Verimliliği artıracak reformlara devam edilmesi gerektiğini belirten Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, IMF ile yapılacak anlaşmanın da bütçe açığını kontrol edebilmek için gerekli olduğunu vurguladı.
Uludağ İhracatçı Birlikleri'nde (UİB) düzenlenen 'Türkiye'nin sanayisine sektörel bakış ve otomotiv sektörü" başlıklı seminere katılan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği(TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, verimliği artıracak reformlara devam edilmesini istedi. Öncelikle şirketlere finansmana erişim kolaylığı sağlanması gerektiğini belirten Yalçındağ, "Şirket birleşme ve devralmalarını teşvik edici politikalar benimsemeliyiz. Kayıt dışı ile etkin mücadeleye devam etmeliyiz. Bu kapsamda vergi reformlarının gerçekleştirilmesi, Gelir İdaresi'nin özerkleştirilmesi önemlidir" diye konuştu.
Geçen hafta TÜSİAD olarak gittikleri ABD'de bir iyileşme sürecinin başladığını gözlemlediklerini anlatan Yalçındağ, "2010 yılında bir ivme kazanacağı söylendi ama bunun Türkiye'ye yansımaları 2011'de olacak. Türkiye ekonomisindeki daralmanın yüzde 5.1 değil, yüzde 5.5 olacağı açıklandı. 2010 ve 2011 büyüme oranları da çok önemli. Büyüme oranlarının işsizlik açısından çok düşük olduğunu görüyoruz. IMF, Türkiye'nin 2010'da yüzde 1.5 oranında büyüyeceğini söylüyor. Bizim hükümetimiz ise 3.3 olacağını öngörüyor. İstihdamın bizim için ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz" dedi.
"REFORMLARA DEVAM ETMELİYİZ" Olağanüstü bir dönemden geçildiğini hatırlatan Yalçındağ, "Ülke olarak tabii ki krize odaklanmalıyız ancak hiçbir zaman bir adım öteye bakmayı unutmamalıyız. Çünkü dünya bu krizi aştığında Türkiye'yi daha canlı ve acımasız bir rekabet ortamı bekliyor olacak. Dolayısıyla verimlilik ve rekabet ortamını sürdürecek reformlara devam etmeliyiz. Önce şirketimizin elverişli konumlarda finansmana erişme imkanı olmalı. Büyük bir bölümün KOBİ'lerden oluştuğunu düşünürsek, firmaları birleştirici teşvik ve reformlara önem verilmeli. Kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye devam etmeliyiz. Bunun için vergi reformu geliştirmeli ve IMF'nin de şartı olan Gelir İdaresi'nin özerkleştirilmesi son derece önemlidir. Kriz ortamını az yara ile aşmakta rekabet verimliliğini artıracak mikro reformlara devam etmek iyi olacaktır. IMF ile yapılacak anlaşma bundan önce Türkiye'nin kredi likiditesi için önemli olabilirdi ama bugün artan bütçe açığımızı kontrol edebilmek içinde krediye ihtiyacımız var. Alacağımız tüm önlemler bu anlaşmanın yapıldığı bütüncül bir yaklaşım içinde gerekli etkiyi gösterecektir. Türkiye uzun yıllardır IMF destekli gitmekte ve bunun avantajlarını yakalamaktadır. Mali kural çok önemlidir. Mali kuralı bugünden koyar ve IMF ile birlikte götürürsek bir süre sonra IMF'ye gerek kalmadan ekonomimizi götürebiliriz" diye konuştu.
"2014'TE AB ÜYELİĞİ GERÇEKLEŞMEZSE 2021'E KALACAĞIZ" AB'nin Türkiye için çağdaşlaşma ve refah projesi olduğunu kaydeden Yalçındağ, "Türkiye yıllardır çok emek çekti. 2014 yılında üyelik gerçekleşmezse 2021'deki döneme kalacağız. Mevzuat çalışmalarının bir an önce başlatılması gerekir. Türkiye muazzam bir potansiyele sahip. Eğer birlik içerisinde davranırsak, iç ve sosyal barışı koruyabilirsek, bölgesel bir güç oluruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin 5-6 yılda dünyadaki gelişmeleri akılcı kullanarak büyüme sağladığını kaydeden Yalçındağ, "Dışarıdan aldığımız yatırımlarla ciddi bir büyüme sağladık. Önümüzdeki birkaç yıl içinde kendi yağımızla kavrulacağız. Çünkü dünya bize bir ihracat imkanı sunmayacak. İhracatı Avrupa ülkelerine yapıyorduk. Bu dönemde iç talebimiz istihdam ve büyüme için önemli olacak. TÜSİAD olarak, 'Olağanüstü durumdan dolayı para ve maliye politikalarını akıllıca kullanmalıyız' diyoruz. Birçok şey yapıldı aslında otomotiv ve diğer sektörler için. Kontrollü maliye politikası derken, teşviklerin ekonomiye daha fazla katma değer sağlayacağını ve bütçedeki bozulmayı daha az etkileyeceğini düşünüyoruz. Otomotiv sektörüne yapılacak teşvik, diğer sektörleri de canlandıracaktır. İşsizlik konusu özellikle yaşadığımız kriz döneminde yapısal sorun olarak ortaya çıktı. Yüzde 50'si 35 yaş altı olan bir ülkenin istihdamla ilgili makro ekonomileri dışında istihdama yönelik politikalara yönelmesi gerekmektedir. Mesleki eğitime önem verilmesi, bölgesel işi gücü hareketliliği ve esnek iş gücü politikası mevduatı reformları olmalı. Eğer bu reformları yapmazsak krizin oluşturduğu toplumsal sancılar devam edecektir" diye konuştu.
SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu da Bursa'nın Türkiye sanayisi için önemine dikkati çekerek bölgesel ve sektörel teşviklere dikkati çekti.