Enis Şenerdem
BBC Türkçe
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a verdiği 2 saatlik brifingin ardından kapsamlı bir basın açıklaması yapılmasa da Banka'nın internet sitesine konan 130 sayfalık sunum metni, Erdem Başçı'nın Cumhurbaşkanı'na faiz politikası ve TL'nin değeri konusunda nasıl bir tablo çizdiği konusunda ipuçları veriyor.
Sunumun dikkat çeken tablolarından birisi faiz tartışmasına işaret ediyor. 'Piyasa faizlerini düşürmenin yolu' başlığını taşıyan tabloda dört madde sıralanmış:
İstikrar ve güven artırıcı adımlar Mali disiplin (kamu borç yükünün hafifletilmesi) Fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşu Bu yolla enflasyon beklentileri ve enflasyon risk primi düşeceğinden piyasa faizleri kademeli olarak düşebilir. Merkez Bankası'nın özetlemeye çalıştığı konu: Türkiye ekonomisine güven olursa, bütçe harcamaları kontrol altında tutulur ve bütçe hedeflerinden şaşılmazsa, Merkez Bankası'nın faiz kararları temel olarak enflasyona bağlı olur, enflasyon yükseldiğinde para politikası da sıkılaştırılırsa ve son olarak Merkez Bankası'nın politikaları sayesinde piyasa oyuncuları Türkiye'de enflasyonun orta vadede aşağı yukarı hangi seviyelerde olacağını bilebilirse faizler de aşağı gelir.
Sunumdaki bu tablo, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyümeyi destekleme amacıyla Merkez Bankası'na yaptığı faiz indirimi çağrılarına bir yanıt niteliği de taşıyor.
Merkez Bankası, sadece ayda bir toplanan Para Politikası Kurulu'nun yapacağı faiz indirimleriyle piyasadaki faizlerin düşmeyeceği sinyalini veriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyümenin canlandırılabilmesi için Merkez Bankası'nın faiz indirmesi gerektiğini savunuyor.
Piyasadaki son hareketler de Merkez Bankası'nın dikkat çektiği noktayı teyit ediyor.
Ocak ve Şubat aylarında üst üste iki faiz indirimi yapılsa da devlet tahvillerinin faizi aynı yönde hareket etmedi, aksine gösterge tahvil faizi yüzde 8,50'nin üzerine çıktı.
Her ne kadar piyasa faizinin belirleyicilerinden birisi politika faizi olsa da, siyasi belirsizlikler ve enflasyon beklentileri de fiyatlamada rol oynuyor.
Merkez Bankası'nın faiz indirimine karşın piyasa faizlerinde, yani tahvil faizlerinde, bir düşüş olmadığından bankaların tüketiciye kullandırdığı kredi faizlerinde de önemli bir geri çekilme yaşanmadı.
Merkez Bankası verilerine göre bankaların tüketicilere kullandırdığı bireysel kredilerin yıllık ağırlıklı ortalama faizi yüzde 13'ün üzerinde kalmaya devam ediyor.
Yani Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, hem nihai tüketicinin hem de yatırım yapmak isteyen işletmelerin daha düşük faizlerle borçlanabilmesi için Merkez Bankası faiz indirimlerinden daha fazlasının gerektiğini vurguluyor.
Bu noktada da Merkez Bankası mali disiplin, fiyat istikrarı ve enflasyon beklentilerinin yönetimi gibi konulara vurgu yapıyor.
Sunumun Türk Lirası'ndaki değer kaybı bölümündeyse para politikasında atılan adımların TL'yi nasıl etkilediği özetleniyor.
Sunumdaki tabloda, eğer Merkez Bankası'nın faiz politikasını gevşeteceği algısı oluşursa, yani faiz indirimi beklentileri artarsa TL'nin bundan olumsuz etkileneceği ifade ediliyor.
Tam tersi durumda ise, yani faiz politikasının sıkılaşacağı beklentisinin ise TL'yi destekleyeceği belirtiliyor.
TL'deki değer kaybının genel ekonomiye yansımasının ise ithal edilen mal fiyatlarında yükseliş olacağı ve dolayısıyla enflasyon yaratacağı vurgusu sunumda yer alıyor.
Yani Erdem Başçı, TL'deki değer kaybının kontrol altına alınmaması halinde bunun enflasyonu yükseltebileceği uyarısını yapıyoer ve TL'nin desteklenmesi için de para politikasının temkinli olması gerektiği mesajını veriyor.
Başçı-Erdoğan görüşmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan kısa yazılı açıklamada "Sayın Cumhurbaşkanımızın faiz ve üretime yönelik hassasiyetleri üzerinde durulmuştur" ifadesi yer aldı.
Ancak 'güven ve istikrar' ortamının muhafaza edilmesi gerektiği de vurgulandı.
Cumhurbaşkanlığı'ndan gelen ilk açıklama Erdoğan'ın önceki Merkez Bankası yorumlarına kıyasla daha dengeli gözüküyor. Piyasanın tüm bu gelişmeleri nasıl yorumladığı ise sabah saatlerinde belli olacak.