Türkiye uzun yıllardan beri Schengen Vizesi almakta sorun yaşıyor. Schengen Vizesi'ne Avrupa Komisyonu'nun teklifi ile beraber 80 Euro'dan yüzde 12,5'lik bir artış ile 90 euro olarak güncellenmişti. Ret cevaplarının art arda geldiği son zamanlarda Türkiye'nin ana problemlerinden biri de vize işlemlerinde yaşanan problemler oldu.
2013 - 2023 yılları arasında Schengen vizesi için Türkiye'nin harcadığı para 551,4 milyon Euro oldu.
2023 yılında ise Schengen vizesi için Türkiye'nin harcadığı para 84 milyon Euro oldu.
Ret cevaplarının artmasından dolayı da tahminen 13 milyon Euro çöpe gitti.
İŞTE TÜRKİYE'NİN SON 5 YILDA SCHENGEN VİZESİ'NDEN ALDIĞI RET CEVAPLARININ ORANI
Geçtiğimiz Cumartesi günü Almanya Başbakanı Olaf Scholz Dolmabahçe Sarayı'nda bulunan Çalışma Ofisi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyaret etmişti. İkilinin son iki ay içerisinde iki kez görüşmesi medya kanallarında büyük yankı uyandırmıştı.
İkilinin görüşmesinde birçok konu ele alınırken Schegen Vizesi konusu da gündem maddesiydi. Scholz, "Türkiye'deki konsolosluklar dünya çapında en çok vize veren Alman Konsoloslukları. Çalışmalarımızı hızlandırmak istiyoruz çünkü çok sayıda başvuru var. Süreçleri dijitalleştirmek istiyoruz. Böylece daha hızlı karar vermek istiyoruz. Tabii haklı şikayetler bunlar" ifadelerini kullandı.
Erdoğan ise konu ile ilgili, "Gümrük birliği ve vize serbestisi konusunda atacakları adımların hepimizin menfaatine olduğunu aktardım" şeklinde konuştu.
HaberTürk canlı yayınına katılan Doçent Doktor Faik Tanrıkulu ise Schengen Vizesi için kritik açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, 2013 yılında Avrupa Birliği Türkiye anlaşması vize serbestliğini öngörüldüğünü hatırlatarak şu cümleleri kurdu:
"2016 yılıında Ahmet Davutoğlu başbakandı. Onun döneminde Gümrük Birliği Anlaşması ile Türkiye'ye verilen destekler ve ardından vize serbestisi, yakın bir tarihte Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği'ne vizesiz girebileceğine yönelik adımların atılması bekleniyordu. Türkiye 72 tane kriter imzaladı, taahhüt etti. Yalnız 6 kriter hala daha süreç içerisinde Türkiye tarafından dahil olmadı. Tabi o zamanki siyasi iklim başkaydı, çözüm süreci vardı ki orada en önemli tıkanan başlıklardan biri terör ile ilgiliydi. Avrupa'nın tam olarak anlayamadığı şey Türkiye'nin yoğun bir şekilde terör ile mücadele içinde olmasıydı. Dolayısıyla 2020 yılınnda Türkiye göç konusunda esnetme başlattı"
Türkiye'nin önemli donelerinin olduğunu ifade eden Tanrıkulu, Avrupa tarafından Çin'den sonra en çok vize reddi yiyenlerin Türk vatandaşlarının olduğunu ifade ederek, "Avrupa'ya iltica eden Türk vatandaşlarının sayısı önemli ölçüde arttı. Tabi Türkiye'ye karşı bir çifte standart var; üçüncü dünya ülkesi diyebileceğimiz ülkelere bile vize serbiyesti var" dedi.
Olaf Scholz'un açıklamalarına da değinen Tanrıkulu, "Olaf Scholz'un bahsettiği 'bürokrasinin yoğunluğunun olduğu' hususu da gerçekçi değil, dijital ortamın yoğunlaştığı bu dönemde. Türkiye'den üst düzey yöneticileri bile Almanya'daki fuara gidemediler. Bunun açıklaması sadece bürokrasinin yoğunluğu ile geçiştirilemez" değerlendirmesinde bulundu.
Almanya'daki iç siyasetinde vize problemlerini doğurduğunu söyleyen Tanrıkulu, sözlerini şu şekilde noktaladı:
"Aşırı sağ geçtiğimiz seçimde iki eyalette ilk sırayı aldı. O seçim sonrası Almanya yeni bir karar aldı o da iltica edenleri geri döndürme kararı. Çok ciddi manada iç siyasette göçe yönelik bir baskı var. İkincisi ise Arupa kamuoyuna dikkat ettiyseniz Almanya'da 2015 -2018 yıllarında Türkiye'deki iç siyaset ile ilgili inanılmaz bir yorum analizi yapılıyordu. Hatta Almanya kamuoyunda şu belirtilmişti: Almanya Türkiye ile gerçekten karşılıklık bir ittifak ve rasyonel olarak bakıyor iç siyasetine müdahele etmiyor şeklinde. Hem iç siyaset hem de Türkiye'ye karşı yanlı bir tutum. Yani 3 aylık Schengen vizesi süreci sadece tek bir nedenle açıklanamaz"