Günümüz teknolojisinin en merak uyandıran konularından biri olan otonom sürüş teknolojisi ile ilgili bilinmesi gerekenlere değindiğimiz bir araştırma yazısı hazırladık. Otonom sürüş nedir? Otonom araçlar nasıl çalışır? gibi sorularla yanıt veriyoruz. Yakında otonom sürüş teknolojisinin araç alırken zorunluluk haline geleceğini de ekleyelim.
Eğer otopilot araçlar hakkında bilgi arıyorsanız doğru yere geldiniz!
Eğer siz de teknolojiye ve bize sağlayabileceği şeylere ilgili biriyseniz o zaman otonom sürüş teknolojisini daha önce mutlaka duymuşsunuzdur. Bu yazımızda otonom sürüş nedir, sorusunun yanıtına ek olarak otonom sürüş seviyeleri ve otonom araç modelleri gibi konulara da değinerek otonom sürüş teknolojisi hakkında diğer detayları paylaşıyoruz.
Otonom araç veya otopilot araç, sürücünün komutuna gerek duymadan bir veya daha fazla işlemi kendi başına yapabilen araçlardır. Otonom araçlar herhangi bir insan faktörüne ihtiyaç duymadan, sensör ve işlemciler sayesinde çevresiyle ilgili bilgi toplayıp bu bilgileri işleyerek bir karara varan ve bunu uygulayan akıllı sistemlerdir. Yalnızca bu tanım bile insanı bir bilim-kurgu filminde gibi hissettirmeye yetse de, otonom sürüş teknolojisine dair anlatılacak daha çok şey var. Öncelikle, bu teknoloji çoktan hayatımıza girmiş durumda. Henüz tam otonom araçları trafikte göremesek de benzer sistemleri kullanan araçları görmek oldukça mümkün. Peki otonom sürüş sistemleri nasıl çalışır? Hadi basitçe inceleyelim…
Otonom sürüş teknolojisinin tarihine baktığımızda aslında 20. yüzyılın başlarından itibaren bir otonom sürüş fikrinin ortada olduğunu görebiliriz. O zamanlardan beri gelişen teknoloji ile sürekli olarak ileriye taşınmış otonom sürüş teknolojisi günümüzde artık iyice hayatımıza girmiş bulunmaktadır. Peki bu teknoloji nasıl çalışıyor? Otonom araçları üzerinde bir yığın sensör bulunan tekerlekli işlemciler olarak düşünebiliriz. Araçların işlemcilerine sağlanan bilgi ne kadar detaylı ve güvenilirse, o kadar düzgün hareket eden bir otonom araç ortaya çıkar. Sağlanan bilgiler işlemcide işlenerek hızlıca bir karar verilir ve bu karar aracın yönlendirme, hızlandırma ve yavaşlatma sistemleri ile harekete dökülür. Sayılamayacak kadar çok kamera ve sensör ile anlık olarak binlerce hesaplama yapan otonom araçlar, bir insanın aksine yalnızca bir yönden değil aracın her yönünden gelen bilgilere erişimi olduğundan sürekli olarak çevresinde olan bitenin farkındadır. Otonom sürüşü tam olarak anlamamız için otonom sürüş kademeleri konusuna da değinmemiz gerekiyor. Otomotiv Mühendisleri Cemiyeti (SAE)’nin oluşturduğu sınıflandırmaya göre; biri hiç otonom olmamak üzere 6 farklı otonom sürüş seviyesi bulunuyor. Şimdi, bu otonom sürüş kademelerine bir bakalım.
Otonom sürüş teknolojisi karışık bir konu olduğundan bunu incelemeyi kolaylaştırmak için otonom sürüş farklı kademelere ayrılmıştır. Bunlardan ilki yani kademe sıfır, herhangi bir otonom özellik belirtmeyen yalnızca sürücünün kontrolü ile hareket eden araçlar içindir. Diğer kademeler ise artarak gitmekte ve en son seviyede tam otonom araç kademesine ulaşmaktadır. Şimdi bu kademeleri ayrıntılı biçimde inceleyelim.
Bu kademede otonom sürüş teknolojisi yalnızca sürücüye yardım etmek için yanında duruyor. Yani arabayı teknik olarak halen sürücü sürmekte oluyor. Günlük hayatta sıklıkla gördüğümüz otonom sürüş teknolojisi aslında bu kademedir. Örnek vermek gerekirse; hız sabitleyici, şerit ortalama gibi sistemler 1. kademe otonom sürüşe girer. Fakat belirtmek gerekir ki bu sistemler birbirinden bağımsız olarak çalışır.
Bu kademede ise otonom sürüş, aracınızın sistemleri arasında bağlantı kurarak size verdiği desteği arttırır. Önceki kademede yön verme ve hızlanma/yavaşlama işlemlerinden aynı anda yalnızca birini yerine getirirken, 2. kademede bunları aynı anda yapabilmeye başlar. Aracı halen sürücü kullanmaktadır ve sistem herhangi bir durumla karşılaşıldığında sürücünün tepki verebilmesini beklemektedir.
3. otonom sürüş kademesine geldiğimizde ise artık duruma bağlı olarak sürücü aracı sürmüyor olabilir. Araç kendi kendini kontrol edebilme kapasitesine sahip olup, duruma göre sürücüden kontrolü almasını isteyebilir. Bu sebeple araç her ne kadar kendini kullanıyor da olsa sürekli olarak gözünüzü yolda tutmanız gerekmektedir. Bu yönden bakıldığında Tesla otonom sürüş sistemine benzediğini söyleyebiliriz.
Önceki seviyede otonom sürüş sisteminin artık koşullu olarak aracın kontrolünü alabildiğini gördük. Bu kademede ise sürücünün kontrolü eline almasını beklemeden tamamen kendi başına hareket edebilen ve belli durumlar sağlandıysa herhangi bir insana ihtiyaç duymayan otonom araçlar ile karşılaşıyoruz. Bu kademe otonom sürüş için örnek vermek gerekirse, yurtdışında görebileceğiniz otonom taksileri düşünebiliriz. Bu araçlarda sürücü için gerekli direksiyon ve pedal sistemleri yapılmış olmayabilir.
Son otonom sürüş kademesinde de aynı önceki kademe gibi herhangi bir sürücü tepkisi gerekmiyor. Kademe 5 tam otonom sürüş teknolojisi sağlayan kademedir. Önceki kademenin aksine belli şartların sağlanmasına da ihtiyaç duymayan 5. kademe otonom araçlar, bir insanın araç kullanabileceği her koşulda ve ortamda kendi başlarına hareket etme kabiliyetine sahip oluyorlar. Günümüz marka ve şirketlerinin ulaşmaya çabaladığı otonom sürüş seviyesi, tam otonom sürüştür.
Yukarıda bahsettiklerimizden sonra otonom araç modelleri hangileri, onlardan da bahsedelim. Markaların otonom sürüş kademelerine sahip bazı araçlarına bakalım. BMW 5 Serisi otonom sürüş, Tesla otonom sürüş, Toyota RAV4 otonom sürüş gibi kavramları merak ediyorsanız listemize göz atmanızı öneririz.
Yeni BMW 5 serisi tam otonom sürüş desteği sağlamasa da ileri seviye sürüş yardımı sistemleri ile sürücünün her zaman yardımına koşuyor. Yıllardır bildiğimiz BMW serisinin yeni teknolojileri takip etmesi şaşırtıcı değil, otonom sürüş teknolojisi gelişmeye devam ettikçe bu teknolojinin BMW’lerde de yer alacağından şüphemiz yok.
Hem elektrikli otomobillerin hem de otonom sürüş teknolojisinin başını çektiğini söyleyebileceğimiz marka olan Tesla, elbetteki listemizde yer alıyor. Tesla otonom sürüş konusunda gerçekten de en çok tanınan marka olabilir. Aslında buna benzer bir listeyi yalnızca Tesla modellerinden bahsederek yapabiliriz fakat şimdilik Model 3 yer vermekle yetindik. Otonom sürüş kademelerinin belki de en üstlerine doğru uzanan Tesla modellerinin, önümüzdeki yıllarda da bu konuda otomotiv sektörüne yön vereceğini düşünüyoruz.
Sokaklarda görülmeye başlayan ilk elektrikli araçlardan biri olan Nissan Leaf, yarı-otonom sürüş desteğiyle yine kullanıcılarını teknoloji ile buluşturuyor. Nissan Leaf otonom sürüş konusunda ileriye adımlar atıyor. Alışık olduğumuz hatchback tasarımının günümüz teknolojisi ile buluştuğunu görmek gerçekten de harika!
Toyota’nın tutulan SUV aracı RAV4 de otonom teknolojisinden nasibini alıyor. Toyota RAV4 otonom sürüş sistemleri ile sürücüye yardımcı olarak teknolojik ve pratik bir kullanım sunuyor. Kalıplı ve çarpıcı tasarımıyla öne çıkan Toyota RAV4, yola bir yaya veya hayvan atlaması durumunda kontrolü sizden alarak bir kaza olmasını önlüyor. SUV tarzı büyük bir aracı şehir içinde kullanacak kişiler için bu tarz yardım paketleri oldukça önemli durumda.
Otonom sürüş teknolojileri giderek daha fazla gelişiyor. Hemen her marka ve üstelik hemen her modelinde otonom sürüş teknolojisi kullanmaya odaklanıyor. Zaten hükümetler de otonom sürüş konusunda bazı yaptırımlar sunmaya hazırlanıyor.