Enis Şenerdem
BBC Türkçe
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) 1 Kasım seçimlerini kazanmasının ardından, kurulacak yeni hükümette kimin hangi bakanlıkta görev yapacağı en önemli tartışma konularından birisi halini aldı.
2002'den bu yana AKP hükümetlerinin değişmeyen isimlerinden birisi olan Ali Babacan'ın yeni kabinede görev alıp almaması ise uluslararası finans çevreleri tarafından en yakından izlenen konu halini almış durumda.
1 Kasım seçimleri için aday listesine 18 Eylül'de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun son andaki müdahalesiyle eklenen Babacan, bir kez daha Ankara'dan milletvekili seçildi.
Ancak medyada çıkan kulis haberlerinde, Babacan'ın yanı sıra başka isimlerin adının ekonomi yönetimi için düşünüldüğü belirtilmişti.
Dünya gazetesi, Babacan'ın yanı sıra Numan Kurtulmuş ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın damadı olan Berat Albayrak'ın isimlerinin de bu görev için geçtiğini yazmıştı.
Japon yatırım bankası Nomura'nın Doğu Avrupa, Afrika ve Orta Doğu stratejisti Timothy Ash, Babacan'ın yabancı yatırımcılar için önemini "12-13 yıl içerisinde önemli ölçüde güven kazandı" diyerek özetliyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ash, esas kritik noktanın yeni AKP hükümetinin küresel finansal sistemde önemli bir dönüm noktasına gelindiği sırada kurulacak olması olduğunu da vurguluyor.
ABD ekonomisindeki toparlanmaya paralel ABD Merkez Bankası Fed'in Aralık ayında 2008 küresel krizinden bu yana ilk kez faiz artırımına gideceği yönündeki beklentiler artmış durumda.
Fed'in faiz artırması, ABD'deki faiz getirilerinin yükselmesine ve dolayısıyla riskli ancak yüksek kazanç vaad eden Türkiye gibi gelişen piyasalardan ise likiditenin çıkmasına yol açacak bir durum olarak kabul ediliyor.
Ash, "Türkiye'nin yüksek cari açığı ve 200 milyar dolar civarındaki dış finansman ihtiyacı, ülkeyi Fed faiz artırımına karşı görece daha kırılgan hale getiriyor. Türkiye'nin böyle bir zamanda hata yapma lüksü yok" diyor.
TEB Yatırım Stratejisti Işık Ökte ise Babacan faktörünün ilk etapta takip edilecek konu olduğunu ifade ediyor.
BBC Türkçe'ye konuşan Ökte, "O koltukta kimin oturduğu önemli değil. Ancak tecrübesinin olması gerekiyor. Yabancı yatırımcılara reform programını anlatabilmesi ve güven vermesi gerekiyor" dedi.
Yeni hükümetin kritik bir dönemde görev başına geldiğini de hatırlatan Ökte, "Küresel anlamda faizlerin yükseldiği bir ortamda, likiditenin gelişen ülkelerden gelişmiş ülkelere gittiği bir ortamda Türkiye gibi kırılgan ülkelerden reform ve mali disiplin bekleniyor" diyor ve yabancı yatırımcının da bu noktada Babacan'ın ekonomi yönetiminin başına getirilmesinin pozitif etki yaratacağını söylüyor.
Ancak Ökte'ye göre bu etki sadece ilk tepki konumunda. "Başta istihdam, tüketici kredileri ve inşaat dışı sektörlerde ne gibi adımların atılacağı önemli olacak" diyen Ökte, yabancı yatırımcıların ekonomi yönetiminin başında kim olursa olsun bu reform paketini yakından izleyeceğini ve ona göre karar alacağını düşünüyor.
Londra merkezli yatırım kuruluşu Renaissance Capital Türkiye analisti Michael Harris'e göreyse, Babacan'ın ekonomiden sorumlu tepe isim olarak görevine devam etmesi halinde Türkiye Fed riskini fırsata dönüştürebilir.
Harris, Türkiye raporunda "AKP'nin yatırımcılar gözündeki itibarı son yıllarda zedelendi. Babacan dışında tanınmamış bir ismin ekonominin başına geçmesi halinde piyasa bu ismin neler yapabileceğini bekleyip görmek için sabretmez" diyor.
Harris'e göre, zaten yılbaşından bu yana diğer gelişen ülkelerden daha zayıf performans gösteren TL cinsi varlıkların, Babacan'lı senaryonun gerçekleşmesi halinde Fed faiz artırımından görece daha az etkilenebilir.
Ekonomi yönetimi tartışmalarının önemli bir ayağı ise izlenecek politikaların odak noktasıyla ilgili.
Geçen hafta Reuters haber ajansında yer alan bir haberde, bu politikaların AKP içerisinde çatlaklara yol açtığı, bir grubun mali disiplinden ve tasarruflardan yana politikaları desteklerken, diğer bir grubun harcamaları artırmaya yönelik adımlarla büyümeyi ivmelendirmek istediği ifade ediliyordu.
Timothy Ash'e göre yatırımcıların Babacan ismi etrafında bu kadar odaklanmasının bir sebebi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın ekonomi çevrelerinden farklı mesajların geliyor olması.
Ash, "Sorunun bir kısmı da alışılmışın dışında görüşleri dillendiren Yiğit Bulut ve Berat Albayarak gibi isimlerle bağlantılı. Ekonomiyi piyasa oyuncularından farklı bir gözle okuyorlar. Bu isimlerin ekonomi yönetimi içerisine girme ihtimali de yatırımcıları tedirgin ediyor" diyor.
Ash, Babacan'ın başta Merkez Bankası olmak üzere kurumların bağımsızlığını önemseyen, mali disiplini vurgulayan bir isim olarak algıladığını ifade ediyor ve Erdoğan'a yakın isimlerden gelen "Merkez Bankası faiz indirmeli" yorumlarının Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yabancı para cinsi yatırımlara darbe vurduğunu ifade ediyor.