SON DAKİKA... Yurt içi piyasaları heyecanla Merkez Bankası'nın açıklayacağı politika faiz kararına çevrildi. En son Mart ayında politika faizini değiştiren Merkez'in Ekim ayında nasıl bir karar vereceği merak konusu oldu. Fed'in 4 yıl aradan sonra politika faizini 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına çekmesi TCMB'nin de faiz indirimine gidip gitmeyeceğini merak ettirdi.
TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), geçen ayki toplantıda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tutmuştu. Bankadan faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Kurulun enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmişti.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan'ın başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) ekim ayı politika faizini açıkladı.
Mart ayında 500 baz puan artıran Merkez Bankası, geçen yıl Haziran’dan bu yana yüzde 8,5 politik faizini 4.150 baz puan artırarak yüzde 50 seviyesine yükseltmişti. Piyasaların Ekim ayı faiz kararı beklentisi ise sabit kalması yönündeydi. TCMB beklenti doğrultusunda hareket ederek politika faizini bu ay da sabit bıraktı.
AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tahmini, Ekim ayında Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 50'de sabit bırakması yönündeydi. Ayrıca ekonomistlerden 5'i yıl sonunda politika faizinin yüzde 50,7'si yüzde 47,5 olacağını öngördü.
Reuters anketine katılan 10 ekonomistin 6'sı politika faizinin ilk kez Aralık ayında indirileceğini, diğerleri ise bu indirimin Ocak ayında gerçekleşmesini bekliyor. Reuters anketlerinde, önümüzdeki yıl sonuna kadar en az 20 tam puan indirim beklentisi öngörülüyor.
Eylül ayında enflasyonun ana eğilimi bir miktar yükselmiştir. Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştığını ima etmektedir. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik ise son dönemdeki veri akışı ile artmıştır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir.
Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon sürecini güçlendirecektir. Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.
Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Sterilizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecektir.
Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.