İSTANBUL (AA) - İngiltere Etki Yatırımı Enstitüsü Başdanışmanı Jamie Broderick, iklim değişikliğinin toplumsal gereksinimlerle sermaye arasındaki bağı kuvvetlendirdiğini belirterek, "Tüketiciler de iklim değişikliği konusunda bir şey yapmak istiyorlarsa yatırım ve emeklilik portföylerini buna yönelik olarak kullanabilirler." dedi.
"Sürdürülebilir Büyümenin Sermaye Piyasaları Yoluyla Finansmanı" konferansı, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi ana desteği, Borsa İstanbul ve CFA Institute ana sponsorluğunda gerçekleştirildi.
İngiltere Etki Yatırımı Enstitüsü Başdanışmanı Broderick, konferansta yaptığı konuşmada, yatırımından geri dönüş almak isteyen bir yatırımcının, finansa öncelik verebileceğini ve sürdürülebilirliğe odaklanabileceğini söyledi.
Broderick, ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetimsel) odaklı yatırımın entegrasyonu konusunda düzenlenen bir ankette, "Gelecek 3 yıl içerisinde kendinizi nerede görüyorsunuz?" sorusuna tüketicilerin "geleneksel yatırımdan uzaklaşan, sürdürülebilir ya da sorumluluk alma noktalarında azalma yaşayan ve daha çok etki yatırımı çevresine kayan" eğilimlerinin gözlemlendiğini anlattı.
"Böyle bir eğilimin ortaya çıkmasına neden olan şey iklim değişikliğidir" diyen Broderick, insanların ESG'ye yıllardır yatırım yaptığını ve iklim değişikliğinin toplumsal gereksinimlerle sermaye arasındaki bağı kuvvetlendirdiğine işaret etti. Broderick, iklim değişikliğinin yatırımcıların karşılaştıkları en önemli risklerden biri olduğunu vurguladı.
- "Şeffaflık, tüketicinin hoşuna gidiyor"
Jamie Broderick, iklim değişikliğine hitap etmek için yüksek rakamlara ihtiyaç olduğunu dile getirerek, "Hükümetlerin dışında başka sermayelerin, varlık yönetimlerinin, emeklilik ve sigorta fonlarının birçoğunun iklim değişikliği noktasına kaydığını görüyoruz. Tüketiciler de iklim değişikliği konusunda bir şey yapmak istiyorlarsa yatırım ve emeklilik portföylerini buna yönelik olarak da kullanabilirler." diye konuştu.
Birçok kişinin sermayenin nereye gittiğiyle ilgili fikrinin olmadığını belirten Broderick, "Bunun değer kazandıran şeylere yatırılması tüketicilerin hoşuna gidiyor. Kimisi emekliliklerinin yatırım amaçlı kullanıldığını da bilmiyor. Daha fazla bilgi verilmesi lazım. Daha şeffaf olunması tüketicilerin hoşlarına da gidiyor." dedi.
- "Bağış sonsuza kadar gider"
Aalto Üniversitesi Yatırımlardan Sorumlu Direktör Kati Eriksson da üniversite aktiviteleri için fon oluşturmayı amaçladıklarını, üniversitede Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin takip edildiğini söyledi.
Üniversitede çok disiplinli bir araştırma çevresi olduğunu belirten Eriksson, "Emeklilik fonu bir yerde bitecek. Bağış sonsuza kadar gider. Bu yüzden büyük bir açı veriyor, özellikle varlık paylaşımı noktasında... Emeklilik fonları düzenlenebiliyor. Çeşitli düzenleyici politikaları var. Ama bağışta böyle bir şey yok." dedi.
Eriksson, kaynakların çeşitlendirilmesi gerektiğini aktararak, bazen bazı portföylerin riskli görülebildiğini, bunları çeşitlendirme yollarına gitmek gerektiğini söyledi.
Sermayenin değil, riskin çeşitlendirilmesi gerektiğini belirten Eriksson, "Portföyümüzdeki likidite dışı olan yatırımları da artırmaya çalışıyoruz. Özel sermaye fonlarının rolü tabii ki uzun vadede toplam portföyü geliştirmektir. Özel sermaye, geri dönüşleri alabilmek için yetenekli yönetime de ihtiyaç var. Ekiplere bilgi aktarımı da yapmak gerekiyor." diye konuştu.
- "Yatırımcılar, daha fazla özel sermayeye yatırım yapmak istiyor"
Ak Portföy Alternatif Yatırımlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Göktürk Işıkpınar ise 1998-2008'de özel varlık paylaşımının yüzde 30’lardan yüzde 70’lere çıktığını belirterek, "Araştırmalar, özel sermaye fonlarının kamu fonlarına kıyasla yüzde 4 oranında daha iyi bir getirisi olduğunu gösteriyor. Özel emeklilik fonları da aynı dönem içerisinde getiri olarak yüzde 20'den yüzde 26’ya çıkmıştı." dedi.
Işıkpınar, araştırmalara göre, yatırımcıların daha fazla özel sermayeye yatırım yapmak istediğini, özel sermayenin halen en çekici olan alanlardan olduğunu ve Türk özel sermaye sektörünün 2012 yılından bu yana 4,5 katı kadar artış gösterdiğini kaydetti.
Işıkpınar, Türkiye’de ki tasarruf havuzunun 2023’te 100 milyar dolarlık bir rakama ulaşabileceğini de söyledi.