazı olduğunu vurgulayan Şimşek, temel hak ve özgürlükler genişlemeden, demokrasinin standartları yükseltilmeden iyi işleyen bağımsız ve tarafsız bir hukuk sistemi olmadan, Türkiye’de kişi başına düşen milli geliri 2050 yılında 60 bin dolara yükseltmenin son derece düşük olduğunu ifade etti.
Şimşek, “Türkiye ikinci bir çıkış dönemine başlamıştır. Küresel krize rağmen hemen hemen bütün kazanımlarını korumayı başarmıştır. İşsizlikte kriz öncesi duruma göre çok önemli bir geçiş yaşamıştır. Büyümede aynı şekilde, 2008 yılında Türkiye’nin toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) 731 milyar dolardı. Bu yıl ona çok yaklaşacağız. Son 60 yılın en büyük krizine rağmen Türkiye çok hızlı bir şekilde kriz öncesi zirve noktasına bir çok anlamda döndü, bazı anlamda geçti” diye konuştu.
Şimşek, yapılacak anayasa değişikliği ile Türkiye’nin potansiyelini gerçekleştirme ihtimalinin yükseldiğini kaydetti.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler