FİNANS

Türkiye ekonomisi yedi yıl sonra ilk kez küçüldü

Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 küçüldü. Uzmanlar verinin Temmuz ayında yaşanan darbe teşebbüsünün ardından ekonominin zayıfladığına işaret ettiğini söylüyor. Ekonomistler 2017 için büyüme tahminlerini ise düşük tutuyor.

Özge Özdemir

BBC Türkçe

Türkiye ekonomisi yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,8 küçüldü.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını içeren üçüncü çeyrekte gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak (2009=100), 2016 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,8 azaldı.

Türkiye ekonomisinde 27 çeyrek sonra ilk kez daralma gerçekleşti. TÜİK verilerine göre ekonomide son olarak 2009 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 2.8 daralma gerçekleşmişti.

TÜİK Ulusal Hesaplar konusunda Avrupa Birliği Yönetmeliklerine (ESA 2010) uygun olarak yapılan revizyon çalışmalarını tamamlayarak bu son çeyrek verisini metodoloji değişikliğiyle hesapladı.

TÜİK geçen hafta büyüme hesaplamalarında revizyon yaptığını açıklamıştı. Kurum, önceki çeyrek büyümelerinde de revizyona giderek 2016'nın 1. çeyreği ve 2. çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 4.5 büyüdüğünü ortaya koydu.

Daha önce açıklanan verilerde ekonominin 2016'nın ilk çeyreğinde yüzde 4,7, ikinci çeyreğinde ise yüzde 3,1'lik bir büyüme kaydettiği belirtilmişti.

Türkiye ekonomisindeki durgunluk işsizliğe yansıyorReuters'ın 18 ekonomistin katılımı ile yaptığı ankete göre GSYH'nın üçüncü çeyrekte yüzde 0.5 daralması bekleniyordu.

Aynı ankete göre 2016 sonu için büyüme beklentileri yüzde 2,1-3,6 aralığında bulunuyor.

Reuters'ın haberinde yılın ilk yarısında özellikle iç talebin katkısı ile kuvvetli bir büyüme yaşanmasına karşın üçüncü çeyrekte darbe girişimi, turizm sektöründe yaşanan kayıplar, küresel ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle üçüncü çeyrekte daralma görülmesinin beklendiği aktarılıyordu.

Büyümenin en önemli öncü göstergelerinden sanayi üretiminde üçüncü çeyrekte yüzde 3.2 daralma görüldü.

Türkiye ekonomisinin 2015 yılında yüzde 4 büyüdüğü açıklanmıştı.

TÜİK'in yeni hesaplama yöntemi ise 2015 büyümesini yüzde 6,1 olarak ortaya koyarken yeni hesaplamaya göre 2015 yılında kişi başına gelir 11 bin 14 dolar oldu.

Başbakan Binali Yıldırım, Ekim ayında düzenlediği basın toplantısında, 2016-2019 Orta Vadeli Program'da 2016 için büyüme hedefinin yüzde 4,5'ten 3,2'ye, 2017 için yüzde 5'ten yüzde 4,4'e düşürüldüğünü açıklamıştı.

'Dördüncü çeyrekte iyileşme belirtileri var'

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Londra merkezli araştırma kuruluşu Capital Economics'in Gelişen Piyasalar Ekonomisti William Jackson, gelen üçüncü çeyrek verisinin Temmuz ayında yaşanan darbe teşebbüsünün ardından ekonominin 'oldukça zayıfladığına' işaret ettiğini söylüyor.

Önümüzdeki yıl GSYH'nın yüzde 1.8 büyüyeceğini düşünüyoruz, bu birçoğunun tahmininden bile daha düşük.

William Jackson

Jackson, darbe teşebbüsünün ekonomiye yaptığı olumsuz etkinin önümüzdeki aylarda dağılmasını beklediklerini, hatta dördüncü çeyreğin başları itibariyle iyileşme gözlemlediklerini aktarıyor.

Capital Economics ekonomisti, 2016 için büyümenin ortalama yüzde 2.3 olacağını tahmin ettiklerini söylüyor.

Diğer yandan Jackson, 2017 için genel olarak kaygılı olduklarını vurguluyor:

"Türkiye'nin hala büyük bir cari açığı var, bu da dışarıdan gelen sermaye akımına bağımlı olduğunu gösteriyor. Bu da Türkiye'yi önümüzdeki yıl Fed'in (Amerikan Merkez Bankası) sıkılaşması karşısında kırılgın bir duruma sokuyor - Lira'nın yenilenen bir baskı altına gireceğini ve faizlerin yükseltileceğini düşünüyoruz. İşler, siyasi belirsizliğin yatırımcıları kaçırmasıyla daha da kötüleşebilir."

'Ekonomik önlem paketi kur riskine yaramaz'

Jackson, hükümetin yeni açıkladığı ekonomik önlemlerin iyileşmenin sağlanması açısından yardımcı olacağını düşünmüyor:

"Belirli bazı sektörlere yardımcı olabilir, yavaşlamayı biraz olsun engelleyebilir; ama sonuçta cari açığı dizginlenmek ve Lira'nın karşı karşıya kaldığı riskleri sınırlandırmak açısından bir yardımı dokunmayacak. Önümüzdeki yıl GSYH'nın yüzde 1.8 büyüyeceğini düşünüyoruz, bu birçoğunun tahmininden bile daha düşük."

Türk Lirası'nı teşvik kampanyası işe yarar mı?Başbakan Binali Yıldırım, ekonomideki yavaşlamaya ve işsizlikteki artışa karşı alınacak olan önlemleri geçen hafta Perşembe günü ekonomiden sorumlu bakanların katıldığı bir basın toplantısında açıkladı.

Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nun (EKK) almaya karar verdiği önlemler, işletmelere kredi kolaylığı, işgücü piyasasının desteklenmesi, yatırımların teşviki ve kamu bütçesinde tasarruf olmak üzere dört ana başlık altında toplanıyor.

'Kredi garanti fonu olumlu'

Nomura International Küresel Piyasalar Araştırma bölümünden gelişmekte olan piyasalar ekonomisti İnan Demir, BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, öncü göstergelerin son çeyrekte büyümenin pozitife döneceğine işaret ettiğini ancak 2016'nın tamamında büyümenin yüzde 2.7'de kalmasını beklediklerini belirtti.

2017'de büyümede önemli bir değişim olmayacağını ve GSYH büyümesinin yine yüzde 3 seviyelerinde olacağını düşünüyorum.

İnan Demir

Demir'e göre 2017 büyümesinde Eylül ayının sonundan beri yaşanan kur hareketleri belirleyici olacak:

"TL'nin zayıflaması net ihracat performansı açısından olumlu ama şirketler kesiminin bilançoları üzerindeki olumsuz etkileri özel yatırım harcamalarını frenleyecek. Ayrıca kur hareketinin tüketici ve reel kesim güveni üzerindeki olumsuz etkisi de düşünüldüğünde GSYH büyümesi üzerindeki net etkinin olumsuz olmasını bekliyorum. Dolayısıyla 2017'de büyümede önemli bir değişim olmayacağını ve GSYH büyümesinin yine yüzde 3 seviyelerinde olacağını düşünüyorum."

Türk Lirası'ndaki değer kaybı ekonomiyi nasıl etkileyecek?Demir'e göre hükümetin yeni açıkladığı kararlar döviz kuruna yönelik olmadığı için 2017 büyümesi için büyük bir etki anlamına gelmiyor.

Demir, açıklanan önlemler arasında kredi garanti fonuna referansta bulunarak bunun olumlu bir gelişme olduğunu aktarıyor.

Perşembe günü açıklanan önlemler kapsamında kredi garanti fonuna 250 milyar liralık kefalet getirilmişti.

Başbakan Yıldırım, "Bu ne demektir? Piyasada KOBİ'ler, büyük işletmeler, ihracat işiyle uğraşanlar, yani ekonomimizi ayakta tutan bütün sektörlere nakit sıkışıklığını giderecek ve işlerini düzene sokacak yeni bir kaynak oluşturuyoruz. Bugün 40 milyar (Lira) civarında sıkışıklığı olan firmalara, bunun çok çok üzerinde 250 milyar liralık yeni bir kredi hacmi getirmiş oluyoruz" diye konuşmuştu.

Ancak Demir bu mekanizmayla ilgili olarak bir uyarıda da bulunuyor:

"Bu mekanizmanın arzu edilen kredi hacmini yaratabilmesi için bankaların bu boyutta fonlamaya erişebilmesi gerekecek ki Türkiye piyasalarındaki mevcut volatilite düşünüldüğünde bu çok kolay görünmüyor."

'Büyüme dinamiklerinde kritik eşik'

Deloitte Türkiye tarafından yayınlanan 'Büyü(yeme)me sancıları' adını taşıyan Ekonomik Görünüm Raporu'nda Türkiye ekonomisinin büyüme dinamikleri açısından 'kritik bir eşiğe geldiği' aktarılıyor.

Raporda 'sert yavaşlama riskine' dikkat çekilerek büyümenin 'üretkenlik artışlarının başı çektiği, daha dengeli bir talep kompozisyonun söz konusu olduğu ve kırılganlıkların belirgin şekilde kontrol altına alındığı' bir modele dönüşmesinin gerekliliği vurgulanıyor:

"Bu çerçevede - kapsamlı bir ekonomik program kurgulanmadan ve siyasi istikrara kavuşmadan Orta Vadeli Program hedefleri maalesef oldukça iyimser kalıyor; aksine önümüzdeki dönemde "daha düşük bir büyüme ancak görece yüksek seyreden kırılganlıklarımız" - ve hatta ekonomide sert yavaşlama riski -- önümüzdeki en önemli makro risk unsuru olarak duruyor."

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler