Bu konuda en önemli risk tabii ki, insan sağlığı ve yaşanabilecek dünya çapında bir salgında olabilecek can kayıplarıdır. Umarım en kısa zamanda kontrol altına alınır ve engelleyici-tedavi edici ilaç-aşı neyse bulunur. İşin ilginci, Bill Gates Vakfının birkaç ay öncesinde benzer bir salgın similasyonu yaptığı ve olası virüsün patentini aldığı konusundaki haberlerin olması! Artan dünya nüfusunu beslemenin zorluğu, küresel ısınma nedeniyle dünya coğrafyasında beklenen değişimler ve beklenen mecburi olası kitlesel nüfus göçleri, ve tabii ki insanların para hırsı yüzünden bu tip senaryo hastalıklar-virüsler üretilip dünyaya yayılabilir endişesini yıllardır taşıyorum. Umarım böyle işler olmaz.
Virüs konusundaki dünya için diğer çok önemli risk de, ticaret ve büyümede yaratabileceği etkilerdir! Sonuçta Çin dünyanın en önemli ihracatçısı olmakla birlikte, aynı zamanda en büyük ithalatçısı denebilir. Virüs kontrolden çıkacak olursa, bu korku ve hastalığı uzak tutma endişesi, Çin'e seyahati ve Çin ile ticareti baltalayabilir. Seyahat zaten hemen etkisini göstermiştir. Ama devamında Çin'den ithalatta da ciddi düşüşler ve yön değiştirmeler olabilir. Düşünün mesela, dünya çocuklarının oyuncaklarının çoğunu üreten Çin'den gelen bir oyuncağı artık çocuğunuza vermek ister misiniz? Alsın ellesin, ağzına soksun bunlar ebeveynleri korkutmayacak mıdır? Aynı şekilde özellikle vücut teması olan tekstil ve gıda ürünlerinde de benzer korkular artabilir.
İşte bu nedenle tam da 2020 için kıpırdanmaya başlamasını beklediğimiz dünya ticareti, yeniden baskılanmaya başlayabilir. Bu durum tüm dünya için başta Çin olmak üzere büyüme oranlarının aşağı yönlü revizelerine neden olabilir. Ama bizim gibi ülkeler ise, bu durumun riskinden yeni ticari paylar kapabilir. Misal, aynı şekilde oyuncak, tekstil, gıda vs. gibi alanlarda sipariş bağlantıları alabiliriz.
Virüs konusunda diğer önemli bir şüphem ise, dünya ilaç ve sağlık ticareti senaryoları ile yapılabilecek bir takım senaryo sabotajlardır. Kim bilir belki paronoyak yaklaşımlar gösteriyor olabilirim. Ama dünya sağlık ekipmanları ve ilaç sanayinin en büyük ithalatçısının ABD olduğunu düşününce ve Bill Gates Vakfının benzer bir similasyonu birkaç ay öncesi yapmasından sonra bu salgının çıkmasına bakınca, ister istemez insan bunları düşünüyor.
Dünya Beşik Gibi Sallanıyor!
İşte bu da doğanın bize yaptığı diğer bir uyarı! Dünyanın her yerinden artan bir deprem felaketi haberleri almaya başladık. Son 24 saat içinde bile bir çok ülkede 7.7 seviyesine ulaşan depremler yaşandı. Ülkemizin de bir çok yerinde depremler oluyor. Maalesef bu risk de çok önemlidir. Umarım Elazığ depreminden çok daha büyük benzer acıları yaşamayız.
Ama artık deprem gerçeği ile birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu hem iktidarların, hem de insanların iyice görmesi, anlaması lazım. Bu gerçeğe göre de her alanda tedbir alınmalı. Yapılan tüm inşaatların bu risk ön planda tutularak, çalmadan, çalınacak olanın insan hayatı olduğunu unutmadan yapılması sağlanmalıdır. İnşaat kalitesi düşük ve riskli olan mevcut konut alanlarının hızla kensel dönüşümlerle planlanıp, daha güvenli yaşam yerlerine dönüştürülmesi gereklidir.
Tabii ki insan hayatına yönelik tedbirler öncelikli olmalıdır. Ama aynı derecede üretim merkezleri için de benzer tedbirler alınmalıdır. Türkiye'nin sanayi üretiminin büyük yüzdesi İstanbul ve hemen yakın çevresindeki şehirlerde toplanmış durumda. Aynı şekilde ticari hayatın merkezleri de İstanbul ve yakın çevresinde odaklanmış durumda. Yani İstanbul'da yaşanacak önemli ve kayıp verdiren bir deprem, hem can, hem de üretim kayıpları için çok büyük risk yaratıyor. Sanayi büyük darbe görebilir. Bu nedenle konutlara göre tedbiri daha kolay olan, çok katlı olmayan, çelik aksamları daha çok olduğu için daha sağlam olabileceğini düşündüğüm üretim alanlarını yine de deprem riski ile yeniden elden geçirmeli, güvenlik konusundaki tedbirleri ihmal etmeden almalı ve aldırmalıyız. İstanbul konusunda bu kadar çok uzman uyarılar yapıyorsa, üzücü bir felaket riskinin arttığını bilmeliyiz.
Bu vesile ile bir uyarı yapmak istiyorum! Tabii ki, canın yanında malın kıymeti konuşulmaz. Ama sonuçta yaşanabilecek her türlü felaket sonrasında hayat yine devam edecek. Bu nedele hayatını sürdürenler için olası gelişmeler de çok önemli olacaktır. Allah korusun ve olmasın diyorum. Ama ülkemizi sarsacak bir deprem sonrası borsalarda çok sert düşüşler görülecektir. Ama özellikle çimentolar, camlar, demirçelikler ve ilaç sektöründe ise çok sert yükselişler yaşandığı uyarılarını yapmak istiyorum. 1999 depremi bana bu tecrübeyi yaşattığı için, son dönem ülkemizin birçok yerinde yaşanan depremler ve beklenen riskler bu uyarıyı da yapmamı gerektiriyor.
BİST Teknikleri Ne Diyor?
BİST'in yükselişinde bir türlü olmuyor diye tedirgin olduğumuz düzeltme, virüs salgınının dünya genelinde yarattığı endişe ile yaşanmaya başladı. Benim için önemli birkaç seviye var. 119.500, 118.620'de bulunan bollinger ve gap boşluğu desteği ve 115.932 seviyeleridir. Özellikle 115.932 civarı destek kırılmadığı müddetçe yükseliş trendinin süreceği beklentim bozulmaz. Ama eğer bir şekilde bu seviye görülür ve kırılacak olursa, o zaman altında yer alan ve öncesinde de dikkat çektiğim 112.876 gap boşluğunun kapanma riski artar. Tabii böyle bir gelişme yaşanması halinde, yükseliş hakkındaki beklentilerimiz ve bunun süreleri de değişecektir.
Şimdilik 119.500 desteğini önemli buluyorum. Gelişmiş borsalarda yaşanan yükselişler sonrasında, BİST'in de güne yükselişle başlamasını seans başı alımların gelmesini bekliyorum. Ama önemli olan sonrasında ne olacağı olacaktır. Dün de yükselişler yaşanmasına rağmen, sonrasında eksi kapatan bir endeks gördük biliyorsunuz.
İşte endeksin sahip olduğu bu riskler nedeniyle hisse bazındaki takiplerin yine öncelikli olması gerektiğini düşünüyorum. Bu dönemde yükselen hisseler sizler için önemli parite imkanları da yaratacaktır. Bu nedenle zamanı gelince bu ortamda yükselen hisselerde kar realizasyonları yapılarak, düşen ama beklentisi olan diğer hisselere dönüşler yapılması halinde, ekstra parite karları elde edilebilir. Bunun için hisselere aşık olmamayı başarmak ve yükseliş sürerken bu direnç sonrası nereye, sonraki direnç üstünde nereye yükselecek diye sormadan, beklemeden bir yerde karı realize etmeyi ve kazançları cebe koymayı bilmek gerekir!
Trump'ın Ortadoğu Planı!
Kabul edilebilir bir plan olarak görmüyorum. Ama Kudüs konusu Türkiye ile ABD, Trump ile Erdoğan arasındaki ilişkileri gerebilir. Umarım şu sıra sahip olduğumuz onca önemli risk varken, böyle bir gelişme yaşamayız.
Yazılarımın içeriğinde yer alan tüm teknik karşılıkları Destek-Direnç Tablomuzdaki paylaşımlarımda bulabilirsiniz. Destek-Direnç paylaşımlarını sadece son gün olarak değil, önceki günlerdeki seviyeleri ve paylaşımları da dikkate alarak takip ediniz. Özellikle hisseler için tablodaki filtreleme özelliğini kullanmayı alışkanlık edinin.
Hepinize önce sağlık ve bol kazanç dilerim.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
www.borsaanalizci.com
Twitter: @Stratejist