Babacan "Zaten kıdem tazminatı hakkı olan vatandaşların yüzde 90'ı kıdem tazminatı alamıyor" dedi. Kredi kartında aşırılığın oluştuğu alanlara daha fazla düzenleme yapacaklarını belirterek, "Makul bir miktarda kredi genişlemesinin de önünü açık tutacağız. O makul kelimesinin altını çizerek söylüyorum. Aşırılık ekonomimize zarar veriyor. Kredi hacmi büyüyecek ama makul ve dengeli büyüyecek" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye Sigorta Birliği'nin (TSB) Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) 10. yıl dönümü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
BES'TE DEVLET KATKISI 1 MİLYAR 950 MİLYON
"2014'te devlet katkısı için ne kadar bir bütçe ayrıldı?" sorusuna karşılık Babacan, 2014 bütçesine koydukları devlet katkısının 1 milyar 950 milyon lira olduğunu belirterek, "Yaklaşık 8 milyar liraya kadar vatandaş ilave prim yatırırsa bunun 4'te 1' i kadarını da devlet yatırmaya hazır. Bunun üzerinde olursa da her zaman önü açık. Bu sadece endikatif bir rakam. BES ile ilgili kaynak gerektiğinde bu kaynağı bütçemizin diğer kalemlerinden bulmak mümkün. İlave büyüme olursa bununla ilgili ek ödenek sağlanacaktır" diye konuştu.
"BES'teki performansın devamını bekliyor musunuz? Kıdem tazminatı fonları kurulacak mı?" sorusuna ise Babacan, "Bütçe boyutuna bakacak olursak bütçeye koyduğumuz rakam yılbaşı ödeneği olarak yüzde 56 daha fazla. Sonuç itibariyle hedefleri de açıklamış değiliz. Sektör kendi hedefler koyuyor ve o hedeflere ulaşmak için çalışıyor ama bizim BES 'te hedefimiz şudur diye açıkça ortaya koyduğumuz bir rakam yok" diye cevap verdi.
"Tasarruf etmek için vatandaşların daha çok sebebi olacak"
"VATANDAŞLARIN YÜZDE 90'I HİÇBİR ŞEKİLDE KIDEM TAZMİNATI ALAMIYOR"
Ali Babacan, makroekonomik politikalar açısından özellikle krediye dayanan bir tüketim konusunda aldıkları ve alacakları tedbirler bir arada düşünüldüğünde tasarruf etmek için vatandaşların daha çok sebebi olacağını söyledi.
Kıdem tazminatı konusuna da değinen Babacan, bu konunun Türkiye'nin çalışma hayatı ile ilgili en büyük problemlerinden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"İstatistiklere baktığımızda kıdem tazminatı hakkı doğan vatandaşlarımızın sadece yüzde 10'unun bu haktan yararlanabildiğini, yüzde 90'nın ise hiçbir şekilde kıdem tazminatı alamadığını görüyoruz. Fakat yüzde 10'luk kesim aynı zamanda sendikalarımızın daha aktif olduğu bir kesim. Dolayısıyla sendikalarımıza sorduğumuzda 'bizim böyle bir problemimiz yok' diyorlar. Çünkü kamuda çalışan hakkını alıyor. Kurumsallaşmış şirketlerde ve özel sektörde olanlar da hakkını alıyor. Ancak sendikasız kesim bu hakkını alamıyor. Sendikasızlardan da kötüsü, işsizlerin hiç temsilcisi yok. Dolayısıyla sendikalı küçük bir kesimin temsilcisi ve işveren masaya oturuyor. İşsizlerin ve çalışan geniş kitlelerin temsilcisi o masa etrafında yok."
Babacan, bu konu hakkında karar verirken tüm kitleleri düşünerek karar vereceklerini ifade ederek, "Çalışma Bakanlığımızın taslak çalışmasında kıdem tazminatı sisteminden kıdem tazminatı fonuna geçerken model aslında BES'e göre kurgulanmış durumda. Mecburi yapmak durumunda da değiliz. Bir işyerindeki işçilerin çoğunluğu kıdem tazminatı fonuna geçmek istiyorsa bunu çalışanlara bırakabiliriz. Ama çalışanlar 'eski sistemde devam etmek istiyorum' diyorsa o da devam etsin. Fona geçmek isteyenler için de bu kapının da açılması gerekiyor. Yüzde 90' lık mağdur bir kitle var. Onların da hak kayıplarını düşünerek hareket etmek lazım" diye konuştu.
Kıdem tazminatı fonları BES'e yönelirse o noktada da devlet katkısını vereceklerine işaret eden Babacan, bunun da kıdem tazminatı fonunun gelişmesi için ilave bir teşvik olacağını söyledi.
"KREDİ KARTINDA GEREKLİ EK DÜZENLEMELERİ ÇALIŞIYORUZ"
Babacan, bireysel krediler, tüketici kredileri kredi kartları ile ilgili düzenlemelerin önemli bir bölümünü yaptıklarını, bunların yayımlanıp uygulamaya girdiğini belirterek, "Geride kalan 3 çalışma alanı vardı. Bu üç alanla alakalı etki analizleri üzerinde çalışılıyor. Bu çalışma bittikten sonra hangi alanda ne kadar düzenleme yapacağımızın kararını vermiş olacağız. Aşırılığın oluştuğu alanlara daha fazla düzenleme yapacağız ama makul bir miktarda kredi genişlemesinin de önünü açık tutacağız. O 'makul' kelimesinin altını çizerek söylüyorum. Aşırılık ekonomimize zarar veriyor. Kredi hacmi büyüyecek, ama makul ve dengeli büyüyecek" ifadesini kullandı.
Ali Babacan, kredilere, ihracat, yatırım ve KOBİ'ler içinse "evet" dediklerini, ancak tüketim içinse dikkatli olmaya devam edeceklerini vurgulayarak, gerekirse ilave tedbirler alacaklarını söyledi.
Kredi ve kredi kartına müdahale yolda
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi ve kredi kartında aşırılığın olduğu alanlara müdahale edeceklerini belirterek, “Malum aşırılık ekonomiye zarar veriyor. Bu nedenle makul genişlemenin önünü açacağız” dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) devlet katkısının etkilerinin açıklandığı basın toplantısında basın mensuplarının gündeme dair sorularını yanıtladı.
Sigortalar Birliği (TSB)Yönetim Kurulu Başkanı Recep Koçak’ın Kıdem Tazminatı Fonu’nda BES’in de yer alması önerisi ile ilgili yorumlarının sorulması üzerine Babacan, şunları kaydetti:
“Kıdem tazminatı hakkından yüzde 10 pay alıyor, yüzde 90 alamıyor. Bu yüzde 10 sendikalılık oranının büyük olduğu kesim. Bunun yanında kamuda olanlar, büyük şirketlerde görev yapanlar hakkını alıyor. Burada sendikasız yığınlar hakkını alamıyor. Örnek veriyorum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı sendikalarla bir araya geliyor. Masada yüzde 10 var, kıdem tazminatı alamayan yüzde 90 yok. Gelinen aşamada Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kıdem tazminatı ile ilgili projeyi yürütecek. Ama biz iktidar olarak her kesimi göz önünde bulundurmalıyız.
Kıdem Tazminatı Fonu’nu bir şirket temelinde de ele alabiliriz. Şirkette görev yapanların büyük bölümü fona geçmeye sıcak ise bu yapılabilir. Tabii dileyenler de eski sistemde devam edebilir. Ama bir şirkette görev yapanlar Kıdem Tazminatı Fonu’ndan yana ise, bu anlamda irade koyuyorsa biz kapıyı açmalıyız. Çünkü burada yüzde 10 şanslı, yüzde 90 mağdur. Bu mağdurların temenni ve taleplerini karşılamak, hak kayıplarını gidermek sorumluluğumuz. Öte yandan o da sistemin ilerlemesi, fonun ilerlemesi için önemli bir ilave teşviktir. Tabii bunlar fikir ve tasarı safhasında, onu da unutmayalım.”
Cari açıkla ilgili bir soru üzerine de Babacan, “Tahminleri ortaya koyduk. Bu sene yüzde 7’yi bir miktar aşan açığa ihtimal veriyoruz. Tabii bize göre açığı ay ay değil de, senenin tamamına bakarak ele almada fayda var” şeklinde konuştu.
KREDİ KARTI UYARISI
Kredi kartı limit ve taksit sınırlaması yasa tasarısına ilişkin olarak ise Babacan, “Bireysel kredi, tüketici kredisi, kredi kartı ile ilgili yasal yeniliklerin önemli bir bölümünü yaptık. Bunlar Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladığımız mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girdi. Şu an üç alanda ise Kalkınma Bakanlığı, Merkez Bankası, Hazine ve BDDK etki analizi ile ilgili çalışıyor. Bu çalışmalar bittikten sonra hangi konuda, ne kadar yenilik yapılacak, bunların kararını vereceğiz. Şu beyan edilmeli; aşırılığın meydana geldiği alanlarda daha fazla yenilik yapacağız. Makul kredi genişlemesinin önünü açacağız. Makul kelimesinin altını çiziyorum. Malum aşırılık ekonomiye zarar veriyor. Kredi hacmi makul ve dengeli büyüme önemli. Krediler üretim içinse, ihracat içinse, yatırım içinse evet ama tüketim içinse işte orada dikkatli olacak, makul olacak. Bu anlamda ilave önlemleri alacağız” dedi.
"BDDK GÖRÜŞE AÇACAK"
Kredi ve kredi kartının yasal prosesi için bir takvim belirlenip belirlenmediği sorularına Babacan, “Burada kredi kartının yanında bireysel kredileri de ele alacağız. Ürün nevi ile kredi taksitinin bağına bakacağız. Bu yenilikler yakında tamamlanacak. Karar almamız haftalar içinde olur, uygulama için de bir takvim olur. Bilhassa ürünün sektörü, alım satımı ile ilgili etkiler ölçülebilir olmalı. Çünkü kimi alanlarda daha keskin, süratli tedbirler alınmalı. Bunların uygulaması BDDK tarafından yapılacak. BDDK, bunu görüşe açacak. Biz de bir çerçeve ortaya koyacağız. Gelen görüşlere bağlı olarak nihai uygulama başlayacak” yanıtını verdi.
İLAÇ İÇİN BELİRLENEN KUR
İlaç için euro kurunun 1,95 lira olduğuna işaret edilince Ali Babacan, şunları söyledi:
“İlaç ile ilgili olarak da 2009’dan bu yana global bütçe uygulaması yapıyoruz. Global bütçe uygulamasında enflasyon farkı veriliyor. Kurun artmadığı, gerilediği dönemde dahi o senelerin enflasyonu verilmiş durumda. Şu an sektörün talebi ‘enflasyon farklarını aldık, bir de şu 4 senenin ayrıca kur farkını alalım’. Bu karşılanamaz, gerçekçi değil. Bizim için global bütçemiz devam edecek. Yani ‘ilaç fiyatları geriledi, kaliteden çalalım’ diyebilirler. Bunun denetimi devlet tarafından yapılır. Yine ‘kur farkını verin, yoksa kötü ilaçlar piyasada olacak’, bu baskılar boşunadır. Burada bir kararlılık vardır. Enflasyon farkını verdiğimiz ürünlere devlet olarak kur farkını da veremeyiz, kusura bakmasınlar. 2008’den bu yana enflasyon toplamını görsünler. Dezenformasyon çabalarına dikkat etmeliyiz. İthal kalemlerimizden ilaç konusunda dikkatli tutumumuz devam edecek.”