Ev sahipleri ve ev sahibi olmak isteyenler, konut piyasasındaki son durumu takip ederken piyasadaki hareketlilik sürüyor. Satışlarda ivmenin yıl sonuna dek devam etmesi durumunda yeni bir rekorun kırılması da beklentiler arasında. Fakat bu ivmenin arka planında çarpıcı bir dinamik de dikkat çekiyor; o da deprem endişesi. İşte detaylar...
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre; büyük şehirlerdeki ev sahipleri eski dairelerini satışa çıkarıp daha güvenli konutlara yöneliyor. Bu durumla beraber; ikinci el konut stokunda dikkat çeken bir artış oluyor. Yılbaşında 500 bin civarı olan ikinci el konut stoku (satılmayı bekleyen daire) bugün itibarıyla 636 bin adedi buldu. Sektör temsilcileri ilandaki konutların çoğunu 25-30 yaş üstündekilerin oluşturduğunu belirtiyor ve "En büyük sebep ise deprem korkusu. Neredeyse ülkenin her bölgesinde depremler yaşanıyor. Özellikle İstanbul risk altında. Bu nedenle çoğu vatandaş eski dairelerinden kurtularak yeni ve güvenilir konutlara çıkmaya başladı" ifadelerini kullanıyor.
Söz konusu trendin aynı hızla sürmesi durumunda; sene sonunda konut piyasasında hem satış hem de stok tarafında tarihi seviyelere ulaşılması da beklentiler arasında.
Gerçekleştirilen saha araştırmalarında, satışa sunulan konutların büyük kısmının 30 yaşın üstünde olduğu belirlendi. Bu durum; deprem korkusunun satış kararlarını da direkt olarak etkilediğini gözler önüne seriyor. Bazı ev sahipleri, eski binalarını elden çıkararak sıfır veya sıfıra yakın güvenli dairelere geçme isteğinde. Gayrimenkul danışmanları ise "Eskiyi sat, yeni eve geç" trendinin özellikle 2023 yılından bu yana giderek güçlendiğine vurgu yapıyor.
Konut stoklarındaki artışın temelinde deprem kaygısının olduğuna vurgu yapan gayrimenkul uzmanları; özellikle 30 yaş üzeri binalarda yaşayan ev sahiplerinin, riski yapılarda oturmak istemedikleri için dairelerini satışa çıkardığını belirtiyor. Söz konusu eğilimle beraber piyasada "eskiyi sat, yeni eve geç" hareketinin hızlandığı aktarılırken, stokların da hızlı biçimde artmasına neden olduğu kaydediliyor. Bununla ilgili yapılan değerlendirmelerde "Deprem bilincinin artmasıyla vatandaş artık eski yapılarda oturmak istemiyor. Güvenli ve sağlam konutlara talep var. Bu sebeple ikinci el piyasasında arzın, talebin önüne geçtiğini görüyoruz" ifadeleri kullanılıyor.
Araştırmalara göre; Ocak'ta yaklaşık 500 bin olan satılık ikinci el konut sayısının, yalnızca 8 ayda yüzde 27 artış gösterip 636 bin sınırına ulaştığı belirtiliyor. Bu artışın en belirgin biçimde hissedildiği şehir olarak da Ankara göze çarpıyor. Ankara'da satılık konut stokunun yılbaşından beri yüzde 32 oranında yükseldiği aktarılıyor. Ankara'yı da İstanbul ve İzmir takip ediyor. Ancak Anadolu'daki pek çok şehirde de benzer eğilim göze çarpıyor. İkinci el konut piyasasındaki hareketliliğin en dikkat çeken yönünün de satılığa çıkan dairelerin niteliği olduğu belirtildi.
Yaşanan tabloyu "alıcı - satıcı dengesi" üzerinden değerlendiren sektör temsilcileri; "Konutunu satmak isteyenlerin sayısı, alıcıların talebini geride bırakıyor. Bu da her geçen gün büyüyen bir stok baskısı oluşturuyor" ifadelerini kullanıyor. Satıcı sayısının artmasının, alıcı tarafında fiyat pazarlıklarını güçlendirdiği belirtilirken satılık konut stokunun hızlı büyümesinin, piyasanın yönü hakkında da soru işaretleri oluşturduğu aktarılıyor.
Son dönemde Türkiye'deki konut piyasasında artan fiyatlar, vatandaşın en çok şikayet ettiği konulardan bir tanesi olurken uzmanlar, çözümün anahtarının yeni konut üretiminde yattığını belirtiyor. Konut arzı artıp piyasada da daha çok seçenek oluşması halinde, fiyatların aşağıya doğru hareket etmesinin mümkün göründüğü aktarılıyor.
Bununla ilgili hükümet de harekete geçerken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Emlak Katılım aracılığıyla bir konut seferberliği başladı. Kamu eliyle yürütülen bu girişim, yalnızca dar gelirli vatandaşlara konut sağlamayı değil, aynı zamanda piyasadaki fiyat dengesini de yeniden kurmayı hedef alıyor. Uzmanlar, devletin öncülük ettiği bu adımların özel sektör müteahhitlerini de cesaretlendireceğini aktarıyor. Kamu yatırımlarının yön verdiği piyasanın, inşaat firmalarına güven vereceği ve yeni projelerin hızla devreye alınacağı belirtiliyor. Sektör temsilcileri de "Üretim artarsa, fiyatlar da düşer" değerlendirmesini yapıyor.
Okuyucu Yorumları 0 yorum