Cihanbeyli Madencilik Tuz Nakliyat Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. İdari ve Ticari Müdürü Fatih Haktan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuz Gölü'nün dünyadaki en büyük ikinci göl tuzu kaynağı olduğunu söyledi.
Tuz Gölü'ndeki üretimin, buharlaşmaya dayalı, tüm işlevin doğada gerçekleştiği özel bir üretim şekli olduğunu ifade eden Haktan, şunları kaydetti: "Gölde üretime ayırdığımız havuzlarda her sene kışın su alınması, yazın da bu suyun buharlaştırılıp atılmasıyla tuz üretimi gerçekleşiyor. Yaptığımız iş, madencilikten ziyade çiftçiliğe benziyor; kışın ekiyor, yazın topluyoruz. Bundan dolayı halk arasında, hatta uluslararası platformda buna 'hasat' diyoruz. İnglizce'de de karşılık bulan bir işlemle üretim yapıyoruz. Yılda 2 ayla sınırlı üretim süremiz var. Bu biraz da mevsim koşullarıyla alakalı. Şu anda tuz hasadımız devam ediyor. Yaklaşık 1 ay sonra bu sezon üretimini kapatacağız."
- Tuzun yüzde 80'i endüstride kullanılıyor
Önemli bir kimyasal olan tuzun, 3 bin ana sektörde aktif şekilde kulanıldığını dile getiren Haktan, dünyada üretilen tuzun sadece yüzde 5'inin gıdada kullanıldığını, yüzde 15'inin buzla mücadelede, kalan yüzde 80'inin ise endüstride tüketiminin söz konusu olduğunu bildirdi. Haktan, Türkiye'de yıllık tuz üretiminin 3-3,5 milyon ton civarında olduğunu vurgulayarak, bu üretimin 2,5-3 milyon tonunun Tuz Gölü'nden, kalan kısmının ise kaya ve deniz tuzundan sağlandığını aktardı. Tuz Gölü'nde faaliyet gösteren firmaların, kapasitelerinin çok altında üretim yaptığını anlatan Haktan, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin yıllık tuz ihtiyacının tamamını karşılayabilecek kapasiteye sahip olmamıza karşın, ithal tuz engeli nedeniyle tam kapasiteyle çalışamıyoruz. Yıllık tuz tüketiminin yüzde 70-75'ine yakını ülke kaynaklarıyla sağlanıyor. Geriye kalan yüzde 20-25'i ithal ürünlerle karşılanıyor. Bu da sektörü sıkıntıya sokuyor. Nakliye maliyetlerimiz, vergi oranlarımız, akaryakıt fiyatları ithalatı gerçekleştiren ülkelere göre çok daha yüksek olduğu için ihracatta ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Devletten beklentimiz; tüketime bağlı olarak ithal ürünlere kota koyması. Bunun öz kaynaklarımızın korunması adına gerekli olduğunu düşünüyoruz." Haktan, ihracatın önünün açılması halinde, Türkiye'deki tuz üretiminin 2-3 katına çıkarılabileceğini vurgulayarak, "Pazar bulunabilse yıllık 10 milyon tonluk kapasitelere ulaşılabilir. Ancak satamayacağınız ürünü üretmek sıkıntı oluyor. Tuzun doğası gereği taşlaşma sorunu, stok alanlarında verdiği fireler maliyetleri artırıyor. Bu nedenle, yaptığımız pazar araştırmasına göre üretimimizi belirliyoruz" diye konuştu.