Bizim gibi ülkeler gündemdeki krizi çok iyi biliyor. Çözümün ne olması gerektiğini de bizim gibi ülkeler yaşayarak öğrendi.
- Dünyada hep gelişmekte olan ülkelerin kamu borcu sorunları vardı. O yüzden bu ülkeler uzmanlık edindiler. Ama gelişmiş ülkeler bu sorunla yeni tanıştılar. Ve nasıl davranacağında hata yapabiliyorlar. Piyasa çok hızlı olduğu için bir iki günlük gecikmeler önemli sorunlara sebep oluyor.
- Bu ülkelerde kriz çözümleme tarafı geliştirilmemiş. Ama onlar başa geldikten sonra harekete geçiyorlar. Avrupa'da borç sorunu krizinin İspanya ve İtalya'ya sıçramasını önlemek gerekiyordu.
- AB'nin adım atmakta gecikmesi nedeniyle ara bir PPK toplantısı yapttık geçen hafta.
- Piyasalar AB'nin aldığı tedbirlerden tatmin olmuş değil. Sorunların çözümü için likidite desteği ve mali uyum planı gerekiyor
- Avrupa Merkez Bankasının açıklaması, İspanya ve İtalya Merkez Bankasının yaptığı açıklamalar çok önemli. Bu ve benzeri gelişmeleri izliyoruz.
- Eğer piyasada Türk Lirası ihtiyacı duyulursa onu şu anda kolaylıkla sağlayabiliriz. Haftalık repo ihalelerinin artırılması yoluyla piyasanın likidite ihtiyacını hatta daha fazlasını bile sağlayabiliriz. TL tarafında bunlar oynaklığı azaltacak önlemler.
- Döviz tarafından düzenli döviz satım ihaleleri ve yabancı para zorunlu karşılıklar ile iligli indirimler yapılabilir. Bankaların bizden alabileceği bir haftalık döviz likiditesi faizleri düşürme imkanımız mevcut. Dövizde 3 kanaldan döviz likiditesini sağlayabiliriz. Altyapı hazır şimdi ne zaman yapacağımızı izleyip göreceğiz.
İKİ SENARYO
- Bugün Avrupa Merkez Bankası'nın attığı adımlar mevcut. Eğer piyasalarda önlem adımlarının erken atıldığı izlenimi alınırsa emtia fiyatlarında artış yaşanabilir. Bu durumda Türk Lirası da aşırı değerlenebilir ve dengelemek için faiz düşürülebilir. Zorunlu karşılıklarda da bir artış yaşanabilir.
- Geç çözüm senrayosunda ise piyasalardaki satış eğilimi devam ederse tüm ülkelerde olduğu gibi Türk Lirasında değer kaybı olabilir. Böyle bir durumda faiz indirimi yapılabilir. Böyle bir durumda resesyon riskine karşın zorunlu karşılıklar da düşürülebilir.
- İki senaryo da da faiz indirimine gidilebilir. Bizim avantajımız şu ki bu kez çok erken harekete geçtik. Lehmann krizinde bir ay sonra harekete geçmiştik.
- Merkez Bankası'nın faizleri indirme veya yükseltme kabiliyeti var. Bunun da döviz üzerinde çok büyük etkisi olmaz. Makul bir hamle yaparsanız döviz kurları da dengesi de bulunur.
DURGUNLUK RİSKİ YÜKSEK DEĞİL
- Durgunluk riski bizim için çok yüksek değil. Geçtiğimiz krize göre ihracatçılarımzın rekabet gücü çok yüksek, döviz kuru ve verimlilik bakımında rekabet güçleri arttı. İhracatçılar pazar payını artırarak çıkabilirler. Sağlam pazarlara yönelebilirler.
- Finansman kanalında da minimum hasarla çıkabiliriz. Döviz likiditesi ve faizlerdeki oynaklık bakımından aşırı büyük bir kriz olmassa biz şu anda sağlam çıkabilecek şekilde güçlüyüz.
- Dışardaki riskler ekonomide daha önce görülmemiş riskler. Bunu bilerek hareket etmek gerekiyor.
- Şu anda TL üzerinde aşırı değerlenme baskısı yok.
Önceki günlerde kurdaki artışa neden olacak teknik bir neden yok açıklaması yapmıştınız...
- Türkiye'de serbest kur rejimi var. Bizim yaptığımız açıklama bir analiz sonucudur. TL'nin daha fazla değerlenmesi makul görülmüyor.
- Faiz hedeflemesi yapan bir Merkez Bankası kurlarla ilgili konuşmasa çok iyi olur. Bugün de diyoruz ki 'Türk Lirası üzerinde bir baskı yok' Diyoruz ve susuyoruz. Merkez Bankası bunu söylüyorsa bir bildiği vardır.
- Sözlü açıklamalarımızda bir seviyeyi işaret etmiyoruz. Biz görüşümüzü söylüyoruz ve ona göre hamlemizi yapıyoruz. Kuru piyasa belirliyor biz sadece görüşümüzü söylüyoruz.
Bankalar sizi doğru anlıyor mu?
- Açıklamalarımıza ilk tepkiler daha zayıf anlaşıldığımızı gösteriyordu. Bazen gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının yapmadığı şeyleri de yapıyoruz. Gün geçtikçe piyasa tarafından daha iyi anlaşılıyoruz.
CARİ AÇIK TAHMİNİ
- Cari açığın ikinci altı ayda 25-27.5 milyar dolar arasında olacağını düşünüyoruz. Cari açık ile ilgili hızlı gözle görülür bir iyileşme bekliyoruz. Cari açığın GSYH'ye oranının yüzde 9 civarında gerçekleşeceğini bekliyoruz.
- Gelişmekte olan ülkeler kendi kendini sigortalamak için daha fazla rezerv tutarlar. Ama bu rezervin bir maliyeti de mevcut. Şu anki durum itibarı ile biz politikamızı koruyoruz. ABD dolarının rezerv para olma özelliğini kaybedeceği bir durum yok.