Sahte ilaç pazarının dünya genelinde 30 milyar doları aşan hacmi, kamu sağlığını hiçe sayan tüccar ve işletmelerin iştahını kabartıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2021 verilerine göre ilaç pazarının yüzde 10-15'i sahte ilaç piyasasının elinde ve her yıl 1 milyonu aşkın kişi sahte ilaç nedeniyle hayatını kaybediyor.
Independent Türkçe’den Lale Elmacıoğlu’nun haberine göre, en sık görülen durum, ilaçların standart altı ya da sahte versiyonlarının piyasaya sürülmesi. İlacın aslının aktif maddesini içermeyen ya da başka madde içeren ürünler satılıyor.
Orijinal ilaçların ülkeye yasadışı yollardan getirilerek üzerlerindeki barkod ve karekod bilgilerinin değiştirilip satışı da kullanılan yöntemler arasında. Diğer taraftan zayıflama hapları ve cinsel gücü artırdığı öne sürülerek satılan haplara da (ereksiyon desteği, afrodizyak etkili takviyeler) talep fazla olduğundan, çeşitli takviye ürünler de dolandırıcıların gözdeleri arasında bulunuyor. Kanser ve diyabet ilaçları, sahte vitaminler, cinselliği destekleyici haplar, çeşitli kürler ve daha fazlası....
Dolandırıcıların reklamları sosyal medyada önünüze çıkarken, Google aramalarında bakıldığında görülmüyor. Bu da ne kadar "profesyonel" şekilde dolandırdıklarının bir göstergesi gibi. Son dönemde sahte ilaç satışında isimleri kullanılarak mağdur olan hekimlere İç Hastalıkları ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan da eklendi.
Prof. Dr. Çetiner, söz konusu ürünle ilgili kendisine ve asistanına sorular sorulduğunda olayı fark ettiklerini belirterek, bugün avukatına vekalet verip suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Sitenin hâlâ yayında olmasına ve kendi isminin orada gözükmesine tepki gösteren Mustafa Çetiner'e göre ilaç sahteciliği ile mücadelede yetersiz kalınıyor.
Denetimlerin yetersiz olduğunu savunan Anadolu Eczacıları ve Depocuları Derneği Başkanı Onur Tokel ise, "TÜBİTAK Martek alanında yer kiralayan bir firma, AR-GE yapacağını söylüyor ama hastada kullanımla ilgili sözleşme yapması gerekirken işi ticarileştiriyor. Ürün hastalarda kullanılmaya başlanıyor. Savcılık hiçbir şey yapamadı, bakanlık 'Bizim de şikayetimiz var' dedi. Ortada bir karmaşa var. Caydırıcı ceza olmadığından bu işi bu kadar rahat yapıyorlar" ifadelerini kullandı.
Hukuki açıdan bakıldığında ürünü getiren kişiyle birlikte satan yer ve hekimin de suçlu kabul edildiğini ifade eden Tokel, "Sahte ilaçların cezası çokmuş gibi gözükse de ceza verilmiyor. Bir sürü ilaçla yakalanan, makinesiyle yakalanan kişiler hala ortalıkta sahte ilaç satabiliyor. Yazın Üsküdar'da makineleriyle yakalanan kişiler, elini kolunu sallayarak dolaştı. Olayların üstü örtülmeye çalışıldı" yorumunu yaptı.