İSTANBUL (AA) - Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği'nin (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, "Türkiye’nin Otomobili’nin lansman töreni sonrasında tüm toplumumuzda görülen birlik ve beraberliğin, duyulan gururun ve toplumun tüm kesimlerince yaşanan mutluluğun örnek olacağına ve 2020’de bu ruh etrafında kenetleneceğimize inanıyoruz." açıklamasında bulundu.
Kanca yaptığı yazılı açıklamayla sektörün 2019 değerlendirmesini yaptı.
Kanca, 2019 yılının dünya otomotiv sektörü açısından pek iç açıcı bir yıl olmadığını ifade ederek, Henüz yıl sonu verileri açıklanmamış olsa da ekim ve kasım sonuçlarına bakarak, dünya otomobil üretiminde ve satışlarında yüzde 6 seviyesinde bir daralma olmasının beklendiğini kaydetti.
Türkiye otomotiv sektörünün 2019 yılını, hükümetin sağladığı farklı teşviklerin olumlu katkısı ile öngörülenden daha küçük bir daralma ile kapatacağını aktaran Kanca, "Hem ÖTV desteği, hem de hurda teşviki sayesinde iç pazar satışlarında bir miktar iyileşme sağlansa da, 2018 yılına göre düşüş ile yılı tamamlayacağız. Üretimde ve ihracatımızda da tablo pek farklı değil; bununla birlikte bu daralmanın, küresel ticaretteki dalgalanmaların bir sonucu olduğunu biliyoruz. Bu nedenle de geleceğe kısa, orta ve uzun vadeli bakmaya gayret ediyor ve sektör temsilcileri olarak stratejilerimizi de bu yönde şekillendiriyoruz. Bu kapsamda, önümüzdeki 2 yıllık süreçte sektörel anlamda radikal bir değişim yaşanmayacağını, mevcut durumun korunacağını öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye tedarik sanayi ihracat sıralamasında dünyada 23. sırada"
Kanca, Türkiye'de üretilen araçların yüzde 77’sinin AB pazarına ihraç edildiğini hatırlatarak, 2020 yılında AB pazarında küçük de olsa bir daralma beklendiği bilgisini verdi.
Otomotiv sektörünün gücünü iç pazarından aldığını ifade eden Kanca, şunları kaydetti:
"Türkiye pazarının daralması ve ülkemizde üretilen araçların iç pazardaki satışlarının düşmesi, tedarik sanayicilerinin aşması gereken önemli bir sorun. Dolayısıyla, iç pazarın potansiyelinin gerisinde kalmaması için hükümetin sunduğu teşvikler son derece önemli. İç pazardaki düşüşün etkisini azaltmak isteyen sanayicilerimiz, ihracata yönelmeye devam edecekler. İhracatta artış için daha teknolojik ürünler üretirken, daha rekabetçi olmamız da gerekiyor.
Dış pazarlarda daralma yaşanırken iç pazarın da düşmesi, sektörün rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. Türkiye tedarik sanayi ihracat sıralamasında dünyada 23. sırada yer alıyor, ana sanayi ihracatında ise Türkiye 14. sırada geliyor. Yani tedarik sanayi olarak ihracatımızı artırma potansiyeline sahibiz."
Kanca, "Sadece ihracat ile sürdürülebilir bir büyüme elde etmek de mümkün değil. Dolayısıyla, orta ve uzun dönemde sektörün yeni teknolojilere yönelik olarak kendini geliştirmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalara dayanarak, 2025’te dünyada üretilecek araçların en az yarısının hibrit veya tam elektrikli araçlardan, 2030’da ise en az yarısının tam elektrikli olacağını düşündüğümüzde, Türk otomotiv sanayi olarak kat etmemiz gereken çok yolumuz olduğunu biliyoruz. Bu dönemde araçların sürüş açısından otonom hareket edebilme kabiliyetlerinin de artacağını ve otomotiv tedarik sanayi açısından birçok yeni ürüne ihtiyaç olacağını söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Düşük faizli kredilerin teknoloji yatırımları için fırsat yaratacağını düşünüyoruz"
Kanca, sektör olarak orta ve uzun dönem için eksiklerinin ve kısa dönemde bu eksiklikleri gidermek için çalışmaları gerektiğinin farkında olduklarını ifade ederek, sektör paydaşı pek çok kurumun bu konuda çalışma yürüttüğünü kaydetti.
Sektörün tüm iş süreçlerinde inovasyon kültürünü benimsemeye çalıştığını aktaran Kanca sözlerini şöyle tamamladı:
"Yeni teknolojilerin geliştirilmesinde tedarik sanayi firmalarının mali gücü çok sınırlı ve bu problemin çözümünde uzun dönemli, düşük faizli kredilerin sektörün önünü açacağını ve teknoloji yatırımları için fırsat yaratacağını düşünüyoruz. Bu konuyu desteklemek üzere Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından başlatılan 'Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi' kapsamında otomotiv sektörü için ürün listesinin netleştirilmesi ve yatırımcı çağrılarına çıkılması sürecinin bir an önce tamamlanmasını bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Türkiye’nin Otomobili’nin lansman töreni sonrasında tüm toplumumuzda görülen birlik ve beraberliğin, duyulan gururun ve toplumun tüm kesimlerince yaşanan mutluluğun örnek olacağına ve 2020’de bu ruh etrafında kenetleneceğimize inanıyoruz."