Citigroup Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Steve Bideshi, global bir oyuncunun Türkiye bankacılık sektöründen olası bir çıkışın kendisini çok şaşırtacağını belirterek, böyle bir kararın uluslararası imajı da zedeleyeceğini söyledi.
Referans Gazetesi'nin haberine göre, Mortgage kredilerinin tetiklediği likidite krizinde ağır darbelerden birini alan Citigroup, önümüzdeki üç yılda pazar payını ikiye katlamayı planladığı Türkiye yatırımlarından oldukça memnun görünüyor. Yılın ilk yarısında Citigorup'un açıkladığı 2.5 milyar dolarlık zarara rağmen kendilerini "Rumeli surları gibi güçlüyüz, hiçbir şey bizi yıkamaz. Ayrıca Türkiye'ye taahhütlerimiz de çok kuvvetli" sözleriyle anlatan Citigroup Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Steve Bideshi, global bir oyuncunun Türkiye pazarından çıkmasının ise kendisini çok şaşırtacağını söyledi.
2001'den sonra Türk bankacılık sektörüne girmiş olan global oyunculardan bazılarının ülkeden çıkacağı yönündeki değerlendirmelere katılmadığını ifade eden Bideshi, "Global bankalar yatırım yapma kararı alırken hiçbir zaman kısa dönemli düşünmezler" dedi. Global bankaların "Pazara bir gireyim kârlı değilse çıkarım" gibi bir yaklaşımlarının olmayacağını kaydeden Bideshi, "Bu bankaların imajlaları da çok önemlidir. Dolayısıyla bir pazara girmek ya da çıkmak için alınan kararlarda düşünülmesi gereken önemli bir faktör de imajdır. Bu nedenle öyle birden çıkmak gibi bir şey söz konusu olmaz. Global bir oyuncunun bu pazardan çıktığını görmek benim için çok şaşırtıcı olur. Ayrıca bu bankaların şu anda konsantre oldukları şeylerden çok farklı bir durum olur pazardan çıkmaları" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye gibi büyüyen ve iyi bir pazardan çıkmanın anlaşılır olmadığını kaydeden Bideshi, "İşler iyi gitmezse insanlar, stratejiler değiştirilir ama pazardan çıkılmaz" dedi.
Türkiye'de Akbank'la yaptıkları yüzde 20'lik stratejik ortaklığın uzun vadeli olduğunu ve "Şu an için" hisselerini satmayı düşünmeyeceklerini belirten Bideshi, Citigroup'un tüm adımlarını en kötü senaryoları düşünerek attığını söyledi. Bideshi, "Citi Akbank'la ortaklık yaptığı tarihte bunu uzun vadeli ve stratejik bir yatırım olarak tanımladı. Bu bizim için şu anda değişmedi" dedi. Karar alırken çok ciddi stres testleri yapıldığını kaydeden Bideshi, "Şu an için Akbank'a bakışımızda değişen bir şey olmadı. Biz onlara değer yaratmaya devam etmek istiyoruz" dedi. Dünya genelinde likidite krizi gibi çok ekstrem bir durum yaşandığını belirten Bideshi, Citigroup'un hala güçlü olmaya devam eden bankalar arasında olduğunu belirtti. 136.6 milyar dolarlık sermaye ve yüzde 12,2'lik yeterlilik rasyosunun bu gücü gösterdiğini söyleyen Bideshi, Citi'nin dünyasında gelişmekte olan pazarların her zaman belirli bir yeri olduğunu kaydetti. Bideshi, "Ama önümüzdeki dönemde gelişmekte olan ülkeler daha da önem kazandı. 33 yıldır buradayız ve Türkiye'de bankacılık sektörü çok iyi bir durumda, gelecek vaad ediyor. Bütün bunlardan ötürü Türkiye Citi için öncelikli ülkeler arasında" diye konuştu.
Bugüne kadar Türkiye'de 4 milyar doların üzerinde bir doğrudan yatırım gerçekleştirdiklerini ifade eden Bideshi, "Citibank Türkiye kârını yurtdışına çıkarmıyor. Kâr her yıl içeride kalıyor, temettü dağıtmıyoruz. Ki sermaye yeterlilik rasyomuz bize bu kârın çıkarılması hakkını da veriyor. Ama biz buna rağmen her yıl kârı yatırıma kullanıyoruz" açıklamasında bulundu. Gerek dünyada, gerekse Türkiye'de güçlü bir durumda olduklarını belirten Bideshi, "Rumeli surları gibi kuvvetliyiz, hiçbir şey bizi yıkamaz. Türkiye açısından bakıldığında ülkeye taahhüdümüz çok kuvvetli, daha uzun yıllar buradayız. Türkiye'deki bankacılıktan ve yatırımlarımızdan çok mutluyuz. Bundan sonra piyasa payımızı artırmak istiyoruz" dedi.
Türkiye'nin en önemli riski olan cari açığın çok teknik bir sorun olduğunu kaydeden Bideshi, "Türkiye'nin ithalatı ihracatından fazla. Yani bu bukadar teknik bir şey. Bu durumun zaman içinde azalacağını düşünüyorum. Bu ayarlamayla giderilebilecek bir sorun. Dramatik bir çözüme ihtiyaç yok şu anda, sağlıklı gidiyor" dedi.
Türkiye'de önümüzdeki dönemde dikkat etmesi gereken ana konunun özel sektörün borçlanması olduğunu kaydeden Bideshi, "Kamu borçlanmasında sorun yok. Bireyler ise zaten borçlanmayı yurtiçinde gerçekleştiriyor. Alarme bir durum yok ama özel sektörün önümüzdeki dönemde borçlanmasına dikkat etmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Türkiye'de yaşayan bir yabancı olarak patlayan bombalar ve terörden kokmuyor Steve Bideshi. Hatta önceki gece yanında sadece şoförü olduğu halde Steau Bükreş-Galatasaray maçına gitmiş. Bunun ilk maç deneyimi olduğunu belirten Bideshi, "Terörden korksam maça gitmezdim. Orada her şey olabilirdi. Ama ben de herkes gibi bağırıp, rahatça tezahürat yaptım, yerimde zıpladım. Bu maç ilkti ama son olmayacak, çok eğlendim" dedi. Türkiye'de oldukça mütevazi bir yaşam sürdüğünü belirten Bideshi, oturduğu bölgenin de etkisiyle Galatasaraylı olduğunu söyledi.
Citibank A.Ş.'nin Genel Müdürü Serra Akçaoğlu, önümüzdeki üç yıl içinde piyasa payını ikiye katlamayı hedeflediklerini belirterek, bunun da ağırlıklı olarak bireysel ve ticari bankacılıktan sağlanacağını belirtti. Kurumsal alandaki faaliyetlerinin de devam edeceğini kaydeden Akçaoğlu, 57 şubenin üç yıl içinde yine iki katına çıkarılacağını söyledi. Dünya krizini Citi Group'un da yaşadığını belirten Akçaoğlu, "Grup dünyada belli varlıklar sattı ama başta Akbank olmak üzere Türkiye yatırımınlarından çok memnunuz" dedi.
Akbank yatırımının yüzde 20 ile sınırlı olduğunu ve yönetim kurulunda bir kişiyle temsil edildiklerini hatırlatan Akçaoğlu, "Citibank A.Ş. ise tamamen ayrı bir tüzel kişilik. Bu model dünyanın başka yerlerinde de var. Sonuçta her ikisinin de büyümesini istiyoruz. Bu iki ayrı kuruluş şeklinde devam edecek" diye konuştu. Citigroup'un dünya genelinde bireysel, tecari ve kurumsal bankacılıkta büyümeyi planladığını, Türkiye'nin de bu anlamda önem taşıdığını ifade eden Akçaoğlu, "Her ay büyüme planımızın ne kadarını gerçekleştirdiğimizi soruyorlar" dedi.
Ergenekon iddianamesinde yer alan ve Citibank Başdanışman Yardımcısı Mr. Anderson isimli birinin Pamukbank'a el konulması konusunda baskı yaptığı yönündeki haberler Citibank A.Ş. tarafından yalanlandı. Citibank A.Ş.'den yapılan açıklamada, "O tarihlerde Anderson isimli bir başdanışman olmadı. Böyle bir olayla ilgimiz yok, ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır" deniydi.