FİNANS

İMKB'de taban arayışı sürüyor

Hisse senedi fiyatları ucuz ve orta-uzun vadede yüksek getiri vaat ediyor. Ancak halen taban oluşumu süreci devam ediyor.

İMKB'de taban arayışı sürüyor

Borsalarda ocak ayının ilk haftası karışık bir seyre sahne oldu. İran faktörünün etkisi ile % 5,7 yükselen petrol fiyatları, petrol ihracatçısı Rusya & Brezilya ikilisinin haftanın en iyi performans gösteren hisse marketleri olmasını sağladı.

Gelen güçlü ekonomik verilerin etkisi ile ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde de ibre yukarıyı gösterirken, borç sorunu yaşan AB ülkeleri ile birlikte IMKB 2012 senesine satıcılı bir başlangıç yaptı.

IMKB 'nin uzun zamandır paralel hareket ettiği Bombay'ın (Hindistan) % 2,7 yükseldiği haftada % 2,1 değer kaybetmesinin ağırlıkla hafta içinde ön plana çıkan lokal gelişmelerden kaynaklandığını söyleyebiliriz.

Borsalar neden 2 yıl üst üste düşmüyor?
Geçen haftaki yazımızda geride kalan 20 yılda gerek Dax endeksinin gerek dolar bazında IMKB 100 endeksinin 2000-2002 kesiti dışında peş peşe iki yıl değer kaybetmediğine dikkat çekmiş, 2011 yılında dolar bazında % 37 değer kaybeden IMKB 'nin, yılın ilk bölümünde bir taban oluşumu gerçekleştirdikten sonra ibreyi yukarı çevirerek 2012 yılını güçlü bir yükselişle kapatması olasılığını yüksek bulduğumuzu ifade etmiştik.

2000-2002 dönemi dışında geride kalan 20 yılın tamamında hisse marketleri iki yıl peş peşe değer kaybetmemiş, bir yıl değer kaybı yaşanmış ise takip eden yıl yaraların sarılmış ibrenin yukarı dönmüş olmasının mikro iktisat kurallarının işlemesinden kaynaklandığına atıf yaparak bu konuyu önümüzdeki hafta irdeleyeceğimizi aktarmıştık.

Öncelikle bir noktanın altını çizmekte yarar var bu kural her borsa için geçerli değil. Eğer bir ülke ekonomisi büyüyemiyor aksine ekonomik daralma yaşıyorsa bu daralma kronikleşmiş ve 6-12 aydan öte bir süreyi kapsıyorsa ilgili ülke borsasının değil 2 yıl peş peşe 5 yıl dahi gerilediğine şahit olabiliriz. Japonya bu konuda en çarpıcı örneği teşkil etmektedir.

Ancak Merkez Bankaları vasıtası ile para politikalarının son derece etkili olduğu günümüz koşullarında dünya ekonomisinin kronik resesyona girmesi ve Japonya örneğinin dünya geneli için bir örnek teşkil etmesinin son derece düşük olasılık taşıdığı görüşündeyiz.

Genel eğilim dünya ekonomisinin ortalama 4-5 yıl yüksek büyüme hızı yaşaması, bu büyüme periyotlarını takiben sindirim kesiti sayılabilecek 6-9 aylık durgunluk ya da resesyonların gerçekleşmesi, sindirim sonrası dünya ekonomisinin yeniden büyümeye başlaması denebilir.

Büyüme dönemlerinde daha çok kar eden şirketlere ortak olmayı ifade eden hisse fiyatları yukarı giderken, sindirim kesitleri sorunları da beraberinde getirdiği için durgunluk-resesyonlarda hisse fiyatları gerileyerek alım fırsatları yaratıyor.

Gerilemeler sorunlarının büyüklüğü ile orantılı olup 2008 krizinde fiyatlanan kapitalizmin çökmesi ve başta ABD olmak üzere dünya genelinde zincirleme iflaslar yaşanması korkusu olası dibi ararken yakın tarihte dikkate alabileceğimiz en önemli referans düzeyi teşkil ediyor.

Öz-sermaye mali değerleme yaparken dikkate alınacak tek veri değilse de, hisse başına karlılık ile birlikte en önemli iki veriden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Öz-sermaye bir şirketin varlıklarının değerinden borçlarını düştükten sonra geriye kalan net aktif değerdir.

Kar eden şirketlerin öz-sermayeleri ( ve uzun vadede hisse fiyatları ) düzenli olarak yükselir, zarar edenlerde ise tersi yaşanır. Şirketler elde ettikleri karın bir bölümünü ortaklarına temettü olarak dağıtsa da ihtiyaçları dahilinde karlarının belirli bir bölümünü ukdelerinde biriktirirler.

Bu bakıma IMKB'de 2012 yılının en düşüğü neresi olabilir sorusuna yanıt ararken yakın tarihin en önemli krizi kabul edebileceğimiz 2008 Mortgage krizinde oluşan fiyatlar bize referans teşkil edebilir.

Mortgage krizinde öz-sermayesi 10 milyar TL iken en düşük 4 TL yi gören bir şirketin şimdi öz-sermayesi 15 milyar TL olmuş ise, fiyatının 6 TL ye gerilemesi durumunda eş ucuzlukta olacağını ifade etmek ya da eş önemde bir krizde en düşük 6 TL ye kadar gerileyebileceğini düşünmek prensip olarak yanlış olmaz.

Elbette aradan geçen 3 yılda şirketin kar performansındaki pozitif ya da negatif değişim, ya da düzenli nakit temettü ödeyen ve bu nedenle öz-sermayesi fazla yükselmeyen bir şirketin, gerek geride kalan 3 yılda gerek ödediği gerek ise önümüzdeki yıllarda ödeyeceği kar payına ilişkin beklenti gibi pek çok faktör mikro ( şirket bazında ) tahminleri değiştirecektir.

Spesifik riskler ve spesifik beklentiler hisse bazında 2008 en düşüklerinin eş büyüklükte bir kriz yaşanıyor olsa da, test edilmesine engel olabilir. Ya da daha büyük bir iskontonun yaşanmasını tetikleyebilir. Bu nedenle tabloda yer alan 2012 baz en düşük fiyat değerleri direkt veri kabul edilmemeli veya demek ki bu hisse bu fiyata kadar düşecek anlamı çıkarılmamalıdır.

Ancak düz ve basit bir bakışla temmuz 2011 den beri yinelediğimiz üzere IMKB geneline baktığımızda o günden bugüne % 50 artan şirket öz-sermayeleri nedeni ile IMKB 100 endeksinde 2009 yılının en düşüğü olan 22,500 puanın bugün 34,000 puana denk geldiğini söyleyebiliriz.

Biz 2011-2012 dönemine damgası vuran AB borç krizinin 2008-2009 Mortgage krizinden görece daha düşük bir risk profili içerdiği, öte yandan geride kalan 3 yılda Türkiye ekonomisinin önemli mesafe kat ettiği ve bu iki faktörün potansiyel taban adresi ararken öz-sermaye karşılıkları ile hesapladığımız 34.000 puanı % 20 kadar yükseltmemizi gerektirdiği görüşündeyiz.

Bu gerekçelerle biz önümüzdeki 8-10 haftalık kesit içinde AB den sert negatif haber akışının devam etmesi durumunda IMKB 100 endeksinde aşağı yönlü marjın 42,000 puan ile sınırlı olduğunu düşünüyoruz.

Strateji
Hisse senedi fiyatları ucuz ve orta-uzun vadede yüksek getiri vaat ediyor. Ancak halen taban oluşumu süreci devam ediyor ve hisse fiyatlarının çok daha ucuz seviyelere gerilemesi ihtimali geçerliliğini koruyor. Hafta Asya işlemlerinde Hürmüz boğazında İran ve ABD arasında sertleşen restleşmenin etkisi ile hafif satıcılı açıldı. Eskisi kadar olmasada dikkatle izlenecek diğer başlık bugün bir araya gelecek Merkel ve Sarkozy olacak.

AB cephesinin herkes ayağını yorganına göre uzatsın merkezinde başlattığı müktesebat değişikliği süreci ülke bazı iflas risklerini görece düşürdüyse de, kemer sıkma politikaları nedeni ile AB 2012 de resesyon riski ile karşı karşıya. Bugün gerçekşecek zirvede resesyon sorununa çare aranacak.

Bu haftadan ziyade önümüzdeki hafta etkili olmaya aday faktör ise ABD bilanço sezonunun bugun başlayacak olması. Önümüzdeki hafta bu pencereden haber akışı hızlanacak.

Geçen hafta "IMKB 'nin ocak-şubat kesitinde 52.800 ve 54.000 dirençlerini geçmesinin kolay olmadığını, 51.000 yakın desteğinin altında 49.000 ve daha aşağıda 45.000 - 46.000 güçlü desteğinin test edilme olasılığının asgari % 40 olduğunu " düşündüğümüzü paylaşmıştık.

Beklentilerimizde bir değişiklik yok. IMKB lokal faktörlerin etkisi ile 2012 yılına zayıf bir başlangıç yaptı ve 52.956 puanı gördüğü haftayı 50.182 seviyesinde tamamladı.

Kısa vade için yukarı yönlü hareketlerde 52.000 puanı güçlü bir direnç haline getiren IMKB 100 endeksinde gerek 50.000 yakın desteği gerek ise yıpranmış ve gücünü kaybetmiş olmakla birlikte 48.600-48.800 desteği dış borsalarda yumuşak bir seyir olursa ibreyi yukarı çevirme şansını koruyor.

Ancak dışarıda da satıcılı bir seyir yaşanırsa IMKB 'nin yıpranan 48.600 desteğini aşağı geçerek 45.500 puana kadar gerileyebileceğini, 45.500 desteğinin ocak ayı içinde aşağı geçilmesi ihtimalinin düşük olduğunu ( 42.000 puan riskinin şubat-mart döneminin konusu olduğunu ) ve alış işlemleri için emniyetli göründüğünü düşünüyoruz.

USD/TRL
TCMB 'nin enflasyon hedeflemesi dahilinde düzenli müdahalelerine sahne olan USD/TRL de 1,85 ve 1,82 kısa vadeli destek seviyeleri olup dış piyasalarda yumuşak bir seyir senaryosunda 1,91 direncinin üzerine çıkılması zor gözüküyor.

Dış piyasalarda güçlü negatif bir havanın hakim olması durumunda ise USD/TRL'nin 1,91 direncini aşabileceğini ve 2,00 seviyesine kadar yükselebileceğini düşünüyoruz.

Şubat ayı içinde 2,1 seviyesini de test etme potansiyeline sahip olan USD/TRL de 2012 sonu kur beklentimiz ( 1,55 - 1,65 ) ekseninde orta - uzun vadeli risklerin halen yüksek olduğu görüşündeyiz.

(Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü Eral Karayazıcı)

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler