Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’nin son 15 yıl içerisinde mali şeffaflık alanında önemli ilerleme kaydettiğini bildirdi.
IMF Türkiye Mali Şeffaflık Değerlendirme Raporunda, “Türkiye son mali şeffaflık uygulamalarını geliştirmek için son 15 yıl içerisinde dikkate değer mesafe kaydetti.” ifadesine yer verildi.
IMF heyetinin mali şeffaflık üzerine Türkiye’de incelemelere başladığı 2000 yılından bu yana, kamuya açık bilgilerin kapsamı, zamanlaması ve güvenilirliği alanlarında dikkate değer gelişme kaydedildiği vurgulandı.
IMF raporunda, “Türkiye’nin mali öngörüleri ve bütçeleri daha fazla bütünlük taşıyan, daha performans odaklı, daha ileriye odaklı bir hal aldı. 2000 yılında bütçe hükümetin temel harcamalarının sadece üçte birini kapsıyordu. Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYH) yüzde 3’üne denk gelen 13 ek bütçe fonu dışarıda bırakılıyordu. Sadece bütçe yılına odaklanılıyor, makro ekonomik gelişmelerlere ilişkin sınırlı bilgi sağlanıyordu. Hükümetin mali ve sektörel hedeflerine ilişkin açık bir ifade kullanılmıyordu. Bugün bütçe, kapsamlı yasal çerçeve içerisinde hükümetin öncelikli harcamalarının yaklaşık yüzde 90’ını kapsayacak şekilde hazırlanıyor.” ifadeleri kullanıldı.
Türkiye önemli mesafe kaydetti
Raporda, Türkiye’nin önemli reformlarını gerçekleştirerek, IMF’nin Yeni Mali Şeffaflık Düzenlemesi çerçevesindeki toplam 36 kriterde önemli seviyede ilerleme kaydettiği vurgulandı.
Türkiye’nin söz konusu 36 kriterden 10’unu "temel seviyede",13 kriteri “iyi seviyede”, 6 kriteri ise “ileri seviyede” karşıladığı belirtildi.
Kriterler içeriside Türkiye’nin en kapsamlı ilerlemeyi mali raporlama alanında kaydettiği belirtilirken, halen 5 alanda temel kriterlerin karşılanmadığı hatırlatıldı.
Türkiye’de önümüzdeki dönemde daha da ilerleme kaydedilmesi gereken alanların olduğu belirtilen raporda, “Mali istatistikler genel hükümeti kapsarken, Türkiye’nin kamuya ait 468 kamu şirketini konsolide etmiyor. Bu şirketleri giderleri GSYH’nın yaklaşık yüzde 12,6’sını oluşturuyor.” ifadesine yer verildi.
Raporda ayrıca bilanço tablolarının finansal ve finansal olmayan yükümlülükleri içerirken, hükümetin mal varlıklarının mevcuduna ise değerinden daha düşük şekilde yer verildiği belirtildi.
Raporda, “Türkiye son yıllarda ekonomik tahminlerinde iyimser bir temayüle sahip. Reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla büyümesi yüzde 1 daha fazla tahmin ediliyor.” ifadesine yer verildi.
Enflasyon tahminlerinde de daha düşük tahminlerde bulunulduğu belirtildi.
Son 10 yılda performans bazlı bütçe sistemi konusunda gerçekleştirilen çalışmalara rağmen, bütçenin büyük oranda yönetimsel ve girdi bazlı olduğu, bunun da hükümetin politika önceliklerinin anlaşılmasını zorlaştırdığı kaydedildi.
Öte yandan hükümetin halihazırda alternatif makro mali senaryolara ilişkin hazırlık yaptığı, fakat bu çalışmaların yayımlanmadığı öne sürüldü.
Rapordun tavsiye bölümünde ise Türkiye’nin kamu şirketlerini de dahil ederek şirketlerin mali raporlama kapsamı genişletmesi gerektiği belirtildi.
Raporda ayrıca kamunun mal varlığının ise gerçek değerlerini yansıtacak şekilde bilanço tablolarının da kapsamının genişletilmesi gerektiği vurgulandı.