**Avrupa Birliği'nin (AB), Yunanistan'a yardım için alınacak önlemleri tartıştığı bu dönemde, asıl sorunun İspanya gibi büyük ekonomilerin benzer duruma düşmesiyle yaşanacağı belirtiliyor.
**
Euro bölgesi için ekonomik analizler yayımlayan Eurointelligence internet sitesi yazarlarından Wolfgang Münchau, Avrupa’nın büyük ekonomilerinden İspanya'nın borç krizine düşme olasılığına dikkat çekerek, bu durumda ortaya çıkabilecek riskleri mercek altına aldı.
Münchau, Avrupalı liderlerin, Yunanistan'dan yaşadığı borç krizinden kurtulması için talep ettikleri önlemleri, İspanya'dan da istemeleri durumunda red cevabıyla karşılaşabileceklerine dikkat çekti.
İSPANYA KABUL ETMEZ
Aynı zamanda Financial Times yazarı olan Münchau, İspanya Başbakanı'nın, önlemlerini artırması yönünde taleplerle karşılaşması durumunda, o toplantıyı terk ederek ülkesine döneceğini belirtti.
Zapatero’nun bu yaptırımları kabul ederek ülkesinin egemenliğine zarar vermektense, ülkenin iflasına izin vermeyi tercih edeceğini öne süren Münchau, " AB'nin ve euro bölgesinin hazırlıklı olması gerekiyor. Yunanistan için düşünülen yeni kurtarma planı şimdilik iyi bir çözüm ancak bölge daha büyük bir şoka dayanıklı değil. 2005’te gözden geçirilmesine rağmen 2009’da yeniden başarısız olan euro bölgesi İstikrar Paktı’ndaki hataların tekrarlanmaması gerekiyor. Eğer kurtarma planı başarısızlığa uğrarsa, euro bölgesinin geleceği de tehlikeye girecektir” dedi.
İspanya'nın kamu borcunun gayri safi yurtiçi hâsılaya (GSYİH) oranı şu anda yüzde 50 seviyesinde bulunuyor. Her ne kadar bu oran, kıtanın büyük ekonomileri Almanya ve Fransa ile kıyaslandığında daha düşük olsa da, Münchau ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durum nedeniyle bu oranın hızlı şekilde artacağına işaret etti.
İspanya'nın euro birliğine katılmasıyla birlikte, faizlerde yaşanan gözle görülür düşüş, mortgage kredi imkanlarını kolaylaştırarak konut sektöründe balon yaşanmasına neden olmuş, uygulamaya koyulan tüm finansal düzenlemelere rağmen bu balonun önüne geçilememişti.
Münchau, İspanya'nın şu anki durumunu, 1990'lı yılların başında patlayan konut balonu sonrasında Japonya'nın yaşadıklarına benzetti.
Japonya, konut balonunun patlamasını takip eden 20 yıllık süreçte deflasyon, yavaş büyüme ve yüzde 200'lere varan kamu borcunun GSYİH'ye oranıyla karşı karşıya kaldı.