Devlet Bakanı Mehmet Şimşek 2007 yılı dahil, Türkiye'nin ortalama yüzde 6,7-6,8 oranında büyüdüğünü ve bunun hiç küçümsenemeyecek bir başarı olduğunu belirterek, "Bizim yüzde 7 büyümeyi sürdürebilmemiz için ciddi bir reform programını ortaya koymamız gerekir" dedi.
Bakan Şimşek, CNN-Türk'te katıldığı bir programda soruları yanıtlarken, dünyada yaşanan sıkıntıların büyüklüğünün, derinliğinin henüz saptanamadığını belirterek, içinden geçilen sarsıntıları dikkatle izlediklerini ve ciddiye aldıklarını söyledi.
Dünya bankacılık sisteminin mütevazı bir rakam olan 200 milyar dolar kaybetmesi halinde, sermaye yeterlilik oranlarını yüzde 10 düzeyinde tutmaya çalışsalar bile kredilerde 2 trilyon dolarlık daralma yaşanabileceğini anlatan Şimşek, "durum bu kadar ciddi olmasa 5 merkez bankası birleşmez, bankacılık sektörüne 100 milyar dolar destek sağlamaz, FED, faizleri bu kadar aşağı çekmezdi" diye konuştu.
Türkiye ekonomisinin geçmişe göre kırılganlığının azaldığına dikkati çeken Şimşek, kur riskinin azaldığını, faiz riskine duyarlılığın azaldığını, ancak Türkiye'nin buna rağmen dış sarsıntılardan etkilenmesinin normal olduğunu kaydetti.
Seçimlerden sonra bütçe performansının zayıf olduğunu görerek, hemen önlemler aldıklarını ve bütçeyi sağlam zemine oturtmak için çalıştıklarını ifade eden Bakan Mehmet Şimşek, uzun vadede buna dönük önlemlerin başında sosyal güvenlik reformunun geldiğini hatırlattı.
Şimşek, "onu da bitirdik sayılır. Ümit ediyorum Ocağın 15'inden önce çıkacak. Eğer Türkiye mevcut sistemle devam ederse sosyal açıkların milli gelire oranı yüzde 344 olacak. Milli geliri kümülatif olarak yutacak. 2 katrilyona yakın bir kaynağı genç nüfusa rağmen, sistemin deliklerini kapatmaya aktaracak, eğitime, Ar-Ge'ye aktaramayacaksınız."
Türkiye'nin trend olarak yüzde 6-7 olan büyüme potansiyelinin altında büyüyeceğini anlatan Şimşek, reformların yanı sıra verimliliğin de artması gerektiğini belirterek, dolar bazında iş gücünün 1 saatte Türkiye'de 13 dolar, ABD'de 44 dolarlık üretim gerçekleştirdiğine dikkati çekti.
BÜYÜMEDEKİ YAVAŞLAMA
Yavaşlama yaşanmasına rağmen, Türkiye'de 23 çeyrektir aralıksız bir büyüme yaşandığını hatırlatan Şimşek, söz konusu yavaşlamanın da kuraklık ve petrol fiyatlarındaki aşırı artıştan kaynaklandığının altını çizdi.
"Petrol fiyatlarındaki artışın net ihracata etkisi -3 puan. Net ihracat nötr olsa büyüme yüzde 5 olurdu" diyen Şimşek, Türkiye'nin en rekabetçi enerji fiyatına sahip olmamakla birlikte reel olarak 2002'nin altında olduğunu, Fransa'nın ise nükleer santralleri sayesinde en ucuz enerjiye sahip olduğunu anlattı.
Türkiye'nin henüz yüzde 7 büyümeyi sürdürebilecek bütün reformları ortaya koymadığını kaydeden Bakan Şimşek, bu reformları 2008'den başlamak üzere ortaya koyacaklarını söyledi.
Son dönemde büyüme hızının takdir edilmesi gereken düzeyde olduğunu vurgulayan Şimşek, yüzde 7 büyümenin sürdürülebilmesi için Türkiye'nin ciddi bir reform programını ortaya koyması gerektiğini kaydetti.
"LAİKLİĞİ GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ"
Türkiye'de laiklikle ilgili tartışmaları da değerlendiren Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, "açık ve liberal bir topluma doğru gidiyoruz. AB'ye girmeye çalışıyoruz. Bu kaygılarla bu çabalar tam ters istikamette. Laiklikle ilgili kaygılar yersiz. Laiklik, toplumsal barış için çok önemli ve biz laikliği güçlendirmek istiyoruz" dedi.
AB üyelik sürecinde Fransa'nın tutumunu da eleştiren Bakan Şimşek, "Fransa'nın şu anki tavrı bizi çok üzüyor. Eğer Türkiye, reformlarını hızlandırır, güçlü bir konuma gelirse Türkiye AB'ye girer. Girmese de hiç önemli değil. Fransa'nın tavrına rağmen bu sürece devam edeceğiz" diye konuştu.
Ocak ayında 7. gözden geçirmenin sona ereceğini hatırlatan Şimşek, Türkiye'nin IMF'nin üyesi olduğunu, ilişkilerin doğal olarak devam edeceğini belirterek, IMF'nin Amerikan ekonomisi hakkında da rapor yazdığına dikkati çekti.